Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur"un ölümünden sorumlu tutulan 4 polis memuru hakkında Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararını onadı. Aile AİHM"ye gideceğini belirtti
Yargı, polisin, babasının PKK"lı olduğu gerekçesiyle düzenlediği baskında yaşamını yitiren Uğur Kaymaz"ın (12) ölümünü, "sırtından sıralı biçimde ateşlenmiş 9 kurşun yarası bulunduğu, silah tutacak yaşta olmadığı ve olay yerinde çatışma izi bulunmadığı" yönündeki adli tıp raporlarına rağmen cezasız bıraktı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ahmet ve Uğur Kaymaz"ın ölümünden sorumlu tutulan 4 polis memuru hakkında verilen beraat kararını onadı.
21 Kasım 2004"te Kaymaz ve oğlunu, evlerinin önünde vurarak öldüren 4 polis hakkında açılan davanın temyiz süreci sonuçlandı. Süreç, Yargıtay Başsavcılığı"nın, polisler hakkında hazırladığı tebliğnameyi Yargıtay 1. Ceza Dairesi"ne göndermesiyle başlamıştı. Başsavcılık, tebliğnamede güvenlik gerekçesiyle Mardin"den Eskişehir"e alınan davada, Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi"nin verdiği beraat kararlarını yerinde buldu.
Tebliğnamede, Kaymaz ailesinin evine yönelik operasyonun 155 Polis İmdat hattını arayan, ismini söylemeyen, numarası görünmeyen bir şahsın ihbarı üzerine başlatıldığı anımsatıldı. İstihbarat çalışması sonunda, Ahmet Kaymaz"ın PKK bağlantılı olduğu değerlendirmesinin yapıldığı, bunun üzerine Kızıltepe Başsavcılığı"nın bilgilendirildiği ifade edildi.

Çatışma istenmemiş
Tebliğnamede, savcılığın izni doğrultusunda evde arama yapmak isteyen polisin, çatışma çıkabileceği, evde yaşayanlarla, polisin zarar görebileceği endişesiyle hemen arama yapmadığı, silahlı kişileri dışarı çıkınca yakalamak düşüncesiyle hava kararıncaya kadar evin önünde, gözetleme halinde beklediği vurgulandı. Daha ileri bir yerde gözetleme yapmak isteyen 4 polisin, evden çıkan Ahmet ve Uğur Kaymazla karşılaştıkları, durmaları gerektiği ve polis oldukları ikazını yaptıkları halde, maktullerin ateşle karşılık verdiği belirtildi.
Polisin, meşru müdafaa sınırları içinde ateşe karşılık verdiğinin anlatıldığı tebliğnamede, Ahmet ve Uğur Kaymaz"ın çatışmada öldüğü ifade edildi.
Tebliğnamede, Uğur Kaymaz"ın nüfusa küçük yazıldığı, aslında bıyıklarının bile çıktığı, ölümlerin çatışma sonunda gerçekleştiği iddialarını yalanlayan adli tıp raporlarıyla ilgili değerlendirme ise yapılmadı. Adli tıp raporlarında, olay yerinde çatışma izine rastlanmadığı vurgulanmış, Uğur Kaymaz"ın kalaşnikof silah tutarak çatışacak büyüklükte olmadığı belirtilmişti.
Raporlarda, vücudundan 13 kurşun çıkan Kaymaz"ın ölümünün, sırtındaki sıralı biçimde ateşlenen 9 kurşundan kaynaklandığı da vurgulanmıştı. Bu yaraları alan birisinin polise ateş edemeyeceğinin kaydedildiği rapor, Kaymaz"ın yüz yüze çatışırken değil, sırtından vurularak öldüğünü ortaya koymuştu.
Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi, tebliğnameyi ve Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi"nin kararını yerinde buldu ve polislerin beraatlerine hükmeden mahkemenin kararını onadı. Sanıkların beraatini isteyen başsavcılığın da karara itiraz etme ihtimali bulunmadığı için Kaymaz dosyası bütünüyle kapanmış oldu.

Aile: Adalet duygumuz zedelendi
Ahmet Kaymaz"ın kardeşi Reşat Kaymaz, kararı şöyle değerlendirdi:
“Adalet duygumuz zedelendi. Bu olay yaşandığında, her şeye rağmen, adaletin yerini bulacağını düşündük ama maalesef olmadı. Derinden bir yönlendirme vardı dava süresince. Dosyayı AİHM"ye götüreceğiz. İnanıyorum ki hak yerini bulacak ama biz AİHM"ye gitmeden, burada çözülmesini çok istemiştik. Uğur"un annesi ve 3 kardeşi Kızıltepe"de benimle yaşıyorlar. Annesi çok üzüldü. Eşinin ve oğlunun ölümünün hesabının sorulmadığına inanıyor.” milliyet