Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Spor Toto Süper Lig 29. hafta mücadelesinde Fenerbahçe ile İttifak Holding Konyaspor karşı karşıya geldi. Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu'nda oynanan maçta sahadan galibiyetle ayrılan taraf, 3-0'lık skorla Fenerbahçe oldu.

Konuk takıma galibiyeti getiren golleri 29. dakikada Attila Szalai, 32. dakikada Bright Osayi-Samuel ve 90. dakikada Serdar Aziz kaydetti. Ev sahibi ekip ise müsabaka boyunca gol sevinci yaşayamadı.

Alınan bu sonucun ardından Fenerbahçe puanını 58'e yükseltti ve maç eksiğine rağmen 60 puanla liderlik koltuğunda oturan Beşiktaş'ı üçüncü sıradan takibini sürdürdü. İttifak Holding Konyaspor ise 32 puanla 12. sırada kaldı.



SPOR YAZARLARI NE DEDİ?

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Uğur Meleke ve İlker Yasin, Fenerbahçe'nin deplasmanda 3-0 gibi rahat bir skorla kazandığı İttifak Holding Konyaspor mücadelesini masaya yatırdı. İşte o sözler...

İLKER YASİN: FENERBAHÇE'YE 45 DAKİKA YETMEZ

Tarikat ayinleri de, diskotekler de dakikada 124 vuruş formülüne dayanır. Dans eden bir insanın kalp atış hızıdır bu. Transa geçilir. Dün başlama düdüğüyle beraber Konya önünde F.Bahçe işte böyle bir trans halindeydi. Rakip alanda pres yapan, kendi sahasından çok hızlı kontraya çıkan, performansı artan Sosa ile oyunun iki yönünde de hakimiyet kuran ve Pelkas ile hep gol hamleleri yapan bu takım ilk yarıda F.Bahçe taraftarının istediği futbolu sergiledi. Her şey hızlıydı. İlk 4 dakikada kaleye 4 şut, ince paslar, boş alan koşuları... Yarım saat geçmemişti ki Mert Hakan’ın ceza alanı sağ iç bölgesine yaptığı ortayı Gökhan kafayla kale sahasına indirdiğinde beklenmedik bir isim, Szalai, gol vuruşunu yaptı. Üç dakika sonra Pelkas’ın ara pasında Osayi Samuel aldı götürdü ve işi bitirdi.

EN DOĞRU HAMLE PELKAS

F.Bahçe bu sezon en çok topla buluştuğu ve en çok şut çektiği bir ilk yarıyı oynadı. Osayi’nin ilk maçı sonrası bu sütunlarda yazmıştım, Mesut Özil’den daha faydalı olacak F.Bahçe’ye diye. Yine Yunan Pelkas’ın, F.Bahçe’nin 50’ye yakın transferi içinde en doğru hamle olduğunu yazmıştım. Szalai’nin ilk maçında bir stoper sorumluluğu içinde oynadığını ve bu bölgede F.Bahçe’nin yarasına merhem olacağını ifade etmiştim ve mevsim başındaki tahminde F.Bahçe’nin şampiyonluğun en güçlü adayı olduğunu belirtmiştim. Bir liderin en önemli özelliği heyecan yaratmasıdır. Teknik direktör Erol Bulut bu heyecanı bugüne kadar yaratamadı. Derler ki, problemi çözemiyorsan kurallarına göre oynadığındandır. Bulut kuralı mı değiştirecek bilmem ama bir şeyleri artık değiştirmeli, kuralının dışına taşmalı ve taraftara o heyecanı yaratmalı. 14 deplasmanda alınan 35 puanın cazibesi evinde kaybedilen puanların hayal kırıklığı yanında fazla bir şey ifade etmiyor olabilir.



YETENEK YARAR AMA...

Şahsi beceriler sporun ruhudur, takım oyunlarında bile. Pelkas, Samuel, Valencia, Sosa, Gökhan yetenekleriyle maça imza koyan isimlerdi. Yedeklerde Gustavo ve İrfan Can sakatlar arasında daha Mesut var. Bu kadro ile mesele ne kadar iyi olduğun değil, ne kadar iyi olmak istediğin. Bulut dün ilk yarıdaki F.Bahçe ile yetinmemeli. Skor 2-0’a geldiğinde tempo düşmemeli, konsantrasyon azalmamalı. Tamam yetenek işe yarar ama hırs kadar ileri götürmez. Bu takım hırsını 90 dakikanın tamamına yaymalı. Altay kurtarışlarıyla, Gökhan ve Pelkas hırslarıyla, Osayi hızıyla, iki stoper golleriyle dün geceyi renklendirdiler. Ama Fenerbahçe’ye 45 dakika yetmez.

UĞUR MELEKE: ZİNCİRLER KONYA'DA BİR DEVRELİĞİNE ÇÖZÜLDÜ

Fenerbahçe, hafta içinde Antalya’ya puan kaybederken özellikle bir konuda eksik kaldıklarını düşünüyorum. O da şu: Büyük takım zaman zaman önde baskı yapmalı. Kalabalık, samimi bir önde baskı.

Evet, Antalya 9 kişilik bir blokla savunma yapmış, Fenerbahçe’ye çok az boşluk bırakmıştı. Ancak Ersun Yanal özellikle ilk devrede geriden pasla çıkma konusunda ısrarcıydı. Ve karşılarında da öyle samimi, güçlü, kalabalık bir pres bulmadılar. Antalya’nın Fredy ile bulduğu golü 20 saniye geriye sararsanız, kırmızı beyazlıların geriden pasla çıktığını ve Fenerbahçe’nin yine önde samimi bir baskı yapmadığını görürsünüz.



BU SEZON BiR iLK

İşte dün Fenerbahçe’deki en önemli değişim buydu bence. Belki de sezon başından beri ilk defa Fenerbahçe’yi rakip sahada kalabalık, özverili bir pres yaparken gördük dün.

Evet bu pres belki 35-40 dakika sürdü. 2-0’ı bulunca yine vites küçülttüler. Ama en azından Erol Bulut şunu görmüştür sanırım: Mert, Sosa, Pelkas, Valencia, Samuel ve Valencia ile, yani 6 tane ofansif oyuncuyla oynuyorsanız, sürekli bekleyemezsiniz. Daha tutkulu, daha cesur oynamalısınız. Bu grupla cesur oynarsanız, sonuç alma ihtimaliniz yüksek.

Dün Fenerbahçe ilk 45 dakikada rakip ceza alanında topla buluşma sayısında sezon rekoru kırmış. Sebebi bu. Erol Bulut’un bir devreliğine de olsa nihayet futbolcuların zincirlerini çözmesi.



YiNE EROL BULUT KLASiĞi

Maçın ikinci devresindeyse yine bir Erol Bulut klasiği girdi devreye. Yine bekleyen, yine fırsat kollayan, yine rakibinin tamamlayamadığı ataklarda yapacağı geçiş hücumlarını hayal eden bir stratejiye döndüler. Bu bölümde Konya dört iyi pozisyon buldu, bu sezon defalarca olduğu gibi Altay’ın başarılı oyunuyla tuttu Fenerbahçe skoru.

Ligin kalan 12 maçında Fenerbahçe’nin kaderini Bulut’un niyeti belirleyecek bence. Eğer dün ilk 35-40 dakikada olduğu gibi, önde basan, risk alan bir büyük takım gibi oynadıkları maç sayısını artırırlarsa şampiyonluk yarışı şansları yükselir. Mesele özetle bu bence.