37 kuşak ile 1209 yıllık İngiliz Kraliyet Ailesi dünyanın ayakta kalan en köklü monarşilerinden biri. Binlerce yıllık geleneklere göre yaşıyor, çağa ayak uydurmak adına sadece son 20 yıldır bazı adımlar atıyorlar. Ailenin en büyük devrimi, taht varisi Prens William’ın soylu olmayan, halktan gelen Kate Middleton’la evlenmesiydi. Kraliyet Ailesi’nde aristokrat olmayanlarla evlenen başka kişiler de olmuştu. Ama Kate, bir taht varisi ile evlenen, yani kraliçeliğe aday ilk vatandaş olarak tarihe geçti. Sonra Kate’in kızı Prenses Charlotte’ın doğumu ile bir ilk daha yapıldı. Taht için erkek çocuklara öncelik yerine doğum sırasına öncelik verilmesiyle Charlotte da veraset sıralamasında yer aldı. Yani aile, William ve Kate’in evliliğine göre adeta yeniden şekillendirildi.

İNTİKAM KİTABI

Bu sırada William’ın kardeşi Prens Harry ise yeğenleri dünyaya geldikçe taht sırasında iyice geriledi. Hayatı boyunca hep ‘ikinci plandaki çocuk’ olma duygusu, büyüdükçe daha belirgin hale geldi. Harry, ailesinden ‘intikam’ aldığı kitabına ‘Spare’ yani ‘yedek’ adını verirken, yedek kulübesinde oynatılmaktan ne kadar rahatsız olduğunu da dünyaya ilan etmiş oldu. Amerikalı karısı Meghan Markle ile Los Angeles’a taşındığından bu yana ailesine saldırıyor. Önce ailesini verdiği röportajda ırkçılıkla suçladı. Malum, ırkçılık, özellikle Amerikan kültüründe en kullanışlı suçlamalardan biri. Bu sayede kendine, (beyaz doğan çocuklarından da belli olduğu üzere gerçek bir siyah bile olmayan) melez karısı Meghan sayesinde siyahlardan ve diğer azınlıklardan destek sağladı. Evliliği ile monarşinin siyahların yaşadığı topraklardaki sömürgecilik geçmişiyle övünmediğini gösterdi.

HER CEPHEDE TOP KOŞTURUYOR

Meditasyon yapmasıyla günümüz ‘zihin sağlığı modası’na göz kırpıyor. Eskiden uyuşturucu kullandığını itiraf ederek ‘bağımlıların’ sempatisine oynuyor. ‘Askeri başarılarını’ anlatarak milliyetçilerin desteğine talip oluyor. -Özel jetlerden inmese de-karısıyla çevrecilik naraları atarak iklim aktivistlerinin temsilcisi gibi davranıyor. Harry, resmen ‘halkın kralı’ olmaya adaylığını ilan ediyor. Kitabında o kadar çok ‘üvey anne elinde büyüyen çocuk’, ‘mutsuz evlilik kurbanı bir annenin evladı’ gibi toplumda kalıplaşmış tabulara değiniyor ki... Evden ayrılınca üvey annesi Konsort Kraliçe Camilla’nın odasını kıyafet odasına çevirmesine içerlediğini, annesi merhum Lady Diana’nın ölümünü uzun süre bir kaçış komplosu sandığını, halen onun ruhu tarafından korunduğuna inandığını söylüyor.

MONARŞİ DÜŞMANLARININ KUKLASI

Bunlar bana annesinden nevrotik ve septik özellikleri aldığını düşündürüyor. Tıpkı annesi Diana’nın hayatının son yıllarında yaptığı gibi aileye zarar veren sansasyonel açıklamalarda bulunuyor. Diana da Charles’tan boşanarak aileden kaçtığını düşündürmüştü ancak şöhreti, ailesi hakkında açıklama yaptıkça güçlenmişti. Monarşi karşıtları Diana’yı ‘halkın prensesi’ olarak sunarak aileye bir cephe açıyordu. Harry, bir kukla gibi davranıyor. Bu açıklamaları sadece dünyanın en güçlü ailesi olan İngiliz monarşisinin etkisini azaltmak isteyen odaklara yarar. Ailesinin bu tür iddialara hiçbir zaman yanıt vermeyeceğini bilmenin rahatlığıyla baltasını sallarken, aslında kendi mezarını da kazmış oldu.

KENDİ MEZARINI DA KAZDI

Konfüçyüs, “İntikam yolculuğuna çıkmadan önce iki mezar kazın” demiş. Birisi düşman, diğeri de kendin için. Harry, neredeyse tüm toplumlarda kutsal kabul edilen ailesini harcadığı için bile itibarını zedeledi. Dahası başını büyük derde soktu. İngiltere’yi Afganistan için hedef haline getirecek skandal bilgiler paylaştı. Askeri görevdeyken Afganistan’da 25 kişiyi öldürdüğünü yazması, anında Taliban’ın tepkisine yol açtı. Taliban, uluslararası mahkemelerde Harry’nin yargılanması çağrısında bulundu.

Trajikomik bir çağrı olsa da bu, Harry’nin hem kendisi hem ailesi hem de ülkesindeki insanları Taliban tarafından intikam saldırısı tehdidi altında bıraktığı gerçeğini değiştirmiyor. Afganistan’da kahramanca askerlik yapmakla övünen Harry, ağabeyi William’dan dayak yiyecek kadar da savunmasız biri olduğunu söylüyor. Hangisi gerçek Harry? Yaşadıklarının bedelini hep başkalarının üzerine yıkan, kendi hatalarından bahsetmeyen, ailesini para karşılığında satan birini kim ciddiye alır?