Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 12 Haziran seçimlerinin iki partinin rekabetine sahne olacağını söylemek kehanet değil. Bölgenin birincisi AK Parti, Kürt çözümü konusunda atılan adımları ve icraatlarıyla oy toplamaya çalışırken, ikincisi BDP ise bütün siyasetini, “Açılım çerçevesinde hiçbir şey yapılmadı” üzerine kuruyor.

Ancak halk birçok noktada BDP"den farklı düşünüyor. Partinin politikalarına tepki gösterebiliyor. Buna rağmen seçimlere doğru gidilirken BDP"li yetkililer, bölgede şiddet dilini kullanarak gerginliği artırma derdinde. BDP"lilerin böyle davranmasının arka planında önemli sebepler var. Şiddeti özendiren ve gerginliği tırmandıran birinci sebep; BDP"nin bölgede birinci parti olma isteği. İkincisi ise mevcut milletvekillerin tekrar seçilme hesapları.

SOL PARTİLERLE İTTİFAK

Başbakan Erdoğan"ın, “Bunlar Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamazlar. Bölgenin birinci partisi biziz” demesine isyan eden BDP arayış içinde. BDP ve DTK, Meclis"e daha fazla milletvekili gönderebilmek için milliyetçiliğe vurgu yapıyor. Bu gayeyle AK Parti ile kavga ederek oy avlama peşinde. BDP cepheyi genişletmek için de irili ufaklı bütün partilerle birleşerek bağımsız adayları desteklemeleri için teklif götürdü. Teklifleri götürenlerse Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk. DTK ve BDP yetkilileri, KADEP ve HAK-PAR"la görüşmeler gerçekleştirdi.

ELÇİ: ÇEKİNCELERİMİZ VAR

KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, BDP"nin teklifini doğruladı. Elçi, şunları söyledi: “BDP"den Gültan Kışanak ve Tuncer Bakırhan daha sonra da DTK"dan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ayrı ayrı bize geldi. Çekincelerimizi ifade ettik. Eğer seçimlere barış ve huzur içinde girilecekse birlikte hareket etmekte bir sakınca görmüyoruz. Ama gerginliğin tırmandırılması, huzurunbozulması halinde oluşacak çatışmanın tarafı olmak istemiyoruz.”

HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel de benzer bir teklif aldıklarını belirterek, “Kürt şahsiyetlerine yer vermek istediklerini söylediler. Eğer anlaşabilirsek neden olmasın?” dedi.

Şiddeti özendirici açıklamaların perde gerisinde yatan ikinci sebep de mevcut vekillerin yeniden seçilme arzusu.

Bütün hesapları tekrar Meclis"e girmek için. Sert demeçler bu yüzden. Bağımsız adayların seçiminde de büyük sancı yaşanıyor. BDP"de adayların belirlenmesi için 25 kişiden oluşan bir komisyon kurulmuş durumda. Ancak Öcalan faktörü bütün hesapları değiştirebilir.

KCK"LILAR ADAY

KCK Davası"ndan dolayı cezaevinde bulunan bazı kişilerin milletvekili yapılarak dışarı çıkartılması planlanıyor.

Geçmişte Sebahat Tuncel"i aday göstereren Öcalan şimdi de, Fırat Anlı, Hatip Dicle ve Selma Irmak gibi tutuklu 15 kişiyi milletvekili yapmak istiyor. Her ne kadar bir komisyon kurulmuşsa da en belirleyici kişi Öcalan olduğu için cezaevindeki listede ilk sırada yer almalarına kesin gözle bakılıyor. Bu da yerlerini garantilemek isteyenleri zorluyor.

KAN VE GÖZYAŞI

Adayların 21 martta yani Nevruz"da açıklanacağı belirtiliyor. Ancak Öcalan faktöründen dolayı Eşbaşkanlar Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak"ın yanı sıra Sırrı Sakık, Hasip Kaplan, Bengi Yıldız, Ayla Akat Ata, Nezir Karabaş ve İbrahim Binici dışındaki mevcut vekillerin adaylıklarının kesin olmadığı ileri sürülüyor. Ufuk Uras ile birlikte 20 milletvekili bulunan BDP,?30 vekili garantilemek için kan ve göz yaşını siyasi propaganda malzemesi olarak kullanmaya çalışıyor.

TEHDİTLER SONUÇ VERİR Mİ?

PKK, sandığa müdahale edebiliyor. BDP aracılığıyla bu dayatmalar halka bıkkınlık vermiş durumda. Siyasi propaganda dilinin sertleşmesi de halkın çoğunluğunu bıktırsa da tehdit içerikli söylem ve tavırlar bölge halkının tercihini etkileyebilir. Orhan Miroğlu, Emin Aktar, Galip Ensarioğlu, Şah İsmail Bedirhanoğlu ve sanatçı Şivan Perwer başta olmak üzere, barışı isteyip farklı görüşler öne süren Kürtlere yönelik baskı ve tehdide karşı devletin bir şey yapamaması halkı korkutuyor.

Türkiye