Afrodisyas, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan tarihi değerlerimizden birisidir. Afrodisyas, muhteşem mermer heykelleri, 30 bin kişilik  stadyumu, devasa tören kapısı Tetrapylon, Afrodit Tapınağı, Antik tiyatro, Sebasteion, Güney Agora ve diğer muhteşem yapılarıyla, Anadolu topraklarında kurulmuş ve halen tüm ihtişamıyla ayakta olan en önemli antik kentlerden birisidir. Şehrin altın dönemi MÖ1y.y. ve MS 6.y.y. arası dönemdir. şehrin tüm gösterişli yapıtları ve hayranlık uyandıran mermer heykelleri bu dönemde yapılmıştır.

Afrodisyas yaklaşık 700 yıl heykelciliğin başkenti olmuş, buradan yetişen öğrenciler çevreye yayılarak başta Avrupa olmak üzere heykel sanatının gelişimine katkıda bulunmuştur. Bugün Avrupa'nın dört bir yanında muhteşem heykeller varsa Avrupalılar bunu Afrodisyas Heykel Okulu’nda yetişen heykel ustaları ile onların yetiştirdiği öğrencilere borçludur.

Ülkemizde de o tarihten bugüne çok çeşitli ustalar yetişmiş, sadece heykelcilikte değil, mimari eserler anlamında da Anadolu kültürüne önemli katkıları olmuştur. Günümüzde üniversitelerimiz heykelcilik sanatının gelişmesi için öncü pozisyonuna gelip, heykeltraş eğitimine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca bir çok sivil toplum kuruluşu bu sanatın gelişmesi ve yaşadıkları kentlerin bu sanatla şekillenmesi için çaba harcamaktır. Bu örgütler çalıştay, atölye, yarışma ve sempozyum gibi adlar altında yaptıkları çalışmalarla Anadolu'nun bağrından doğan bu sanatı geliştirmek için emek vermektedir. Özellikle Batı Anadolu diye adlandırdığımız coğrafyada (İzmir, Denizli, Muğla gibi) bu çalışmalar oldukça fazladır. Buna karşılık ilk heykel okulu olarak bilinen Afrodisyas'ı barındıran ilimizde bu çalışmalar yetersiz kalmıştır.

Şimdilerde Kuşadası Belediyesi, Kuşadası Altın Güvercin Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı (KUSAV) ile Mehmet Nuri Göçen Kültür Eğitim ve Sanat Vakfı işbirliğinde 5-31 Ekim tarihleri arasında 5 Türk, 2 Rus heykel sanatçısının katılımı ile Yılancı Burnu mevkiinde "1. Neopolis Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu" düzenleniyor. Kuşadası Altın Güvercin Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı ile Mehmet Nuri Göçen Kültür Eğitim ve Sanat Vakfı bu sempozyumun düzenlenmesine katkı sağlıyor.

Antik dönemde Neopolis olarak adlandırılan Yılancı Burnu mevkiinde gerçekleşecek olan 25 günlük sempozyum süresince heykeltıraşlar mermer blokları yontarak “Kuşadası” teması ile şekil verecekler. Ortaya çıkan eserler kentin farklı noktalarında kalıcı olarak sergilenecek. Böylece Kuşadası kent mobilyaları ile donatılmaya başlanmış olacaktır. Bu heykellerin önünde, yanında fotoğraf çektirenler kentin tanıtımına katkı sağlayacak, böylece diğer insanlarda  merak uyandırarak turizme katılmasını sağlayan faktöre dönüştürecektir.

Bazı kişiler heykelleri "boşa giden yatırım" olarak görse de bu heykeller kentlerin simgesi olabileceği gibi turizm kentleri için önemli bir gelir kaynağına dönüşebilmektedir. Örneğin; Roma'da yer alan "Aşk Çeşmesi" (Trevi Çeşmesi) sadece onu görmek için binlerce kişinin oraya gitmesine neden olmaktadır. Bunun gibi birçok heykel dünyanın çeşitli yerlerinde bulunduğu bölgeye artı değer katmaktadır. Kuşadası’nda böyle bir çalışmanın yapılması giderek kan kaybeden turizm sektörüne uzun vadede katkı sağlayacaktır. Özellikle "Kültür ve sanat kenti" olma yolunda hızla ilerleyen Kuşadası’nın böyle çalışmalara ağırlık vererek ilerlemesini sağlayan Belediye Başkanı Ömer Günel’e ve sempozyuma katkı sağlayan Kuşadası Altın Güvercin Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı ile Mehmet Nuri Göçen Kültür Eğitim ve Sanat Vakfı'na yeri gelmişken teşekkür etmek gerekir. Ancak kültür ve sanat kenti olmak oldukça uzun soluklu ve sabır gerektiren bir konudur. Bu konuda Kuşadası’nın tüm dinamiklerini bir şekilde harekete geçirmelidir. Bu yolda Belediye Başkanı Ömer Günel’e ve emek verecek kişi ve kurumlara şimdiden başarılar dileriz.

"Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder." (İbn-i Sina)