Tekirdağ’daki kreşte çalışan 2 öğretmenin çocuklara defalarca şiddet uyguladığı görüntülerin yayınlanmasının ardından olayla ilgili yeni gelişmeler ortaya çıktı. Çocukların kreşe gitmemek için sürekli garip davranışlar sergilediği ve çocukların ceza olarak karanlık odaya kapatıldığı iddia edildi.

Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde bulunan Özel Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Kreş ve Gündüz Bakımevi'nde 2 öğretmenin çocuklara defalarca uyguladığı şiddet olayının gündeme gelmesinin ardından olayla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Vliler, çocuklarının yaşadıkları travmaları anlattı. Şiddete maruz kalan D.E’nin annesi E.E., “Kızım okuldan geldiğinde bebeği ile birlikte uyuyacaktık. Kızım, bebeği uyumadığı için bağlamamız gerektiğini anlattı. Çok şaşırdım. Nasıl olduğunu öğrenmek için bunu bir oyun olarak devam ettirdim. Ellerini arkaya doğru götürdü. 'Uyumadığı için böyle bağlayacağız' dedi. 'Peki neden bağlıyoruz?' dedim. 'Kalkamıyor' dedi. Bu oyunu kızım ile tekrarladım. Hep aynı şeyleri anlattı, hayal gücü değildi. Çünkü başka öğretmenlerini anlatmıyordu. Sadece S. ve B. öğretmeni anlatıyordu. Kızıma bunları kimlere yaptıklarını sorduğumda arkadaşlarının adlarını veriyordu. Öğrenci velilerine ulaşmak için bir grup kurdum. Okul yönetimi ve OSB yönetimi ile görüşmek için gittiğimizde bize randevu verilmedi. Ertesi gün gittik. Bize görüntülerin izlendiğini, böyle bir şeyin olmadığını, öğretmenin 4 yıldır görev yaptığını ifade etti müdire hanım. Kendi çocuğunu da bu öğretmene emanet ettiğini söyledi. Biz de çocuklarımızın neden böyle şeyler söylediğini, neden böyle davrandığını sorduğumuzda, ‘Bilemiyorum, hayal gücü. Benim çocuğum da burada. Akşama kadar görmüyorum ama öğretmenlerinin ne kadar iyi olduğunu biliyorum’ dedi" diye konuştu.

Uyumayan arkadaşlarının bağlandığını gösterdi

Şiddet gören bir başka çocuğun annesi F.B.A. ise, “D.E’nin annesi E.E. bana ulaştı. Ben de kızım okuldan geldiğinde bir oyun şeklinde ona sordum. 'Uyumayan arkadaşlarınız ne yapıyorlar, oturuyorlar mı oynuyorlar mı?' diye sorduğumda kızım bana aynı tepkiyi verdi. 'Uyumayan arkadaşlarımız bağlanıyor' diye nasıl bağlandıklarını gösterdi. Bağlanan arkadaşlarının kalkamadığını gösterdi. Videoları izlediğimizde gördüklerimiz karşısında katılaştık. Çok çok üzüldük, yıprandık. Çocuklarımız bildiği okuldan başka bir okula alışma sürecine girdi. Onlar için daha çok zor oldu. Devletimizin elinden geleni yapacağını düşünüyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız da bir anne. Videoları baştan sona kadar tekrar izlediğinde vicdanı sızlayacaktır. Kızım bana neden okula gitmeyeceğini sorduğunda, ona büyüdüğünü, artık başka bir okula gitmesi gerektiğini söyledik” ifadelerini kullandı.

Yatağı oğlumun kafasına vurdular

S.M. ve B.Y. tarafından portatif yatakla kafasına vurularak şiddet gören minik A’nın annesi ise, “Görüntülerde çocuğum defalarca şiddete uğrayıp ağlatılıyor. Bunu öğreneli 2 hafta oldu. Öğrendiğimiz gibi çocuğumu bir daha kreşe göndermeme kararı aldım. Diğer veliler bize ulaşmaya çalışmışlar ama kreşin sohbet gruplarından atıldıkları için bize ulaşamamışlar. Ben olanları öğrendiğimde şok oldum. Benim çocuğum 3 yıldır oradaydı, orada büyümüştü. Çocuğumun yıllarca bu şiddete maruz kaldığını düşündükçe çıldırmak üzereyim. Oğlum sürekli uykudan çığlık çığlığa hıçkıra hıçkıra ağlayarak uyanıyordu, tek bir noktaya odaklanıyordu. Çocuğumu doktora da götürdük. Bize 2-5 yaş arasında uyku terörü olabileceğini söyledi ama böyle bir şiddet olayı yaşandığını bilmiyorduk. Bundan birkaç hafta önce oyun oynarken kuzenini cezalandırmıştı. ‘Cezalısın, bu odada kalacaksın. Buradan çıkmayacaksın. Işığı da kapatıyorum, karanlık odada kalacaksın’ dedi. Şok olduk 3,5 yaşındaki çocuk bunu nereden bilir diye. Bu olaylar ortaya çıkınca işin peşine düştük. Çocuğuma bu olanları sorduğumda korkuyor, ağlamaya başlıyor. Sessizce elini kafasının üzerine koyuyor, bir köşeye gidip ağlıyor. Ona da çok soramıyorum. Ben bir anne olarak çocuğumun videolarını izlediğimde çocuğuma olanları sorarak aynı şeyleri yaşatmak, onu korkutmak istemiyorum. Çocuğumu okuldan almaya gittiğimde, velilerin isimleri verilerek ‘Bunların dolduruşuna mı geliyorsunuz? Size videolar mı izletiliyor?’ dediler. Gülerek olanları anlattılar, sinirlerimizi yıprattılar. Daha fazla muhatap olmamak adına mail attık” dedi.

