Komployu halkın sağduyusu çözdü MHP lideri Bahçeli’nin başdanışmanı ve Ankara 1. Bölge Milletvekili adayı Prof. Zuhal Topçu: Kaset meselesinde MHP üzerine düşeni yaptı. Alanda bizi gören vatandaş ‘Bu komplo, oyumuz size, inadına MHP’ diyor...

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin başdanışmanı, Prof. Dr. Zuhal Topçu, kadın ve gençlerin partiye olan ilgisinin son dönemde büyük artış gösterdiğini söyledi. Ankara 1. bölge milletvekili adayı olan Topçu ile MHP Genel Merkezi’nde buluştuk. Tesadüfen orada olan “Püskevit dağıtma aracı”nın önünde konuştuk:

23. dönemde Meclis’te sadece 2 kadın milletvekiliniz vardı. Bu defa daha fazla olacak galiba?

Hedefimiz 14 kadın milletvekili çıkarmak.

‘MHP’lilerin eşleri partiye oy verse iktidar olur’ denir. Kadınlar niye oy vermiyor MHP’ye?

Belki burada biz de, hep erkekler vitrinde olduğu için kendimizi tanıtamadık. Ama sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi bu seçimde iki ayağımız var: Biri gençler, diğeri kadınlar. Hakikaten de öyle olacak. Geçenlerde KADER’in toplantısına katıldım. KADER Başkanı “Bizi en çok şaşırtan parti MHP oldu” dedi.

-Neden?

Çünkü 3 kadın adayımız birinci sırada. İki başörtülü adayımız var. MHP’de Türkiye’nin bütün özelliklerini kapsayan, açık, kapalı adaylar var. Parti yönetiminde de artık kadınlar var. Böyle olunca MHP’ye kadınların bakış açısının değiştiğini düşünüyorum ve öyle olduğunu da anlıyoruz.

Seçilebilirler mi?

AKP, Antalya’da seçilmeyecek yere başörtülü bir aday koydu. ‘Başörtülüyü savunuyorum ama getiremiyorum’ diyerek, mağduru oynadı durdu. Diyoruz ki, ‘başörtüsü sorununu çözmek isteyen parti MHP’dir’. Biri Uşak, biri Malatya’da ikinci sıralarda başörtülü kadınlarımız var. İkisi de seçilebilecek yerlerdeler. İnşallah onları Meclis’e getireceğiz. Mağdur edebiyatı yapan AKP’nin bizi desteklemesi lazım.

Seçilirlerse Nesrin Ünal gibi Genel Kurul’da başlarını açacaklar mı?

O kendi kararıdır, onlara bırakıyoruz. Kimse kimseye zorla başını açtıramaz. Ama diyoruz ki, ‘Biz getiriyoruz, destekleyin’. Artık mağdur edebiyatını bıraksınlar. MHP bunu çözmeye kararlı.

Kendisine “Eski Ülkücü” diyenler referandumda sizi zorladı. Seçime günler kala yeni bir atak bekliyor musunuz?

Biz, “Ülkücünün eskisi olmadığını” söylüyoruz. Onlar inanç boyutlarını değiştirmişler. Ülkücü insan bu vatanı seviyordur, bunun eskisi, yenisi olmaz. Bazı insanlar, özellikle kavramlara pejoratif anlamlar yüklüyorlar. Tahrip ederek gidiyorlar. Bir Ülkücü, Türkiye’yi seviyor, yeni bir şey katmak istiyorsa, yeri MHP’dir. Diğerlerinin ise Ülkücülükle alakasının kalmadığına ve taraf değiştirdiklerine inanıyoruz.

MHP’li bir kadın ve yönetici olarak kaset furyasına nasıl bakıyorsunuz?

Birkaç açıdan değerlendiriyorum. İlki, MHP’nin içinden baktığımızda, MHP üzerine düşeni yapmıştır, olay bitti. Genel Başkan, Ülkücü ve milliyetçi kimlikle bağdaşmayan davranışları affetmeyeceğini söyledi, gerekeni de anında yaptı. Diğer taraftan, siyasi ahlakla bağdaşmayan bir uygulama söz konusu. MHP yöneticilerine yönelik bir komplo olduğunu görüyorsunuz. Bu kasetleri yayınlayan sitenin parasının bir AKP’li meclis üyesi tarafından ödendiği ortaya çıkıyor, ihraç ediliyor. Başka boyutu da Başbakan ve diğer AKP’li yöneticiler bunları mitinglerde kullanıyor. Bu ne bir dini inançla, ne siyasi ahlakla, ne Türkiye’nin örf ve değerleriyle bağdaşmayan bir uygulama. Bel altından vurmak, siyasi ahlaka uygun değildir. Bu neyi getiriyor gündeme biliyor musunuz, tüm bunların bir komplo olduğunu...

