Kasımdaki Amerikan başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin doğal adayı Obama. Cumhuriyetçi Parti’nin adayını belirleyecek yarışsa devam ediyor. Ön seçimler, bir yandan parti içi çekişmeleri ortaya çıkarıyor, öte yandan seçmenlerin akıl karışıklığını sergiliyor.

‘Komşular adaylıkta görsünler’i bir yana koyarsak, yılbaşında “büyük aday” olarak ortaya atılan Herman Cain, ahlaki zaaflarının ortaya çıkmasıyla kayıplara karışırken Türkiye hakkındaki negatif sözleriyle tepki toplayan “güçlü aday” Rick Perry de yersiz konuşmalarının kurbanı oldu. Geçen hafta ise bütün Cumhuriyetçi camiayı sarsacak bir gerçek ortaya çıktı: “Tartışmasız aday” Mitt Romney de artık tartışılabilir!

Daha düne kadar, hâlihazırdaki 4 adaydan iddialı ikili Mitt Romney ve New Gingrich büyük ihtimal, iddiasız ikili Ron Paul ve Rick Santorum ise küçük ihtimal olarak görülüyordu. Artık adaylar da dâhil kimse ihtimallerden bahsetmiyor. Cumhuriyetçi Parti’de adaylık yarışı normalde 26 Haziran’daki Utah ön seçimiyle sona erecek ancak birinciyi büyük ihtimalle 6 Mart’taki “Süper Salı” belirleyecek. Bir adayın kazanması gereken 1144 delegenin yaklaşık 500’ü o gün seçilecek.

Seçmen, ABD’nin en eski partisinin herkesi kucaklayacak bir aday çıkaramamasından son derece rahatsız. Kararsızlıkları, ön seçimlerde bir o adaya, bir bu adaya kayan dengesiz eğilimlerden de belli oluyor. Obama’nın toplumsal desteğinin azaldığına inanan partililer, böylesi bir fırsatı tepen parti önde gelenlerine ateş püskürüyor. Öte yandan parti içindeki grupların gizli iktidar kavgası adaylar üzerinden acımasızca devam ediyor.

Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerinde neler yaşandığını kısaca gözden geçirelim. 3 Ocak’taki Iowa’dan bugüne toplam 8 eyalette ön seçim yapıldı. Iowa’da, Santorum’a kıl payı geçilmesine rağmen Romney seçimlere zaferle başlamış sayıldı. New Hampsire’deki açık ara galibiyetiyle etkin adaylığının önü açıldı. Güney Karolina’da Gingrich’e karşı kaybetse de Florida ve Nevada’daki birincilikleriyle kamuoyunda tartışmasız aday olarak kabul edildi. Ta ki 7 Şubat’taki Colorado, Minnesota ve Missouri ön seçimlerine kadar! O güne kadar ilk eyalet haricinde son sıralarda dolaşan Santorum bu üç eyaleti kelimenin tam anlamıyla silip süpürdü ve delege sayısını bir anda 72’ye çıkardı. Missouri’nin 52 delegesi de eklenince toplam 134 delegeyle, 112 delegeye sahip Romney’i geride bırakmış olacak. Hâlen Gingrich’in 32 ve Paul’unsa sadece 9 delegesi var. Gingrich son eyalete kadar yarışacağını açıklarken ihtiyar kurt Ron Paul yarışı ilk terk eden aday olabilir.

Richard John Santorum, adaylar arasında en genci (53). Avukat ama politika ile daha çok meşgul olmuş. Aile kökenleri sebebiyle İtalyanca biliyor. Pensilvanya eski milletvekili ve senatörü. Romney hariç adayların hepsinin Pensilvanyalı olması, her şeyin arkasında okyanusun ötesini arayanlar için iyi bir malzeme olabilir!

Santorum, Gingrich’e alternatif olarak görülüyor. Aslında renk tonları farklı olsa da ikisi de büyük resimde aynı karede.

Santorum, tam 7 çocuk sahibi. Eşi de kendisi de dindar Katolik. Misyoner olarak kazandıkları ödüller var. Time’ın en etkili 25 Evanjelist listesine alındı. İslam hakkında pozitif yaklaşımları olmadığı kesin. Göçmenlere sempati beslemiyor. Çay Partisi’nin yıldızlarından ve İsrail’le dostluk komitesi üyelerinden biri. Özel hayat geçmişi, siyaset tecrübesi ve genç olması avantajları. Katolik ve Evanjelist olması, kadim Cumhuriyetçilerce sıcak görülmemesi, genç nesilce fazla sert bulunması, seçim kampanyası için yeterince para toplayamaması da dezavantajları.

