Huawei tarafından , casusluk iddialarına karşı geçtiğimiz günlerde Çin'deki merkezinde bir basın toplantısı yapıldı. Malum Huawei'nin ağ ekipmanlarının Çin tarafından casusluk amacıyla kullanılabileceği iddiasıyla ABD başta olmak üzere Avrupa ülkeleri tarafından yasaklama dalgası başladı.

Toplantı sonrasında "Meşru kaygıları olanlarla diyaloğa açığız" mesajı veren Huawei önümüzdeki beş yıl boyunca siber güvenliğe 2 milyar dolar yatırım yapacağı sözünü verdi.

Peki Huawei'nin yatırım sözü ne kadar yeterli?

Önce ne oldu, bir hatırlayalım.

Hatırlayacaksınız, 1 Aralık'ta Huawei'nin kurucusun kızı Wanzhou Meng, ABD'nin isteğiyle Kanada'da tutuklanmıştı. Çin Devleti'nin Meng'in tutuklanmasını verdiği tepki çok sert oldu. Önce Kanada'nın Çin Büyükelçisi'ne nota verildi. Arkasından da iki Kanada vatandaşı, Çin'de casusluk faaliyetlerinde bulunduğu iddiası ile tutukladı. CFO Meng'in tutukluluğu bir süre sonra "ev hapsine" çevrildi. Olaylar yatıştı derken geçtiğimiz günlerde Huawei'nin Polonya'daki bir çalışanı casusluk suçlamasıyla göz altına alındı.

ASKER KÖKENLİ GİRİŞİMCİ

Yaşananları daha iyi anlayabilmek için Huawei'nin geçmişine bakalım. 1997'di. Eski Halk Kurtuluş Ordusu subayı Ren Zhengfei, Amerikan topraklarına ilk ayak basarken, gelirleri 1 milyar dolardan az olan Huawei, bu yıl 100 milyar doları aşmış durumda.

Asker kökenli bir girişimcinin hızlı yükselişi Batılı devletleri haklı olarak endişelendiriyor.

5G VE ÖTESİ

Endişenin kaynağında ise 5G var. Ayak sesleri iyiden iyiye hissedilmeye başlanan 5G ile kendi kendine süren arabalardan fabrika robotlarına, uzaktan ameliyatlara kadar bir çok yeni teknoloji hayatımıza girecek. Birbirleriyle konuşan makineler insanlardan daha çok veri üretecek. Verinin kontrolü ise ulusal güvenlik kaygısı olarak kendisini gösteriyor. Ayrıca patent hakkı ve telif ücretlerinden gelecek milyarlarca doları da unutmamak gerekiyor.

Trump'ın ABD'li şirketleri Huawei ve diğer Çinli tedarikçilerin ekipmanlarını kullanmalarını engellemek için hazırlık içinde olduğu biliniyor. Trump'ın imzaladığı Güvenlik Yetkilendirme Yasası kapsamında Çin merkezli Huawei ve ZTE markaları hükümet kurumlarında ve hükûmet kurumlarıyla çalışan şirketlerce satın alınamayacak ve kullanılamayacak. Bu, muhtemelen ticari sektörü içerecek şekilde genişletilecek.

Bazı Avrupa hükümetleri ve telekom şirketleri de, ABD'nin öncülüğünü takip ediyor. Şu an Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarı, Huawei'nin Çin'den sonra en büyük ikinci pazarı durumda. Huawei 5G'nin ticari veya test kullanımı için 25 telekom operatörü ile sözleşme imzaladı ve 10.000'den fazla 5G baz istasyonu gönderdi.

Alman Deutsche Telekom, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada, "ağ elemanlarının Çinli üreticilerden güvenliği konusunda küresel tartışmayı çok ciddiye aldığını" söyledi. Buna paralel olarak İngiltere de söylemi hızlandırdı. İngiltere Savunma Sekreteri Gavin Williamson, "İngiltere'de 5G ağını sağlayan Huawei ile ilgili çok ciddi endişeleri olduğunu" ifade etti. British Telecom da, 3G ve 4G ağlarının kilit parçalarından Huawei ekipmanını çıkardığını açıkladı. Bu çağrı üzerine Fransız Telekom şirketi Orange, yeni oluşturacağı 5G mobile network kurulumunda, Huawei ile çalışmayacağını duyurdu.

Avrupa'nın güçlü devletlerinin yanı sıra Belçika ve Çekya'nın Huawei'yi yasaklamayı düşündüğü biliniyor. Diğer yandan Avusturalya, Yeni Zelanda ise Huawei ürünlerinin ülkelerinde kullanılması konusunda sınırlamalar getirdi.

TÜRKİYE BU KAVGANIN NERESİNDE?

Huawei Türkiye'ye ciddi anlamda yatırım yapıyor. Ümrani'ye'de bir AR-Ge merkezleri bulunuyor. 5G konusunda aralık ayında İstanbul'da bir de laboratuvar açtı. Samsung'un ardından en çok akıllı telefon satışı yapan ikinci marka.

Türkiye'de demir yollarına özel çözümler sunan Huawei 5G konusunda da mahallî operatörlerle çalışıyor. Turkcell ve Vodafone Türkiye, Huawei ile 5G ağ teknolojileri ve ekipmanları konusunda iş birliği yapıyor. Akıllı şehirler konusunda da çalışmalar yürütülüyor.

Diğer taraftan da Türk Telekom ve Argela'nın yerli baz istasyonu çalışmaları devam ediyor.

5G alanında yerli patentlere yenileri ekleniyor. Türkiye bir yandan küresel oyuncularla yoluna devam ederken diğer yandan da kendi yolunu çizmeye uğraşıyor.

Kaynak: Türkiye Gazetesi