2004"te Kalamış"tan demir alan Nazenin IV teknesiyle 657 günlük dünya turuna imza atan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, yolculukta tuttuğu notlarını derleyerek "Nazenin IV ile Devr-i Alem" adıyla kitaplaştırdı. Koç, 2 bin adet basılan ve geliri Rahmi Koç Müzesi"ne bağışlanan kitap için düzenlediği "kuru fasulye partisi"nde yeni rotasını açıkladı: Panama Kanalı"ndan çıkıp Batı Amerika sahillerinden Alaska"ya gitmek istiyorum


Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Kalamış"tan 17 Eylül 2004"te demir alan Nazenin IV teknesi ile çıktığı ve 657 günde tamamladığı dünya seyahatini kitaplaştırdı. “Nazenin IV ile Devr-i Alem” adını verdiği kitap için kendi adını taşıyan müzesinde “kuru fasulye partisi” veren Koç, Nazenin V teknesi ile Alaska"ya gideceğini söyledi. Nazenin V teknesini henüz teslim almadığını kaydeden Koç, “Nazenin V bitti, denize indi. Şimdi tetkikleri yapılıyor. Bundan sonraki hedefim Panama Kanalı"ndan çıkıp Batı Amerika sahillerinden Kanada"ya, oradan Alaska"ya gitmek. Hava bakımından muayyen zamanları var. Çok sert havası var diyorlar, ben görmedim. Sıhhatimiz elverdikçe, tekneyi alınca ve denizi ben bizzat tetkik ettikten sonra yola çıkacağız” diye konuştu.

Çocukluğundan bu yana dünyayı denizden gezmeyi arzu ettiğine de değinen Koç, seyahatin ardından, aldığı notları tekrar gözden geçirdiğini ve sonuçta 2 ayrı kitap hazırladıklarını vurguladı. Rahmi Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Gözümüz var, zevkimiz var

“İsteseniz de istemeseniz de böyle bir seyahatte zamanla bir rutin oluşuyor. Haberleşme imkanı hemen hemen dünyanın her tarafında mümkün olduğundan gerek aile gerek memleket gerekse dış dünyayla daima temastaydık. Olan bitenden haberdar olduk, işlerimizle ilgilendik ve bu rutinde öğrendiklerimizi, dinlediklerimizi ve bunların getirdiği çağrışımları kaleme almaya çalıştık. El yazısı ile yaklaşık 3 bin sayfalık bir günlük oluştu. Bunlar okundu, düzeltildi, eksiklikler tamamlandı, tasnif edildi. Neticede ortaya 2 kitap çıktı. Biri, hemen her günün her saatini aksettiren bir metin. Diğeri de teferruattan ve tekrardan uzak tutarak okuyucuyu sıkmayacak bir nüsha...”

Koç"un dünya turu sırasında değişik ülkelerden satın aldığı obje, antika ve el yapımı eşyalar da bir sergi ile Rahmi Koç Müzesi"nde ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. 200 TL fiyatı olan kitabın satışından elde edilecek gelir Rahmi Koç Müzesi"ne bağışlanacak. Tur sırasında kaç tane eser topladıklarını net olarak bilmediğini anlatan Rahmi Koç, “Bütün dünyayı bitirdik. Başımıza bir kaza bela gelmeden döndük. Ben her gittiğim yerden bir şey toplarım. Bu dünya seyahatinde bu zevkimi tatmin ettim. Gözümüz var, zevkimiz var. Ne bulduysak aldım. Sergiden sonra hepsi dağılacak. Kimi müzede kalacak kimi eve, kimi depoya gidecek. Kaç parça olduğunu hatırlamıyorum ama görünce hangisini nerde aldığımı hatırlıyorum” dedi.

En güzel ülke Türkiye

1963"te uçakla dünyayı gezdiğini belirten Rahmi Koç, “O zamandan bu yana hem ülkeler, hem ekonomiler, hem rejimler hem de ben değiştim. Bütün dünyayı gezdikten sonra vardığım kanaat; dünyanın en medeni kıtası Avrupa, en güzel denizleri Akdeniz, Ege ve Marmara, en güzel ülkesi de Türkiye. Bu kanaate gelmek için dünyayı gezmek lazım mıydı? diye sorabilirsiniz. Bence lazımdı. Her şey, hayat değişiyor. Bu değişimi denizden izlemek, dünyayı denizden gezmek bana çok şey öğretti” diye konuştu.

3 bin sayfa not tuttu

* Toplam 8 kişiden oluşan bir ekiple yaklaşık 2 yılda “Çocukluk hayalim” dediği dünya turunu tamamlayan Rahmi Koç, seyahat boyunca her gün günlük yazdığını, 180 ton yakıt, 630 ton su harcanan seyahat boyunca yaklaşık 3 bin sayfa elle yazılmış not tuttuğunu söyledi.

