Şimdi biz de bunu çalışıyoruz. Bunun bizim değerlerimizde bir defa yeri var. Buna müsaade edilmez. Allah göstermesin, bir ölüm tehdidi gibi şeyler, onlar ayrı konular' dedi.

Erdoğan, Pendik'teki Emsey Hospital'ın hizmete girmesi dolasıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, doktorlar başta olmak üzere sağlık personeline yönelik saldırıları şiddetle kınadığını belirterek, 'Sağlık personeline yönelik hiçbir saldırıya, hiçbir densizliğe karşı müsamahamızın olmadığı bilinmelidir. Sadece teşekkürü ve taktiri hak eden bu kardeşlerimizin daima yanındayız. Desteğimiz daima onlarla beraber' dedi.

ABD'de kürtaja karşı mücadele ve yasalar olduğunu belirten Erdoğan, 'Batının birçok toplumunda aynı şekilde bununla ilgili çıkarılmış yasalar var. Şimdi biz de bunu çalışıyoruz. Bunun bizim değerlerimizde bir defa yeri var. Buna müsaade edilmez. Allah göstermesin, bir ölüm tehdidi gibi şeyler, onlar ayrı konular' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Zaten Bakanıma söyledim, kürtajla ilgili yasayı hazırlıyoruz ve bu yasayı çıkartacağız' dedi.

Erdoğan, Pendik'teki Emsey Hospital'in hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törende, iki önemli konu olduğuna işaret ederek, 'Bir... Zaten Bakanıma söyledim, kürtajla ilgili yasayı hazırlıyoruz ve bu yasayı çıkartacağız' şeklinde konuştu.

Bazılarının çıkıp, 'Kürtaj yaptırmak bir haktır' dediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

'Bazıları, 'Kadın isterse kürtajı yaptırır, o onun kendi hakkıdır. Siz onun vücudunda müdahalede bulunamazsınız, tasarrufta bulunamazsınız' diyor. E bırak intihar edene de müsaade et. Köprüden atlarken niye karışıyorsun adamın işine ya, hakkını kullansın. Böyle saçmalık olur mu? Kaldı ki burada iki tane cefa var. Bir, anne karnındaki ceninin öldürülmesi olayı var, iki, kendine zararı var. Biz bunları konuşurken bilimsel konuşuyoruz ve ana karnındaki ceninin öldürülmesiyle doğumdan sonra öldürülmüş bir insanın arasında hiçbir fark yok. Bu konuda hanım kardeşlerimizin çok hassas olmasını, özellikle başbakanları olarak ben kendilerinden rica ediyorum ve bu bir cinayettir. Yine aynı şeyi söylüyorum.'

Başbakan Erdoğan, aynı şeyi sezaryen için de söylediğini vurgulayarak, bugün açılan hastanenin, sezaryenle doğumda öne çıkan hastanelerden olmamasını diledi. Özel hastanelerin sezaryenle doğumda çok ileri gittiklerini, yüzde 50, yüzde 60 hatta yüzde 90'a çıkanlar bile olduğunu ifade eden Erdoğan, çünkü sezaryenden iyi para kazanıldığını söyledi.

Erdoğan, 'Bunu hangi anda yapıyor? Artık doğumun en kritik anında.. Ya şöyle, ya böyle. Orada kadıncağız ne yapsın, yanındaki ailesi ne yapsın? Teslim oluyor ve ben buna da karşıyım. Bakın istisnaları konuşmuyorum, istisnalar ayrı bir olay ama bu özel hastanelerde yüzde 90, ortalamada Türkiye'de yüzde 50 olursa bu konuda düşünmemiz lazım. Sezaryen olayı, aynı zamanda bu milletin nüfusunu dengeleme, engelleme operasyonundan başka bir şey değildir. Bunu da böyle söylüyorum. Niye iki çocuktan fazla olmasın? Sezaryenle olursa ikiden fazla olmaz. Bazı terbiyeden muaf tipler, 'Başbakan bu işlerle niye uğraşıyor?' diyor. Bu ülkede her meselenin sorumlusuyum ben, başbakan olarak... Bu konuda da özellikle duyarlı olan kesimleri daha hassas davranmaya davet ediyorum' şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kendi vatandaşları yanında, bölge ülkelerden ihtiyaç duyan herkese sağlık hizmeti verebilen bir düzeye ulaştığını belirterek, 'Barışın, kardeşliğin, hakkaniyetin, adaletin savunucusu olan Türkiye, aynı zamanda bir şifa merkezi olarak da dostlarına ve dünyaya hizmet vermeyi sürdürecektir' dedi.

