Değerli okuyucularım VİRÜS sebebiyle hepimiz evlerdeyiz hiç şikâyet etmeyin.

SİNGAPUR’da Sn. Hülya Üçer adındaki bir okuyucumla bu aralar mesajlaşıyorum. Kendine sorduğum tek sual VİRÜS dediğim an hemen anlatmaya başlıyor.

“Ahmet Bey, SİNGAPUR hükümeti 2 Aylık CORONA virüs sebebiyle sokağa çıkma yasağı ilan etti, her şeyi askıya aldı. Biz sadece yakınımızdaki marketten alışverişimizi yapıyoruz. Her yer kapalı, öyle yaş sınırlaması filan yok” dedi.

Değerli okuyucularım Türk Milleti olarak biz tez canlıyız, hemen isyan ediyoruz. Halbuki Singapur’da 2 ay süresince yasak ilan ediliyor, gık çıkmıyor.

Köy ENSTİTÜLERİNDEN söz edeceğim;

KÖY ENSTİTÜLERİ…

Şu an şehirde yaşayan gencimizin ve yaşlımızın, maalesef toplum olarak hiçbir hobimiz ve el sanatımız veya bitki yetiştirme yeteneğimiz yok. Neden yok, çünkü Atatürk’ün döneminde İsmet İnönü vasıtasıyla kurulan Köy Enstitüleri yok.

Size Köy Enstitülerini azıcık anlatmak istiyorum.

Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile ilkokullara öğretmen yetiştirilmesi amacıyla açılan okullara verilen addır. Köy Enstitüsü projesi bütünüyle Türkiye Cumhuriyeti'ne aittir ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulmuş bir programdır.

Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü önderliğinde Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un çabaları sayesinde köylerde yaşayan ve ilkokul mezunu vasfı taşıyan çocukların Köy Enstitüleri'nde eğitim görüp tekrar yaşadıkları köylere dönerek öğretmenlik yapması amaçlanmıştır.

İşte bu gençler, TARIM, VETERİNER, HAYVANCILIK, DEMİRCİLİK, MARANGOZLUK, MÜZİK, TİYATRO bilgileri vardı. İşte bu gençler KIZ-ERKEK birlikte eğitim görüp tekrar köylerine dönerlerdi.

İşte bu gençler köylerinde veya şehirlerinde adeta eğitim ordusu olarak Atatürk İlke inkılapları çerçevesinde eğitim verirler gittikleri her yerde IŞIK SAÇARLARDI.

Köy Enstitüleri, tren yollarına yakın ve tarıma elverişli 21 bölgede kuruldu. Köy Enstitüleri’nde eğitim görenler hem örgün eğitim aldı hem de modern tarım teknikleri konusunda bilgiler edindi. Böylece tarımda verimliliğin arttırılması planlandı.

Köy Enstitüleri'nin kurulduğu iller ve ilçeler şunlardır;

- Akçadağ, Malatya (1940)- Akpınar-Ladik, Samsun (1940)- Aksu, Antalya (1940)-

Arifiye, Sakarya (1940)- Beşikdüzü, Trabzon (1940)- Cılavuz, Kars (1940)- Çifteler, Eskişehir (1939)- Dicle,  Diyarbakır (1944)- Düziçi, Adana (1940)- Erciş, Van (1948)- Gölköy Kastamonu (1939)-  Gönen,  Isparta (1940)- Hasan oğlan,  Ankara (1941)- İvriz, Konya (1941)- Kepirtepe,  Kırklareli (1939)- Kızılçullu, İzmir  (1939)- Ortaklar, Aydın (1944)- Pamukpınar, Sivas (1941)-  Pazarören,  Kayseri (1940)- Pulur, Erzurum (1942)- Savaştepe, Balıkesir (1940).

Yukarıdaki şehirlere baktığınız zaman organizasyonu görmeniz lazım.

Köy Enstitüleri, tren yollarına yakın ve tarıma elverişli 21 bölgede kuruldu. Köy Enstitüleri'nde eğitim görenler hem örgün eğitim aldı hem de modern tarım teknikleri konusunda bilgiler edindi. Böylece tarımda verimliliğin arttırılması planlandı.

Peki bu okullar ne kazandırdılar?

Köy Enstitüleri sayesinde 1940 ve 1946 yılları arası, 15 bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirildi ve bu tarlalarda üretime başlandı.

750 bin fidan dikildi, 1200 dönüm bağ oluşturuldu, 150 büyük çaplı inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 100 km yol, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 20 uygulama okulu ve 12 elektrik santrali yapılmıştır.

 

Neden kapatıldı?

Köy Enstitüleri, 1946 yılında Hasan Ali Yücel'in Millî Eğitim Bakanlığı görevinden ayrılmasına kadar işlev görmeye devam etti.

Hasan Ali Yücel'den sonra Milli Eğitim Bakanı görevini sürdüren Reşat Şemsettin Sirer Köy Enstitüleri'ni Köy Öğretmen Okulları'na dönüştürdü. Köy Öğretmen Okulları da 27 Ocak 1954 tarihinde Demokrat Parti hükümeti tarafından kapatılmıştır.

İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarında 1945'te Sovyetler Birliği Türkiye'den Kars, Artvin, Ardahan'ı istedi ve boğazlarda askeri üs talebinde bulundu.

İsmet İnönü bu sebeple ABD'den askeri yardım talebinde bulundu.

Destek talebini kabul eden ABD, Truman Doktrini ile yardımlara başladı fakat bunun karşılığında Türkiye'de demokrasi düzeninin tesisi için 5 yıllık kalkınma planı ve Köy Enstitüsü gibi Sovyetler Birliği'ndeki sistemlere benzer uygulamaların kaldırılması talebinde bulundu.

10 Kasım 1938 Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümü...

1966 yılında İsmet inönü, yaşamı boyunca bıraktığı en önemli eserlerin Köy Enstitüleri ve çok partili hayata geçiş olduğunu söylemişti.

Değerli okuyucularım sizlere çeşitli kaynaklardan derlediğim Köy Enstitüleri yazısını size hüzünle sundum bugün bu okullar var olsaydı Türkiye TÜKETEN TOPLUM DEĞİL, ÜRETEN TOPLUM OLURDU.

   

JEOTERMALCİLER DERNEĞİ BŞK VE BŞK YRD. İLE SÖYLEŞİ

Günümüz teknolojisi muhteşem, konuşmak istediğiniz insanların yanında olmasına gerek yok. Düğmeye basıyorsunuz rahatlıkla istediğiniz insanlar kimse onlarla konferans yapıyorsunuz.

Ben de MİLLİ ENERJİ ÜRETEN Jeotermalciler Derneği Başkanı Sn. Ufuk Şentürk ve Başkan Yardımcısı ve MAREN ENERJİ HOLDİNG Genel Müdürü Sn. Mehmet Şişman ile bu söyleşiyi yaptım.

Sayın Başkan, dünya enerji piyasası için neler söyleyeceksiniz?

Petrol fiyatlarının düşmesi ise Türkiye gibi petrol ithal eden ülkelerin lehine gözükmektedir. Bununla birlikte Rusya ve Ortadoğu ülkeleri gibi petrol ihracatçısı konumundaki ülkelerde ekonomilerin yavaşlaması, Türkiye’nin ihracatını ve turizm gelirlerini negatif etkileyebilir.

Gelecek ile ilgili değerlendirmelere baktığımızda petrol piyasasına benzer bir durumun doğal gaz piyasasına da etki yapacağı ön görülüyor.

Bir süreliğine kapanan okullar, eğlence yerleri, küçük işletmeler ve daha büyük ve global çapta sanayi kuruluşlarının üretimde azaltıma gitmesi gibi faktörler sonucu gaz talebinde azalma ihtimalleri hesaba katılabilir.

Bu anlattığınız yenilenebilir enerjiye ne etki yapacaktır özellikle jeotermalde?

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (İRENA) bu konuyu destekler nitelikte dünyada temiz enerjinin gücünün daha da artacağına yönelik "Yenilenebilir Kapasitesi 2020 İstatistikleri" raporunu yayımladı.

Rapora göre doğru politikaların uygulanmasıyla dünya genelinde yenilenebilir enerjide kurulu güç bir önceki yıla göre yüzde 7,9 artarak 2 bin 351 GW’a yükseldi. Böylelikle, yenilenebilir enerji kaynaklı santrallerin toplam kapasite içindeki payı üçte bire ulaşmış oldu.

Dünyanın yenilenebilir enerji kurulu gücün geçen yıl bir önceki yıla kıyasla toplamda 171 gigavat arttı. İlave kurulu gücün yaklaşık yüzde 90'ını rüzgâr ve güneş yatırımları oluşturdu. Güneş enerjisinde 98 gigavat, rüzgâr enerjisinde ise 60 gigavat ilave yatırım devreye alındı. Geçen yıl küresel çapta güneş enerjisi kapasitesi 485 gigavat, rüzgar enerjisi ise 563 gigavat olarak kayıtlara geçti. Hidroelektrik, biyoenerji, jeotermal tarafında da kapasite artışı büyümeye paralel sürdü. Küresel çapta jeotermalde kapasite artışı 0,7 gigavat gerçekleşti.

Bu gelişmeler bize neyi gösteriyor? Temiz enerjinin maliyetleri düşüyor. Fosil yakıtlara olan ilgi azalıyor. Ülkeler ekonomik istikrarı sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sürdürülebilir bir büyüme yakalamak istiyor.

Şu an içinde bulunduğumuz süreci düşündüğümüzde 2020, 2021 ve 2025'e kadar temiz enerji yatırımlarının katlanarak artacağını öngörüyoruz.

Başta iklim değişikliği ve küresel ısınma konusundaki olumlu katkıyı da düşünürsek, temiz enerji yatırımları gezegenimiz için, ülkemiz için büyük bir fayda.

Türkiye jeotermal, rüzgâr ve güneş enerjisi konusunda diğer ülkelere kıyasla çok daha şanslı. Bu tabloda jeotermal enerjinin payına baktığımızda ise her yıl gerçekleştirdiğimiz istikrarlı yatırımlarımıza devam ediyor, ülkemize olan değeri artırıyoruz.