Yani yönetimdeki bu isimler özellikle seçildiler?

“Neden hep MHP’den? Acaba başka kimsenin yok mu?” Kocaman bir soru işareti var. Acaba sayın Genel Başkan’ın anlattığı gibi MHP’siz bir Meclis istendiği için buradan vurulmak mı istendi? “MHP’nin yöneticilerinin kasetleri var, oy vermeyin” gibi bir algı oluşturmak istenmiş olsa da, Türk halkının sağduyusuna çok güveniyoruz. O sağduyu, “Bu bir komplo ve özel hayat” demiştir. Kişinin inancı, yaptığı hatalar, günahlar Allah ile kul arasında. Doğru, olmaması gerekirdi. Ama Türk halkının sağduyusu baskın geldi.

Galiba biraz ters etki yaptı?

Evet. O kadar çok telefon aldık ki. Alanlarda, ‘Arkanızdayız, bu komplo. Oyumuz size” diyor insanlar. “İnadına MHP”, “Ölümüne MHP” diye bizi arayanlar var. Küskün arkadaşlarımız bile MHP değil Türkiye üzerine oynanan oyunu fark etti. Yeni bir anayasanın yapılacağı Meclis’te mutlaka MHP’nin olması lazım. Çünkü MHP, Türkiye’nin inancının, değerlerinin, düşüncesinin merkezini oluşturuyor. MHP’nin olmadığı bir Meclis, Türkiye’nin sesine cevap veremeyecektir. Ne Türk adaletinden, ne iktidardan ses geldi, ama bu komployu Türk halkının sağduyusu çözdü. Ne zaman ki oyunlar tersine döndü, halk tepki verdi çıkıp, ‘İç sorunlarıdır’ demeye başladılar.

MHP’de iç çekişmeler sonucu böyle bir olay yaşanmış olabilir mi?

MHP’nin iç meselesi falan yok. Türkiye’nin gerçekten iç dinamiğini oluşturan bir parti olduğu için MHP kurban seçildi. Bir ülke üzerinde oynanan olaylar çerçevesinde örnek olay olarak incelenmesi gerekir. Türk halkının nasıl kenetlendiğinin de görülmesi lazım.

“Yeni reklamlar püskevit kadar ilgi görecek”

Yeni televizyon filmleriniz yolda?


Son iki hafta yayınlanacak. Birinde Genel Başkan’ın sesiyle Hilal Kart, kadınlara ve gençliğe yönelik mesajlar var. Arkada ise mitinglerde halkla buluşmasından görüntüler yer alacak. Bir tanesi çok güzel: Mersin’de bir Yörük teyze, tiz sesiyle, “Sesine ses veriyoruz genel başkanım” diyor. Mutlaka görmeniz lazım. O da piskevüt gibi olacak. Yüzlerce görüntü içinde taradık ve bulduk.

Püskiveti kullanmayı düşünmediniz mi?

Hayır ama püskevit dağıtıyoruz mitinglerimizde. Çünkü Anadolu’nun dili, yaşantısı bu. İkinci filmde ise Türk gençliği oynadı. YGS mağduru bir kızımız var; “Güvenim kalmadı, ilk oyum MHP’ye” diyor. Sonra bir üniversiteli, bir işsiz gencimizi oynattık. “Yurdum insanı” derler ya hiçbiri rol kesmedi. İçinden geldiği, yüreklerinden geldiği gibi anlattılar. Gerçekten çok güzel oldu hepsi. Prosyonel ekiple çalışmadık. Partiden 30 kişilik bir ekip canla başla çalıştı.

Püskevit’in yeni versiyonları tıklama rekorları kırıyor...

Sempati uyandırdı gerçekten. MHP’nin gülen yüzünü gördüler galiba. Bir de şunu fark etti insanlar: Genel Başkan alanda Anadolu insanı hangi dili kullanıyorsa, o dili kullanıyor. Mesela “entari” diyor. Ama o gençliğin yaratıcılığına hayranız, bunu da söylemem lazım. Sosyal medyayı MHP kullanmaya devam edecek.

MHP’ye biraz kadın eli mi değdi?

Galiba. Kadın Kolları Başkanımız akademisyen. Şu anda 24 bin kadınımız meydanlarda. MHP Kadın Kolları sürekli seçim alanlarında.

Diyarbakır bizi bağrına basacak..

Diyarbakır için özel hazırlık yaptınız mı?


