31 Mart seçimlerinde AK Parti’den Koçarlı Belediye Başkanı seçilen Nedim Kaplan performansıyla farklı bir başkan profili çiziyor.

O hemşerileri tarafından sergilediği doğruya doğru, eğriye eğri tavrıyla Adalet Partisi dönemi Koçarlı eski belediye başkanlarından Mevlüt Şahinci’ye benzetiliyor.

1964-1977 yılları arasında üç dönem başkanlık yapan Mevlüt Şahinci dürüstlüğüyle, sert ancak bir o kadar da müşfik tavrı ve haksızlığa karşı dik duruşuyla bütün Koçarlı’nın takdirini kazanmıştı.

O sözünün eri olmayanları, yanlış yapanları,işini savsaklayanları düşman beller, onlara karşı sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemezdi.

Devrin kudretli siyasetçileri kahve toplantılarında, onun bu açık sözlülüğünden İsmet Sezgin ve Nahit Menteşe az çekmemişlerdi.

Mevlüt Şahinci sadece milletvekillerine karşı dili çelikli değildi görevi ne olursa olsun partililerden yanlışı olanlara karşı da sözünü esirgemezdi.

Bitmez, tükenmez koltuk hırsı da yoktu.

Üç dönemin bitiminde “kan değişimi gerekiyor” diyerek kendiliğinden koltuğu Şenol Engin’e teslim etmişti.

Nedim Kaplan da tıpkı Mevlüt Şahinci gibi günümüz siyasetinde geçerli, herkesin doğru dediği bir yanlışa çoğunluğa uyarak doğru demeyi içine sindiremeyen bir siyasetçi…

Örneği de pandemi programı kapsamında hükümet tarafından Koçarlı AK Parti İlçe Başkanlığına yoksul vatandaşlara dağıtılmak üzere gönderilen 130 yardım çekinin üçte ikisinin partililere, hısım, akrabaya dağıtılmasına isyanıdır.

Onun partizanlığa karşı itirazı kendisine oy veren, vermeyen sessiz çoğunluğun takdirini kazandı.

Zaten Nedim Kaplan’ın bugüne kadar yaptıklarından hemşehrileri fazlasıyla memnundu.

Buna birinci neden de bugüne kadarki bir ilçe belediyesinin gücü üzerinde yaptığı hizmetler…

Dediklerine göre birçok belediyenin cenaze hizmetlerini ve çöp toplama işini parasızlıktan yapmakta zorlandığı bir devirde Koçarlı’nın 5 Adet kamyon,4 otomobil,1 otobüs,1 çöp arabası ve 1 ticari araç satın alması bir başarıdır.

İkinci memnunluk nedeni de başlattığı ikisi yer altında beş katlı hizmet binası tamamlandığında hem belediye kiracı olmaktan kurtulacak hem de doğacak alanlardan gelecek kira gelirine de kavuşacak olmasıdır.

Üçüncü olarak da aşevi ve yeni açılan Halk Ekmek Fabrikasının aralıksız hizmetlerine devam ediyor,olmasıdır.

Memnuniyette dördüncü neden ise Koçarlı Belediyesi Aydın’da bir ilke de imza atmasıdır.

Kurduğu Belediye e-Spor Takımıyla Vodafonun düzenlediği Freezone Yarışmalarında 8.oldu.

Nedim Kaplan’dan memnuniyette beşinci ve en önemli neden ise hiç şüphesiz başlatmayı düşündüğü “ Amyzon Akıllı Pazaryeri Projesidir.”

Koçarlı’da yetişen bal, künar gibi ürünler e-ticaret yoluyla Ülke içine ve dışına pazarlanabilecektir.

Bu önemlidir çünkü pandemi nedeniyle e- ticarete rağbetin ne kadar arttığı ve gelecekte de bu alış veriş şeklinin daha da yaygın hale geleceği çıplak gözle görüldü.

Siz de takdir edersiniz ki, bu tür faaliyetler ancak hikâyesi olan vizyoner siyasetçilerin aklına getirebileceği konulardır.

Nedim Kaplan için de tehlike çanları tam da bu noktada çalmaya başlıyor.

Çünkü Aydın AK Parti siyasetine hakim olan statüko bu başarıyı ne kaldırabilir ne de hazmedebilir.

Yardım çeklerinin dağıtımına Nedim Kaplan’ın itirazına beş belediye meclis üyesinin “biz ilçe başkanının arkasındayız” açıklamasına bir de bu açıdan bakılması gerektiğini düşünenlerdenim.

Ne demek istediğimi açayım.

AK Parti Aydın’da 2009’dan bu yana siyaset üretememesinin bir sonucu ikinciliğe demir attı.

Ancak bu durumdan rahatsız olan da yok.

Zira bu parti enerjisini iktidar gücünün sağladığı imkânları paylaşma noktasında kendi iç mücadelesinde tüketiyor.

Bir bakıma AK Parti başta Aydın’da partiler siyaseten öldürülenlerin mezarlığıdır.

Yani hâkim parti içi bir grup tekerine çomak sokmaya meyilli ya da o potansiyelde olanları önce içeriye alıyor, sonrasında öğütüyor.

AK Parti’deki örneği de 2009’da Yalçın Pekgüzel için başvurulan “şişeleme ve tıpalama” yöntemidir.

Bu siyasetin doğasında vardır, diyenler haklıdır ancak o tezi ileri sürenlerin şu sorulara da cevap vermeleri gerekir:

1-Siyasetten amaç insanlığa, memlekete hizmet adına iyiyi, güzeli imkânlar ölçüsünde gerçekleştirme sanatı değil midir?

2-İyiyi, güzeli ilke edinenleri her türlü hileyi mubah sayarak kendi şahsi ihtiras ve emelleri uğruna harcama eylemi ne kadar vicdani ve ahlakidir?

Aydın’da bütün partilerde siyaset yapma metodu budur, diyenler ise yerden göğe haklıdır.

Çünkü siyaset bileşik kaplar gibidir, geçişkendir, bir partide seviye neyse diğerinde de odur.

Bu gerçekten hareketle Aydın’da AK Parti’nin genel iktidar, CHP’nin yerel iktidar olmaktan hoşnut oldukları, küçük partilerin de buna göre pozisyon aldıkları görünen, bilinen bir gerçektir.

O bakımdan bir partideki statüko dip akıntılarla diğerlerinin kanalından beslendiği için yedi kollu ahtapot gibidir, öyle kolayca söküp atılamaz.

AK Parti’de Ahmet Ertürk’ü il başkanı yaparak bu oyunu Cumhurbaşkanı Erdoğan bozmaya çalıştı ancak o bile geri adım atmak zorunda kaldı.

Hıncını da statüko elebaşlarından kimseyi 2018 milletvekilliği genel seçimlerinde seçilebilir sırada aday yapmamakla aldı.

Sonuç olarak siyasi geleneği, sosyal yaşantısı AK Parti’ye egemen statükonun dışında kalan ve o nedenle bu kesimin gözünde bir ‘öteki’ olan Nedim Kaplan’ı bekleyen bu değirmenin taşları arasında öğütülme tehlikesidir.

Dikkatli olması için Nedim Kaplan’a benden hatırlatması…