GAZETECİ-Yazar Bekir Coşkun, “Ben çocukken güneş tutulduğunda herkes bir şeylere vurarak gürültü çıkartırdı ki güneş kurtulsun. Benim de bir tenekem vardı. Sakın küçümsemeyin teneke çalmayı. O bir dayanışmanın, güneşi kurtarmaya çalışmanın yürekliliğini göstermektedir. Bana her zaman soruyorlar 'Korkmuyor musunuz?' diye. Korkuyorum ama korkak değilim” dedi.

Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Bekir Coşkun, Balıkesir'in Ayvalık İlçesi'nde Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Lozan Antlaşması'nın 86'ncı yıldönümü nedeniyle düzenlediği söyleşiye katıldı. Coşkun'u Ayvalık Belediye Başkanı CHP'li Hasan Bülent Türközen, aynı partili Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin, gazeteci-yazar Ahmet Yorulmaz ve çok sayıda kişi dinledi.

Kendi yaşamından örneklerle söyleşiye başlayan Bekir Coşkun, çocukluğunda güneş tutulduğu zaman, "güneşin kurtulması' için herkesin bir şeylere vurarak gürültü çıkarttığını anlattı. Coşkun şöyle dedi: “Tencereler, bidonlar tavalar tenekeler hatta silah atanlar vardı. Benim de bir tenekem vardı. İki ucunu delmişler paslı tenekeyi boynuma geçirirlerdi ve evimizin toprak damında her güneş tutulduğunda o tenekeye ben de vururdum güneşi kurtarmak için. Şimdi bu anı çocukluk belleğimde var. Sakın küçümsemeyin teneke çalmayı. O bir dayanışmanın, güneşi kurtarmaya çalışmanın yürekliliğini göstermektedir. O tencere ve tavalar, insanların bütünleşip en olmadık şeyleri gerçekleştirme katkılarının ilk sembolüdür. Hepimizin boynunda bir teneke vardır. Gerektiği zaman onu herkes çalar. Nitekim tepkilerin tencere tavaya dönüştüğü bir dönemde çok işe yaradığını hepimiz çok iyi yaşadık. Korkmayın ve sakın küçümsemeyin tenekeleri.” “

SONUNDA BAKTIK GÜNEŞ TUTULMUŞ”

Korkunun insani bir davranış biçimi, korkaklığın ise kötü olduğunu anlatan Bekir Coşkun, şöyle devam etti: “Gelirken içinizde bir endişe hissetmediniz mi? Aklınızdan dahi geçmedi mi? O zaman bir tek benim aklımdan geçmiş. Sizler iyi insanlarsınız. Sizlerin aklından geçmemiş olabilir. Televizyona çıkan gazeteciler, sanatçıları duydunuz. Hep korktuklarını söylemediler mi? Ertuğrul Özkök "Korkuyorum' diye yazı yazmadı mı? Demek isteğim bu. Sonuçta baktık güneş tutulmuş. Tenekelerimizi boynumuza astık. Tan, tan, tan vuruyoruz. Bizim buna vurmamız en demokratik hakkımız. İnsanlık hakkımızdır. Türklerin içindeki yüce bir duygudur bu. Susturmak mümkün değildir. Korkutan olabilir. Endişeleriniz olabilir. Ama biz yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Bana her zaman soruyorlar "Korkmuyor musunuz?' diye. Korkuyorum, ama korkak değilim. Korkmak Allah'ın verdiği bir duygudur. İnsanlar korkabilirler fakat korkuya yenildiğiniz zaman korkaklık olur. O onurlu insanlara yakışmaz.”

“TÜRKİYE'NİN LOZAN'I FARKLIDIR”

Lozan Antlaşması'na da değinen Bekir Coşkun, günümüzde her ülkenin "Bir Lozan'ı' olduğunu söylerken, şöyle dedi: “Her ülkenin Lozan'ı, Tunus'un, Cezayir'in vardır. Kenya'nın vardır. Her devletin bir kuruluş belgesi vardır. Fakat Türkiye'nin Lozan'ı farklıdır. Lozan'ın bedeli çok ağırdır. Lozan için bir ülke bütün çocuklarını vermiştir. Bütün varlığını vermiştir. Bir ulusun ulus olarak dirilişidir Lozan. Lozan herhangi bir ülkenin vakıf belgesi değildir.” Bekir Coşkun Ergenekon davasından tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay ile çok yakın arkadaş oluduğunu belirtti. İzleyiciler arasında bulunan Balbay'ın ablası Fidan Çavdar da, salondakiler ve Bekir Coşkun'a kardeşi Mustafa Balbay'dan selam getirdiğini söyledi. -