Dünyada toplam jeotermal enerji kurulu güç 15.400 MWe düzeyinde, Türkiye ise jeotermal enerjide 1526 MWe kurulu kapasitesi ile ABD, Endonezya ve Filipinler’in ardından 4'üncü sırada.

Aydın ilinde jeotermalden çok şikayet var konuyla ilgili ne söyleyeceksiniz?

Bizim de yanlışlarımız oldu, bu konular artık çok geride kaldı.

Son yıllarda bizde teknolojilerimizi yeniledik MİLLİ ENERJİNİN üretilmesini bununla ilgili gaz salımlarını düzenledik.

Bazı şahıslar milli enerjinin üretilmesini önleme yönünde çalışmalar yapmaktadırlar. Bu kişiler   yabancı petrol gaz şirketlerinin yandaşlarının çıkardığı yalan bilgilerdir. JEOTERMAL İtalya’da, Amerika’da, her yerde temiz enerji olarak üretilmektedir.

Bundan sonra bu kişilerle ilgili çok yüksek tazminat davaları açacağız. Hukuk önünde bunlarla mücadele edeceğiz.

Biz özellikle Aydın yöresinde 80 bin ton incir üretimi var bu ürün ihraç edildi hangisi döndü?

Balıkesir Salihli bölgesinde binlerce ton çekirdeksiz üzüm ihraç edildi hangisi döndü? Aydın yöresinde binlerce ton sebze üretildi piyasaya sunuldu hangisinde zehirli madde çıktı?

Toprağı zehirledik diyorlar, önümüze hiçbir toprak numunesi tahlili zehirlenmiş diye gelmedi.

Tabii bizim de hatalarımız var ise biz diyalog ile bunları çözmeye hazırız.

Ama biz bu milli enerjiyi üretmeyi artırarak üreteceğiz.

Jeotermallerin Aydın iline katkısı ne olacak?

Salihli ilçemiz buna en güzel örnek olacaktır. Kurulu güç kapasitemiz 70 MW olan Salihli’de yıllık 560.000 GWh elektrik üretimiyle ve ilçemizin konut ısıtma sisteminin ihtiyacı olan jeotermal ısıtma projemizle evlere, iş yerlerine ulaşıyor ve 10.000 konutun ısı ihtiyacını jeotermal kaynaklardan karşılıyoruz.

AYDIN da tüm ilin ısıtılması ve soğutulması Buharkent’ten Germencik ilçesine hatta Kuşadası’na kadar hazırız. Konuyla ilgili Salihli Sarayköy ve diğer muhtelif yerlerde yaptığımız gibi AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE İLÇE BELEDİYELERİ ile ziraat yatırımları seralar ile ısıtmaya hazırız.

 

Mesela,

ADNAN Menderes Üniversitesi Hastanesi yıllık eski parayla 2 TRİLYON doğal gaz şirketine para ödüyor. Biz bunu 1/5 indirebiliriz Sayın ADÜ Rektörüne teklifimizi sunduk cevap bekliyoruz.

Bu kapsamda Kuyucak ilçemizde 1000 konutun jeotermal ile ısıtılma çalışmaları Kuyucak Belediyesi ile hızla devam etmekte.

Benzer örneklerin artırılması için Aydın ilimizde yerel yönetimleri de konut ısıtmaları konusunda iş birliğine davet ediyoruz.

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER)’e üye şirketlerimizle bölgesel bazlı gıda yardımları, fidan yardımları, okul, cami gibi kuruluşların ihtiyaçlarına yardımcı oluyoruz.

Yine de almamız gereken yollar, atmamız gereken önemli adımlar var.

Jeotermal enerji milli, sürdürülebilir ve karbon emisyonu çok düşük düzeylerde temiz bir kaynak.

Bugünden itibaren yer altındaki güneşimizin potansiyelini daha fazla kullanmalıyız. Bu sayede enerjide küresel bir başarı hikayesi yazabiliriz.

AYDIN’DA SAYIN ÖZLEM ÇERÇİOĞLU’NA AYESOB’A BAĞLI ODALAR NİYE TEŞEKKÜR EDİYORLAR?

Aydın Ticaret Odası’nın üyelerine yalnızca 2 TL değerindeki maske dağıttığını geçen hafta kaleme almıştım.

Bana göre, esnafın yanında olmayarak ticaret erbabını yarı yolda bırakmıştır, ama aidatları almasını biliyorlar.

Kepeng indiren üyelerinize hiçbir yardımınız yok.

Sayın Çerçioğlu ile birlikte bu zor günlerini atlatmaya çalışan oda başkanlarına niye kızıyorsun Hakan Ülken?

Sayın Özlem Çerçioğlu’nun oda başkanları ile birlikte esnafımıza gıda kolisi dağıtmasının ne sakıncası var?

 

Aydın ilinde kıyamet koptu. Bu oda başkanların ne hainliği ne yalakalığı kaldı?

Bir sürü insan ODA BAŞKANLARINA karalama kampanyası açtı.

Ayıptır, günahtır.

Allah’tan korkun Allah’tan.