Erdoğan, Pendik'teki Emsey Hospital'ın hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, göreve geldiklerinde ülkedeki nitelikli hastane yatağı sayısının 6 bin 839 olduğunu, bu rakamı 35 bin 500'e çıkardıklarını söyledi.

Yoğun bakım yatak sayısının 2002 yılı sonunda 869 olduğunu, bu rakamın 2012 yılında 10 bine ulaştığını anlatan Erdoğan, 'Ambulans, ambulans... Bekle ki ambulans gelsin. 2002 yılında Türkiye genelindeki toplam ambulans sayısı 617'ydi, şimdi 2 bin 766. Daha önce helikopter ambulans var mıydı? Yoktu. Ama şimdi Türkiye'nin her yerinde helikopter ambulanslarımız var. Aynı zamanda jet ambulansımız var, Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna. Olur ki yurt dışı, hemen jet ambulansla yurt dışına. Deniz aracı var mıydı? Yok. Kar paletli ambulans var mıydı? Yok. Kızaklar üzerinde benim bacılarım taşınıyordu, hastalarımız taşınıyordu, Erzurum'un Palandöken'inde. Şimdi bunlar yok' dedi.

Artık kar paletli ambulansların hastayı alıp geldiğini, hatta doğumdan on gün önceden şehre aldıkları anne adaylarının Sağlık Bakanlığı'nın misafiri olduğunu, sağlığına kavuştuktan sonra evine gönderdiklerini belirten Erdoğan, 'İnsana verdiğimiz değeri gösteriyor bu. Her şey insan için. İnsan öncelikli bir Türkiye'yi konuşuyoruz, devlet öncelikli değil. Bugün artık anne karnındaki safhalarından itibaren, hayata gözlerini açan her çocuk, sağlık güvencesine kavuşuyor. Sosyal güvenlik şemsiyesi, bilhassa sağlık güvencesi kapsamı dışında kalan hiçbir vatandaşımızı bırakmadık, bırakmıyoruz' diye konuştu.

Sağlık alanındaki çalışmaları, hizmet standartlarını her geçen gün daha da yükselterek devam ettirdiklerini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Ama biz, bu meseleleri ideolojilere kurban veremeyiz. Bugün artık Türkiye, kendi vatandaşları yanında, bölge ülkelerinden ihtiyaç duyan herkese sağlık hizmeti verebilen bir düzeye ulaştı. Barışın, kardeşliğin, hakkaniyetin, adaletin savunucusu olan Türkiye, aynı zamanda bir şifa merkezi olarak da dostlarına ve dünyaya hizmet vermeyi sürdürecektir. Bunlar Türkiye olarak, bu ülkenin insanları olarak, gurur duyacağımız gelişmeler. Sosyal devlet, işte biz onun gereğini yapıyoruz. Vatandaşına sırtını dönen değil, işte bu şekilde onu kucaklayan devlettir. Türkiye, sağlığıyla, eğitimiyle, demokrasisiyle, ekonomisiyle her geçen gün daha büyüyor. İnşallah 2023 yılı hedeflerimize adım adım ulaşacak ve ülkemizi dünyanın muasır medeniyetler seviyesi üzerine çıkaracağız.'

Hastanenin açılışının ardından, restorasyonu tamamlanan Fatih Camisi'ne geçeceğini anlatan Erdoğan, 'Deprem tehdidi ile yıkılmak üzere olan Fatih Camimizi, Sultan Fatih'in İstanbul'u fethettiği 559'uncu fetih yıl dönümünde 4 yıllık bir çalışmanın sonunda tekrar halkımıza ve İslam dünyasına kazandırıyoruz. İkindi namazını müteakiben açılışını yapacağız. 1. Murad Kütüphanesi'ni aynı şekilde restore ettik' dedi.