Özel bir hazırlık yok. Genel Başkan, nerede nasıl konuşuyorsa öyle konuşacak. Biz diğer parti genel başkanları gibi yığma kalabalık istemeyiz. Konjonktüre, bölgeye göre hazırlık yapmayız. Sivas’ın ötesi diyorlardı ya, gidiyoruz. Ben Diyarbakır halkının bizi memnuniyetle karşılayacağını düşünüyorum. MHP’yi bağrına basacağını düşünüyorum.

‘Ocaklarda diksiyon eğitimi veriliyor’

Ülkücü gençlik STK gibi çalışıyor


Ülkü Ocaklarındaki eğitim seminerlerine siz de katılıyorsunuz. İlginç anılarınız var mı?

Olmaz mı? Genel Başkan, “Gençliğin elinde artık bilgisayar istiyorum” demişti. Hemen ardından Milliyet’te bir karikatür çıktı. Üniversitede kavga çıkıyor ve gençler laptop’larla birbirine saldırıyor. Çok gülmüştüm. Ülkücü gençlik, artık bize göre bir STK gibi çalışıyor. Bir sürü proje yapıyorlar. Yalnız insanları, yaşlıları hastaneye götürüyorlar, kırsal kesimlerde yıkılan okulları ülkücü gençlik boyatıyor, onarıyor.

İlginç telefonlar geliyor mu?

Merkezde 42 kişilik çok iyi bir ekip çalışıyor. Tüm partilerden insanlar arıyor, derdini anlatıyor. Oradan hatırladığım komik olay, aslında sorunuzla ilgili. Bir kadın gece aramış, “Kocam beni dövüyor. Lütfen bana yardım edin, dövün bu adamı” demiş. İki açıdan ilginç. O çocuklara kocasından daha çok güveniyor, arka planına baktığınızda hoş değil ama canına da yetmiş kadının (gülüyor).

Ülkü Ocakları 1980 öncesinden epeyce farklı?

1980 öncesi konjonktür çok farklıydı. Soğuk savaş döneminde komünizm diye bir tehlike vardı, dünya iki kutupluydu. Ya komünizmle savaşacaksınız ya taraftar olacaktınız. Milliyetçi ideoloji öyle şekillendi. Bir tavır almak gerekiyordu, alındı. 12 Eylül’e baktığınızda, mağdurlarının önemli bir bölümü Ülkücü gençliktir. Hapse girmeyen, işkence görmeyen, akli dengesini kaybetmeyen, duygusal travma yaşamayan kalmadı.

80 sonrası nasıl bir değişim geçirdiler?

Çabuk toparlandılar. Bu arada konjonktür de değişti. Fıtrat itibariyle Ülkücü gençlik gençliğin bir parçası. Gençlik hangi özelliği gösteriyorsa, Ülkücü gençlik de aynı özelliği gösteriyor. Ama insanların kafasında diktörgenleşen bir algı var: Ülkücü gençlik kavgacıdır, bağırır, çağırır. Asla değil. Öyle bir sıfat yamanmak istiyor. Şu anda sosyal hayata dair eğitimlerden geçen, entelektüel uyarımlara yönelik kitapları okuyan bir Ülkücü gençlik var. Ülkü Ocakları artık ocak gibi gerçekten pişiriyor. Diksiyon eğitimi veriliyor. Resim kursu açılıyor, kişisel eğitim dersleri alıyorlar.

Sanal alemde atak yaptınız. ‘Püskevit’, MHP zor günlerden geçerken seçime damgasını vurdu, herkesin sempatisini kazandı. Planlasanız olmazdı galiba?

Doğru. Kendiliğinden gelişen bir şey oldu. Her insanın içinde bir çocuk var aslında. Gülen tarafı, üzgün tarafı var. Biz ekip olarak -Semih Yalçın, ben ve arkadaşlarım - sosyal çalışmalara ağırlık verdik. Amerika’yı yeniden keşfetmedik ama sistematik olarak çalışmaları artırdık. Sosyal medyayı kullanmayı gündeme getirdik. Facebook hesapları açtık, bir gönüllü grubumuz oldu.

Devlet Bey twitter’a giriyor artık?

Doğru. Mesela devletbahçeli.com’u açtık, siteye karikatürleri koyma fikri Devlet Bey’den geldi. Biz şaşırdık aslında. “Basında çıkan tüm karikatürleri koyalım” dedi, hepsini koyduk.

Muhalif karikatürler de vardı?

Evet. Bu, özgüvenin göstergesidir. “Mesleğini yapıyor” diye açıp teşekkür ediyor zaman zaman. Devlet Bey kendisiyle ilgili karikatür yapan hiç kimseyi mahkemeye vermemiştir...

Deniz GÜÇER / VATAN