Bir kez virüsle enfekte olduğunda, hafızası silinen bağışıklık sistemi artık geçmişte savaştığı zararlı patojenleri tanımıyor. Bu, kızamık hastalığını atlatan insanların gelecekte grip ve zatürre gibi tehlikeli hastalıklara karşı dirençsiz kalabileceği anlamına geliyor.

Hollanda’daki bir grup aşılanmamış çocuğun verilerini kullanarak yapılan ve biri Science’da, diğeriyse Science Immunology’de yayınlanan iki çalışma da, bilim insanlarının uzun süredir şüphelendikleri şeyi ortaya koyuyor: Kızamık virüsü bağışıklık sistemini ciddi ve kalıcı bir şekilde zayıflatıyor.

 

Araştırmacılar aşılanmamış olan 82 Hollandalı çocuktan kan örnekleri aldılar. Bu çocukların beşi, 2013 yılında ülkede baş gösteren kızamık salgını sırasında enfeksiyona yakalanmamayı başarmış olsa da, çoğu virüsü kapmıştı. Araştırmacılar çocuklardan enfeksiyondan önce ve sonra aldıkları kan örneklerinin karşılaştırmasını yaptılar.

Science Immunology’de yayınlanan çalışmayı gerçekleştiren araştırmacılar, çocuklardaki akyuvarların bir türü olan B hücrelerini incelediler. Yeni bir patojen vücuda girdiğinde, B hücreleri o mikrobu yakalayan ve yok edilmesi için başka bir proteine veren proteinler üretiyor. Hastalığın geri gelmesi halinde vücudun onu “hatırlaması” için, B hücreleri patojen vücuttan temizlendikten sonra bile bu antikorları üretmeye devam ediyor.

Çocukların Antikor Çeşitliliklerinin Yüzde 11 İla 72’sini Kaybettiği Görüldü
Araştırmacılar yaptıkları çalışmada, kızamık virüsüyle enfekte olan çocukların benzer enfeksiyonları tanımak üzere eğitimli olan birçok B hücresini kaybettiğini buldular.

Enfeksiyondan kırk ila elli gün sonra, virüs vücuttan atılmış durumdayken, enfeksiyondan etkilenen çocukların vücutlarının hastalık sırasında kaybedilen B hücrelerinin yerine yeni bir B hücresi ordusu oluşturduğu görüldü. Ancak araştırmacılara göre, bu yeni “askerlerin” belirli enfeksiyonlarla savaşmakta ne kadar etkili oldukları henüz net olarak bilinmiyor.

Science’da yayınlanan çalışmayı gerçekleştiren araştırmacılarsa, B hücrelerinin değerlendirmesini yapmak yerine, direkt olarak antikorları incelediler ve kızamıktan önce ve sonra çocukların kanlarında hangi antikorların var olduğuna baktılar. Araştırmacıların bu taramayı yapmak için kullandıkları araç, onların çocukların hastalık geçmişlerini ve hayatları boyunca hangi patojenlerle karşılaştıklarını görmesine olanak tanıyordu ancak kızamık virüsünün bu geçmişin büyük bölümünü sildiği görüldü.

Çalışmada kızamık virüsünü kaptıktan sonra çocukların toplam antikor çeşitliliklerinin yüzde 11 ila 72’sini kaybettiği ortaya çıktı ve bu, kızamığın onların bağışıklık hafızalarını kısmen sildiğinin işaretiydi. Kaybedilen antikorların sayısının kızamık enfeksiyonunun şiddetine bağlı olduğu da ulaşılan bir diğer bulgu oldu. Kızamık aşısı olan çocukların ve aşı olmamış ama hastalığa da yakalanmamış olan insanlarınsa, aynı süreç içinde antikor repertuarlarının yaklaşık yüzde 90’ını koruduğu bulundu.

Araştırmacılar kızamık aşısının önemine dikkat çekiyorlar ve kızamığın hafife alınmaması gereken bir hastalık olduğu konusunda uyarıda bulunuyorlar.