Televizyonu sildirmişler

A’nın annesi, sınıfın ortasında bir televizyon olduğunu ve çocuklara bu televizyonun temizletildiğini ifade ederek, “Oğlum okuldan geldiğinde neler yaptıklarını sordum. Bana öğretmenlerinin A.D .isimli öğrenciye çok kızdığını söyledi, televizyona dokundu, ona kızdı dedi. 'Sen ne yaptın?' diye sorduğumda, ‘Ben hiçbir şey yapmadım’ dedi. Oğlum, evde yemek yerken suyu döktü. Ona daha bir şey söylemeden, 'Annecim bana kızma senden çok özür dilerim, yanlışlıkla yaptım. Sakın bana kızma' diye 4-5 defa tekrarladı, ağlamaya başladı. Çocuklarımıza çok büyük baskılar yapıldığı görüntülerde var. Ben bu insanların anne olduğunu düşünmüyorum. Bize bu olayları yaşatanların çocuğu da aynı sınıfta. O çocuk adına üzülüyorum. Ben bir anne olarak, o çocuğun da gözlerinin önünde bizim çocuklarımıza böyle şeyler yaşattıklarını gördükten sonra o çocuk adına çok üzülüyorum” dedi.

Kafasını eğmesine rağmen vurmaya devam etmişler

C.A. isimli öğrencinin anne ve babası da yaşanan olaylar karşısında büyük üzüntü duyduklarını belirtti. Anne, “Ben bu olayı ilk duyduğumda çocuğuma sordum. Oğlum el bağlama olayını onaylamayınca çok üzerinde durmadım. Ama arkadaşlar bana ulaştığında ve görüntüleri izlettiğinde olayların bu boyutta olduğunu gördüm. Benim oğluma da çok aşırı derece darbeler uygulanmış. Kafasını eğmesine rağmen şiddetli şekilde vuruyorlar. Oğlum kafasını tutarak ağlamaya başlıyor, yüzünü siliyor. Medyada yayınlananların dışında daha fazla şiddet görüntüleri izledik. Bu olaylara göz yumanlar nasıl bir anne aklım ermiyor? Bu olay ortaya çıktıktan sonra çocuğumuzu okuldan aldık. Çocuğumuza eşimle birlikte bu olanları sorduk. 'Oğlum okulda ne yapıyorsunuz, gel bana anlat' diye sorduk. Baştan anlatmak istemedi, korktu. 'Gel biz senin yanındayız, oyun oynuyoruz' diye sorduğumuzda anlatmaya başladı. ‘Öğretmen benim kafama ve karnıma vuruyor’ dedi” İfadelerini kullandı.

Çocukları karanlık odaya diyerek dolaba kapatmışlar

C.A’nın yaşadığı şiddetin detaylarına değinen anne, “Ben arkadaşlarından ‘karanlık oda’ diye duydum. Oğlum gel hadi oyun oynayalım, hadi gel karanlık odalarda oynayalım dediğimde, ‘Dolaba mı gireceğiz?’ dedi. Dolap dediği yerin sürgülü yatakları koydukları yer olduğunu düşünüyorum. O şekilde söyledi, dolaba mı gireceğiz dedi. Bu olayları öğrendikten sonra yöneticilerle konuşmaya gittiğimiz zaman hepimizin sözleşmesi feshedildi. Bunlara hiçbir şey söylemiyorum. Bunlar insan olamazlar. Anne olmayı geçtim, bunlar insan bile değiller. Bunu bir anne olarak sen nasıl yaptın? Anlamıyorum. Bunu kendi çocuğunun gözleri önünde yapıyor. Bizim daha görmediğimiz birçok alan var. Dışarısı var, park alanı var” dedi.

