Gelişmenin ardından Bodrum Savcısı Bülent Baki dün akşam Bayer’in lüks villasında inceleme yaptı. Bayer’in iki oğlu da ifadeleri için Yalıkavak Jandarma Karakolu’na götürüldü.

Aslı Baş, 21 Temmuz 2010’da öldü 

Mankenler Kraliçesi Aslı Baş, Yalıkavak’taki Clup Flipper Tatil Köyü’nde bulunan turizmci Ahmet Bayer’e ait villanın 7.5 metre yüksekliğindeki balkonundan, saat 02.30’da düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından yakınları Aslı’nın düşmediğini, balkondan atıldığını ileri sürüp şikayetçi oldu. Yürütülen soruşturmada genç mankenin ölümü ile ilgili dün ilginç bir gelişme yaşandı. Gelen bilirkişi raporunda, Aslı Baş’ın ‘intihar etmediği’, ‘atıldığı’ ibaresi yer aldı. Gelişme üzerine Bodrum Savcısı Bülent Baki ile Baş ailesinin Avukatı Cihan Çiçek, olayın yaşandığı havuzlu lüks villada yeniden keşif ve inceleme yaptı. Savcının incelemesinin ardından Bayer’in oğulları Hakan ve Volkan Bayer, ifade için Yalıkavak Jandarma Karakolu’na götürüldü. Ahmet Bayer’in de bugün savcıya ifade vereceği öğrenildi.



Bilirkişi raporu: Atlamadı, atıldı! 

Ulusal Kriminal Büro’nun bilirkişi raporunda, özellikle Aslı Baş’ın ölümü ile ilgili olarak ’Kadın düşmüyor, atlamıyor, atılıyor’ ibaresi dikkat çekti. Raporda ayrıca ’görüntü deşifrelerinde olay anında 2 veya 3 kişinin olduğu, bu kişilerin olay yerine yardıma gelen genç şortlu kişi bayan ve diğer bayanlar tarafından bilinen tanınan kişilerdir, reddi mümkün değildir’ ifadelerine yer verildi.

Ahmet Bayer ne demişti?

Ünlü işadamı Ahmet Bayer ise olayın ardından savcılığa verdiği ifadesinde şunları anlatmıştı: “Aslı ile 2006’da tanışıp, arkadaş olduk. 3 ay önce arkadaşlığımız ciddi ilişkiye dönüştü. Olay gegünü akşam yemeğinden dönmüştük. Aynı akşam arkadaşlarım ve çocuklarımla bahçede oturuyorduk. Aslı bir ara odasına gitti. Saat 02.00 gibi yanıma geldi. Bazı manevi sıkıntıları olduğunu ve kendisine değer verilmediğini hissettiğini anlattı. Bunun üzerine ona, ’kendisine değer verdiğim için kızlarımla tanıştırdığımı’ söyledim. Daha sonra gecenin bu saatinde bunları tartışmanın yararı olmayacağını belirtip, abisi Tayfun Baş’ın yanına gitme isteğini onayladım. ’Yengenle, abinle konuş. Rahatla, için dök. Gerekiyorsa İstanbul’daki psikoloğuna görün’ dedim. ’Gideceğim ama ağabeyime değil, intihar etmeye’ dedi. Cümlesini bitirir, bitirmez bahçe korkuluklarına koşup, balıklama kendini boşluğa bıraktı.”