Sallan yuvarlan geldik!

* Nazenin IV, Yunanistan"ın kuzey karasını Mora Yarımadası"ndan ayıran Korint Kanalı"ndan geçiyor. Rahmi Koç, “Sabah 04.00"te Faliro Marinası"ndan demir aldık. Rotamız Korint Kanalı. Öyle bir hava vardı ki uyumaya imkan yok. Burnu dönünceye kadar sallan yuvarlan geldik, sonra rahatladık. Kanalın kullanım ücreti çok yüksek. Biz 760 euro ödedik” diyor kitapta.


Kuru fasulye partisi için 750 davetiye gönderildi


Rahmİ Koç"un partisi için 750 kişiye eşli davetiye gönderildi. 540 kişi katılacağını bildirdi. Rahmi Koç"un oğulları Mustafa, Ömer ve Ali Koç, gelinleri Caroline ve Nevbahar Koç, Semra Özal, Güler Sabancı, Nejat Ekrem Basmacı, Hamdi Akın, İnan Kıraç, Can Kıraç, Ethem Sancak, Cem-Ümit Boyner, Mustafa Taviloğlu, Tayfun Bayazıt, Ömer Dinçkök, Halis Komili, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül gibi isimler dikkat çeken isimlerdi.

"Ucuz diye fasulye"

Konuklara neden kuru fasulye partisi verildiği sorusuna Rahmi Koç “Ucuz diye tercih ettik... Dünya turuna giderken kuru fasulye yaptık, dönünce kuru fasulye yaptık, kitap için de yapalım dedik” diye yanıt verdi.

En kötü geride kaldı

Geceye katılan Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, partinin tadını çıkaran isimlerdendi. Yıllardır yemediği kokoreçi bitirdikten sonra mutluluğu yüzünden okunan Sabancı, işlerin ve ekonominin nasıl gittiğine ilişkin sorumuzu, “Hava sıcak, piyasalar da sıcak. İşler çok şükür iyi. Kriz sürecinde en kötüyü geride bıraktık” dedi.

Adam kütükten kanoya 70 beygir motor koymuş

* Rahmİ Koç, dünya turunda en fazla ilgisini çeken yeri şöyle anlattı: “Panama Kanalı"na girmeden adalar var. Denizden bir metre yükseklikteki dümdüz adalar. İnsanlar kabileler halinde yaşıyor. Elektrik, su, yiyecek, içecek yok. Balık tutuyorlar. Ağaçtan hindistan cevizi düşürüyorlar. İlginç bir şey de; adam kütükten kanosunu yapmış. Fotoğrafını çekecektik. Bir de bakıyorsun ki arkasında 70 beygir Yamaha motor var. Olmadı dedik, tekrar çektik fotoğrafı.”

İnşallah İstanbul 2010"da eşe dosta mahçup olmayız

RAHMİ Koç, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ile ilgili soruya ilginç bir yanıt verdi: “Benim üzüldüğüm nokta, 2010 için şimdiye kadar doğru düzgün bir şey ortaya çıkaramamamız. Çok proje var, para da var, ama şeker ile unu helva yapamadık. Belki son 3 ayda olur helva... Biz de Sadberk Hanım Müzesi"ni buraya getirip 2010"da açmayı istiyorduk, olmadı. Arazi problemini halledemedik. Bir komite kuruldu, bilmediğimiz bir nedenle dağıldı. İnşallah ele dosta yurtiçinde, yurtdışında mahçup olmayacak şekilde 2010"u kutlarız.”

O kadar ilkel bir hayat yaşıyorlar ki

* Islas de Hollandes... “Yaşlı bir kadın, 4 orta yaşlı kadın, 7 erkek, 5 çocuk gördük. Çocuklardan biri albinoydu. Bütün köy halkı bu kadardı. El işlerine, kabuklara baktık, hindistan cevizi suyu içtik. O kadar ilkel bir hayat yaşıyorlar ki, zannedersiniz stresten, baskıdan uzak, ömürleri uzar. Oysa dişleri dökülmüş, yüzleri buruşmuş, eminim ki 50 yaşında hayata gözlerini yumuyorlar.”

Hâlâ iddia ederim büyük balık tutulduğu gün yenmemeli


* Carboneras isimli bir yerleşim merkezinin önünde demir aldıkları günü anlatıyor Rahmi Koç ve ekliyor: “Akşam yemeğimizin özelliği vardı: "Kendin tut kendin pişir, kendin ye" misali, o gün tutulan Tuna balığını yedik. Ben de balığı içeri alanın mükafatı olarak kafasını yedim. Ama hâlâ iddia ederim ki bu büyük balıklar tutulduğu gün yenmemeli. Etleri birkaç gün terbiye edilip yense daha yumuşak ve lezzetli olur...”