Öğrenci velilerine öğretmenden özür diletmişler

C.A’nın babası ise, yöneticilerin bu olayların yalan olduğunu, çocukların bir sorun yaşamadığını söylediğini ve bazı öğrenci velilerine öğretmenden özür dilettiklerini söyledi. Baba, “Biz bu olayı E.E’den öğrendiğimizde şok olduk. Görüntüleri izledik. Normalde okuldan geldiğinde neler yaptıklarını, öğretmenin bağırıp bağırmadığını sorduğumda yaşadıkları ile ilgili konuşmayan oğlum bir gün geldi, bana sarılarak, korkarak defalarca kafasına vurduklarını, karnına vurduklarını, ellerine vurduklarını söyledi. Bu olay sürecince veliler yöneticiler ile konuşmaya gidiyor. İdari yöneticiler de S. isimli kadın velilere, ‘Çocuklarınızı gönül rahatlığı ile gönderebilirsiniz. Böyle şeyler yaşanmıyor’ demiş. Hatta veliler şiddet uygulayan bu öğretmenden özür dilemek zorunda kalıyor. Veliler OSB yönetimine gittiklerinde tek taraflı fesih belgesi geliyor. Mail olarak gönderiyorlar. Biz ondan sonra çocuğumuzu okuldan aldık. Biz bu olanları sorduğumuzda çocuk değişti. Çocuğum stres yapmaya başladı. Uyurken, oynarken değişik hareketler yapmaya başladı” ifadelerini kullandı.

Kreşe girmemek için 45 dakika boyunca tuvalette kalmış

C.A’nın babası, yaşananları öğrenmeden önce bir sorun olduğunu sezemediklerini ifade ederek, “Biz bu olanları öğrenmeden önce haziran, temmuz ve ağustos döneminde çocuğumuz hiçbir şekilde okula gitmek istemiyordu. Sürekli bahaneler uyduruyordu. Bir şekilde oradan uzak kalmak istiyordu. Bir gün okula ben götürdüm. Okula girmeden önce bana tuvaletinin geldiğini söyledi. Götürdüm. Tuvaletini bitirdi, dışarı çıktı. Sonra ısrarla bir daha geldiğini söyledi. Bunu 6-7 kere tekrarladık. 45 dakika boyunca devam etti. Kreşe girmek istemedi. Biz o dönem bu olanları sezemedik. Görüntüleri izledikten sonra anladık. Medyada yer alanların dışında daha sert şiddet olayları da var. Bu görüntüleri sadece biz değil başka aileler de gördü. Onlar da izlerken ağladılar. Sonrasında OSB yönetimi ile görüşmeye gittiler. Bu görüşmelerden sonra bize ve avukatlarımıza karşı dava açmaya çalıştılar. Bu görüntülere de şu an yayın yasağı geldi. Şu an bir soruşturma var. Ama biz bu görüntüleri basına verdiğimiz için saatler içerisinde tüm ülkede yayın yasağı getirildi. Keşke aynı davranışı, aynı hızı, duyarlılığı en başında yapabilselerdi. 4 aydır OSB yönetimine gidip geliyoruz. Veliler oradan arkalarından gülünerek yollanılıyor. 4 aydır bir şey yapmadılar” dedi.

"'Çocuğunuzu alın gidin, burada çocuğunu okutmak için valiyi araya sokanlar var' dediler"

Bir başka öğrencinin annesi ise, "Bu olayı sorduğumuzda bize 'Kreş bizim kırmızıçizgimiz. Burada böyle şeyler olmaz. İsterseniz çocuğunuzu alın gidin. Bu kreşte çocuğunu okutmak için valiyi araya sokanlar var' dediler diyerek yaşananları anlattı. Öğrenci velisi, 'E.E hanım bize ulaştığında bu olanları öğrendik. Oğluma sorduğumda bana başka bir bağlama şekli gösterdi. Yatakta ellerini önden bağlıyorlarmış. Önümüzü kesmeye çalıştılar. Görüntüleri izlemeden önce ağustos ayında görüşmeye gittik. Başta M. Bey olmak üzere bize aşırı tepki gösterildi. Bizi resmen oradan kovdular. 'Bize 1 günlük kayıt gösterin içimiz rahat etsin' dedik. E. Hanım, F. Bey ve G. Bey vardı. Bir de sekreterleri vardı. Bize kreşin kırmızı çizgileri olduğunu söylediler. Kreş çok önemliymiş. Asla böyle bir şey olmazmış. Bize dediler ki ‘Çocuğunuzu alın gidin. Çocuğu yeter ki bu kreşte okusun diyerek valiyi araya sokmak isteyenler var’ tepkisiyle karşılaştık. Ondan sonra arkası geldi. Tutanaklarda da yazıyor. Çocuğum kameranın alt kısımda yukarı kaldırılıyor ve sert bir şekilde bırakılıyor. Söylenecek bir şey bulamıyoruz öğretmenlere ve yetkililere karşı. Hepsinin değişmesi gerekiyor, yukarıdan aşağıya. 4 aydır hiçbir şey yapmadılar. Görüntüler medyaya düştükten sonra ikisini de görevden aldılar. Bu yaşananları yöneticilere anlattığımızda bizimle dalga geçtiler. F. Bey kırmızı bir kurdele, bir şey yok bunda diyerek gülüyor. Hatta S.M bize dava açacakmış, bizden şikayetçi olacakmış. Velileri arayarak, ‘Benim arkamda durun’ demiş. Bir öğrenci velisi, ‘Hayır, ben size şahitlik yapamam. Görüntüleri izledim, böyle yanlış bir olayın ardından sizin arkanızda duramam’ demiş. 2 öğrenci velisi ise şahitlik yapmayı kabul etmiş” ifadelerini kulandı.