Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Kurban Bayramı öncesi tüm tüketicileri, hijyen, sağlık, haksız rekabet, çevre ve doğa kirliliği gibi birçok hususta uyardı.

ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Artık imajımıza gölge düşürmeyin. Biz en çağdaş, en uygar İslam ülkesiyiz. Dinimizin gereği olan Bayramı idrak ederken lütfen kurbanlarımızı ilgili ve yetkililerin tespit ettiği kesim noktalarında keselim” dedi.

ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, Türkiye"nin en uygar İslam ülkesi olduğunu belirterek, “Biz en çağdaş, en uygar İslam ülkesiyiz. Dinimizin gereği olan Bayramı idrak ederken lütfen kurbanlarımızı ilgili ve yetkililerin tespit ettiği kesim noktalarında veteriner kontrolünde, uzman insanlara kestirelim. Bu hem hayvanın eziyet çekmemesi için, hem de bir takım yaralamalı kazaların önlenmesi için önemli” dedi.

-ÇEVREYİ DOĞAYI KİRLETMEYELİM-

Kurbanlık hayvanını müsait yeri olup evinin bahçesinde kesenlerin ya da değişik şekilde kesim yapanların kanını toprağa gömmeleri gerektiğini ifade eden Göktaş, “Kanalizasyona, dereye, ırmağa, akarsuya akıtmasınlar. Derisi, bağırsağı, kellesi, ayağı gibi birçok uzvunu kaldırıp çöpe atmasınlar. Yola sokağa, arsaya, tarlaya atmasın bırakmasınlar. Mümkün ise Deresini yetkiliye teslim etsinler. Diğer atık gibi düşündükleri ne varsa toprağa gömsünler. Başıboş bırakmasılar. Bunlar çirkin görüntü, koku, hastalık yayarlar. Bu sağlığımızı ve yaşamımızı tehdit eden hastalıkların başında "Kist Hidatik" denen ciddi bir hastalık vardır. Çoğu vatandaşımız bunu bilmez” diye konuştu.

-KİST HİDATİK NEDİR, NASIL ÖNLEM ALIRIZ, KORUNURUZ?-

Göktaş, “Kist hidatik; kedi, köpek gibi hayvanlardan insanlara geçen bir parazit nedeniyle başta karaciğer olmak üzere bazı organların içinde içi sıvı dolu kistlerin oluşmasıdır. Kist hidatikte diğer kistlerden farklı olarak kistlerin içindeki sıvıda parazitin yavruları yaşar. Kedi Köpek gibi hayvanların dışkılarında bunun oluşmaması için, küçük ve büyükbaş hayvanların hastalıklı sakatatlarını (karaciğer ve akciğer gibi) çiğ olarak yememesi lazımdır. O nedenle sizin hastalıklı görüp sokağa attığınız ciğerler bu hastalığa yol açacaktır” dedi.
Türkiye"de bu hastalığa yoğun şekilde rastlandığını ifade eden Göktaş, “Ülkemizde bu hastalık yaygın haldedir. Ve bunu kimse bilmemektedir. İlgililere sorduğunuzda bu hastalığın birçok insanımızda olduğunu müşahede edeceksiniz. Bu hastalığın ana sebebi, sizlerin sokağa attığı sakatatlardır. Bunun önlemi, hastalıklı kabul ettiğiniz ciğer ve sakatatları sokağa atmayın, gömün. Yâda yakın. Kediye köpeğe verecekseniz pişirin verin. Ayrıca Kedi ve köpekler eviniz yâda bahçenizde ise sürekli sağlık kontrolü ve koruyu ilaçlamalarını düzenli olarak yaptırın. Sokaktakileri ise ilgili ve yetkililer aynı şekilde kontrol etmelidirler. Hastalıklı köpek ve kedi dışkısıyla bulaşma ihtimaline karşı çiğ tükettiğiniz sebze ve meyveler çok titiz yıkanmalıdır. Çünkü Bu hastalığın bulaşık dışkının toz haline gelmesi ile de yayılması mümkündür. Bu parazit yumurtaları bulaşık dışkı ile kurur ve toz haline gelir. Yumurtalar rüzgâr ile uçarak yiyeceklere bulaşır veya insanların ağız ve burunlarına enfekte eder. Aman dikkat edin. Hem sağlığınızdan olursunuz, hem doğayı ve çevreyi bilmeden kirletir yok edersiniz” şeklinde konuştu.