Mormon Romney, ılımlı yaklaşımı ve az hatalı performansıyla diğer adaylara kıyasla parti tabanında en çok karşılık bulan isim olsa da Evanjelist ve Neoconlardan oy alması çok zor. Özellikle Evanjelistler onu seçtirmemek için ahlaki sicili zayıf olan Gingrich’i bile artık tövbe ettiğini gerekçe gösterip tercih edebilirler. Muhafazakâr tabanın bu fikre sıcak bakacağı onları da tatmin etmemiş olmalı ki Santorum’u yedekte bekletiyorlar.

Tam da ülkemizdeki Cumhuriyet Halk Partisi kurultayının yaklaştığı şu günlerde, parti içindeki ılımlılar ve radikallerin iktidar savaşıyla, Amerika’daki Cumhuriyetçi Parti’de yaşananlar ne kadar da birbirini andırıyor! Hele Kılıçdaroğlu ve Romney’in pozisyonlarındaki farklılıkları seçmek çok zor. Neyse ki konumuz bu değil!

Cumhuriyetçi Parti’deki belirgin gruplar

Evanjelistler: Kelime olarak, kutsal kitabı tebliğ edenler, müjdeciler anlamında. Dindar, tutucu, Hıristiyan Cumhuriyetçiler. İncil’i Tevrat’ın ve Hıristiyanlığı da Yahudiliğin devamı olarak görüyorlar. Amerika’nın İsrail’le dostluğunun sorgulanamazlığına, Yahudilere hizmetin dine hizmet etmek olduğuna inanıyorlar. Amerika’yı bu değerler üzerinde yükseltmeye çalışıyorlar. En yumuşak ifade ile Müslümanları dost olarak görmüyorlar ancak açıktan düşmanlık da yapmıyorlar. Çay Partisi üyeleri çoğunlukla bu gruptan. Evrime, kürtaja, eşcinselliğe tam karşılar. Cumhuriyetçi Parti içinde yıldızı ve sesi yükselen bir grup olsa da hâlen belirleyici temel güç değiller. Adayları önce Gingrich, sonra Santorum.

Neoconlar: Evanjelik ideolojinin neredeyse tamamına sahip olmakla birlikte dinden çok ırki temellere dayanıyorlar. Evanjeliklerin ırkçı renkleri polarize edilmişleri ya da manevi tonları solmuş olanları denebilir. Dinî hassasiyetleri hiç de güçlü değil. Çıkarlarını dinlerinden önce düşündükleri kesin. Amerika’yı dünyanın sahibi ve jandarması olarak görüyorlar. İslâm’ı hedef olarak gördüklerini açıkça ifade etmekten çekinmiyorlar. Silah, savaş ve operasyon, bu ideolojinin alfabesi. Bush dönemi ve Cheney ismi bu anlayışın zirvesi ve en güzel tarifi. 2008’de yıldızları kayan bir gruba sokaktaki partililerin artık yüz vermediği kesin. Püskürüp sönen yanardağ gibi bir sonraki hezeyanı sabırsızlıkla bekliyorlar. Belirgin adayları yok ama Gingrich en sıcak isim.

Muhafazakârlar: Dindar olsa da tutucu olmayan Hıristiyanlar. Kendi içlerinde bölgeye, yaşa, eğitime, maddi durumlarına bağlı olarak onlarca gruba ayrılsalar da, bazı konularda temel farklılıkları olsa da Cumhuriyetçi Parti içinde en yaygın ve belirleyici görüşe sahip grup. Grand Old Party (GOP), yani Kadim Eski Parti’nin sahipleri. Para ve güç kadar, dinî, millî ve manevi değerleri de önemseyen ama farklı düşüncelere hâlen yaşama hakkı tanıyanlar. Güçlü bir Amerika’dan yanalar ama ülke dışında savaş istemiyorlar. Sessizler ama güçlerinin farkındalar. Son zamanlarda Evanjelist ve Neocon akımların partide hâkim olmasından ve iyi aday yokluğundan rahatsızlar. Ronald Reagan bu grubun efsane ismi ve dönemi. Romney bu grubun en çok pirim verdiği aday; ancak o da adam yokluğundan...

Liberal Cumhuriyetçiler: Çoğunlukla yeni nesil Cumhuriyetçiler olsa da Ron Paul gibi ihtiyarların başını çektiği grup. Savaşa, Wall Street’e karşılar. Çay Partisi’ne katılanlar da az değil. Genel eğilimin aksine kürtaj ve eşcinselliğe karşı değiller. Parti içinde ağırlıkları yok sayılır ancak sayılarının arttığını söylemek yanlış olmaz. Adaylarını söylemeye gerek yok! 

 

habermonitor.com