İrlandalı Louise Monaghan, eski kocasının geçen sene kaçırdığı kızını bulmak için KKTC-Türkiye-Suriye hattında yaşadığı korku dolu günleri perşembe günü yayımlanan "Stolen: Escape From Syria" (Çalıntı: Suriye'den Kaçış) adlı kitabında anlattı. Mail On Sunday gazetesi, Monaghan'ın macerasını aktardı.
Kızı May ile gazeteye mutluluk pozları veren Louise'in, hatırlamak istemediği kabus günleri geçen yıl 7 Eylül'de başladı. Kıbrıs Rum kesiminin Limasol kentinde yaşayan Louise burada aşık olup evlendiği, daha sonra boşandığı Suriyeli kocası Mustafa Esad'ın altı yaşındaki kızını kaçırdığını anladı. Mustafa KKTC'ye geçip Türkiye üstünden Suriye'ye, memleketi İdlib kentine gitmişti. Telefonda, "Üzgünüm, başka seçenek bırakmadın. Herşeyi satıp Suriye'ye taşınmazsan çocuğunu göremezsin" diyordu.

İnsan kaçakçılarını aradı

Louise, May'in Mustafa'nın yanından kaçırılması için teyzesinin aracılığıyla bazı Türkler ile irtibata geçti. "Onların insan kaçakçıları olabileceğini biliyordum fakat son kuruşumu vermeye hazırdım. Bir Türk'ü aradım, kızımı geri getirebileceklerini söyledi" diyen acılı anne, B planını uygulayıp Ercan Havaalanı'ndan Adana'ya uçtu, oradan Hatay'a gitti.

İrtibata geçtiği Türk "Kaçış planı zorlaşıyor" deyip bahaneler üretmeye başlamıştı. Çaresiz anne, eski kocasını arayıp teklifini kabul ederek Suriye'ye geçti. Sınırdan geçerken sorun yaşadığını anlatan Louise şöyle devam etti:

"Sınırda askere pasaportumu verdim, 'Gidemezsin, orada neler yaşandığını biliyor musun' deyip geçişime izin vermedi. Para teklif ettim, fakat kabul etmedi. Kızımı kurtarmak zorunda olduğumu anlatınca belgelerimi tekrar kontrol ettiler. Pasaportumu geri verdi. Mustafa'nın arabasına atladım."

Fırsat bulunca hemen kaçtılar

Kızı May'e sonunda kavuşan anne, birkaç gün sonra Mustafa göçmenlik bürosuna gidince kızıyla kaçtı. Mustafa'nın otomobilde yalnız bıraktığı anne-kız bir taksiye atlayıp Kıbrıs'tan birinin yardımıyla binbir zorlukla Şam'a gitmişti. Geçen ekimde İrlanda'ya kızıyla kaçmayı başaran ve öyküsünü ilk kez kitabında anlatan Louise, "Kızımı kaçırdığım suçlamasıyla müebbet hapis cezası ya da şeriat yasaları gereği recm edilebileceğim söylendi. Fakat küçük kızımı kurtarmak için savaş bölgesine yine de gittim" dedi. Suriye'de şeriat yasaları uygunlanmasa da bazı köylerde "töre" uygulamaları geçerli.

İsyanın rotasını izledi

Louise, Suriye'de tanık olduğu gösterilerle ilgili şunları yazdı: "Mustafa'nın İdlib yakınlarındaki köyüne giderken 'Esad'a ölüm, Esad'a ölüm' sloganlarının atıldığını duydum.

Çoğu erkek, bin kadar gösterici vardı. Mustafa'ya, bütün günü patlayan bombaları ve silah seslerini dinlemekle geçirdiğimi, çok korktuğumu söyledim. Kızımla kaçış yolundayken daha önce hiç adını duymadığım, her gün insanların öldüğü Hama ve Humus gibi yerlerden geçtik."

Mithat Cingi, Anadolu ve ESOGÜ öğretim üyesi olan anne ve babasına kapıyı açmadı. Prof.Dr. Emre Cingi bunun üzerine kapıyı açması için eve çilingir çağırdı. Çilingir kapıyı açacağı sırada Mithat Cingi kapıyı tekmeleyip pompalı tüfeği camlı bölümden gösterince çilingir kaçtı. Anne ve baba bu kez oğlunun sakinleşmesini sağlamak için 112 sağlık ekibini arayarak yardım istedi. 112 Acil Servis görevlileri de durumu polise bildirdi.

Ekipler yoldayken kapıyı açan Mithat Cingi babası Prof.Dr. Emre Cingi'ye tüfekle ateş etti. Göğsünden vurulan baba Cingi, "Öldürdün beni" diye bağırarak evin bahçesinde yere yağıldı. Mithat Cingi, içeriye girip kendisini ikna etmeye çalışan annesi Prof.Dr.Munise İpek Çingi'ye de yakın uzaklıktan ateş etti. Başından vurulan anne Cingi de olay yerinde öldü. Ardından bir üst kata çıkan Mithat Cingi tüfekle intihar etti.

Olay yerine gelen polisler, komşularının ilk olarak 2 el, kısa süre sonra da 1 el silah sesi duyduklarını, sadece babanın bahçede hareketsiz yerde gördüklerini, anne ve oğlunun yaşayıp- yaşamadığını bilemediklerini söyledi. Polisler çelik yelek giyerek evin etrafında güvenlik önlemi aldı.

Kısa süre sonra gelen Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi ekipleri de çelik yelek ve miğfer takıp eve operasyon düzenledi. Uzun namlulu silahlarla yapılan operasyonda evin kapısı balyozla kırılıp içeri girildi. Ekipler bahçede babanın, evin girişinde annenin ve üst kattaki odada oğulları Mithat Cingi'nin cesediyle karşılaştı.

Ölen Prof.Dr.Emre Cingi, eşi Prof.Dr.Munise İpek Cingi ve oğlu Mithat Cingi'nin cesetleri otopsi için ESOGÜ Hastanesi morguna kaldırıldı, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.

Prof.Dr.Emre Cingi'nin uzun yıllar ESOGÜ Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ana bilim dalında öğretim üyesi olarak görev yaptığı, bir süre önce emekliye ayrılıp Özel Medline Eskişehir Hastanesi'nde çalışmaya başladığını belirtildi.