Almanlar'ın da kullandığı bir deyimdir kirpileşme. Türkçeye çevrilmiş hali ile; "İçine kapanma veya duyarsız kalma" anlamına gelir. Biz de ise daha farklı anlamda; "Sertlik yanlısı olma, insanları yanına yanaştırmama, kibirlenme" anlamında kullanılır. Özellikle siyasiler için kullanılan bir söz olsa da üst düzey bürokratlar için de uygundur.

Uzaktan yakından siyasetle ilgilenenler kirpileşen siyasetçileri hemen görebilir. Hem seçimle göreve gelen kirpileşen yöneticilerimiz, hem de atama ile göreve gelen güzel yöneticilerimiz bizlere en iyi nasıl kirpileşildiğini gösterirler.

Seçim zamanında hangi siyasi mevkiye aday olursa olsun siyasetçilerimiz oldukça nazik ve anlayışlı tavır takınırlar. Seçmenlere üst düzeyden sevgi gösterip halk için çalıştıklarını, her zaman halkın yanında olduklarını göstermeye çalışırlar. Herhangi bir kişiyle karşılaştıklarında çok samimi tokalaşır, hatta onu sıkı sıkıya kucaklarlar. Seçmen mutlu olur, önemsendiğini, sorunların en kısa zamanda çözüleceğini, bir siyasetçi değil dost kazandığı hissine kapılır. Elbette bu mutluluk seçimlerin bitmesiyle sona erer. Artık onlar yönetici olmuşlardır.

Eğer o Siyasetçi milletvekili olduysa Ankaraya gider, o seçmenleri de unutur. Eğer yerelde bir yönetici olduysa artık halk onun makamına bile giremez, kapıdan odaya kadar en az üç aşamadan geçmeyi başarabilirse görüşebilir. Dışarıda bir yerde karşılaşırlarsa seçilmiş siyasetçimiz kerhen parmak ucu ile tokalaşırsa seçmen mutlu olur.

Artık seçtikleri yöneticilerimiz kirpileşmiştir. "Kapım size açık olacak" diyen yöneticilerimiz halkla kendi arasında kalın duvarlar örmüşlerdir. Her zaman halkın içinde olacağız derken kendilerini kısa sürede halktan soyutlamış olurlar. Hatta halkın içinden biri olduğunu göstermek için bir defa bisiklet ile makamlarına gitmişlerdir. Ama hepsi o kadar. İçlerindeki kirpileşme ve kibir duyguları ile kendilerini seçen halka yukarıdan bakmaya başlarlar. Herşeyi yalnızca kendileri bilir, kimsenin fikrini dikkate almazlar. Koltukları için her şeyi göze alıp, kendilerinden başka kimseye güvenmezler. Hatta kendi ekibindeki kişilere bile güvenmeyip makama gelirken telefonlarını sekreterlerine bırakmalarını isterler. Kimsenin gözünün yaşına bakmazlar, "Kaşının üstünde gözün var deyip" emekçilerin işlerine son verirler.

Halkın yanında ve içinde olacaklardı ya, ancak açılış ve törenlerde halk ile bir araya gelirler. Halkın her türlü kazanımını yok etmek için ellerinden geleni yaparlar, ta ki yeni bir seçim ufukta görünene kadar.

Tarihimizde seçimle gelip bu tür kirpileşen siyasiler oldukça fazla sayıdadır. Çok partili döneme başladığımız dönemde DP iktidarını ve onun mensupları da benzer şekilde kirpileşmişti. Bir süre sonra DP iktidarı sertlik yanlısı, baskıcı bir politika izlemeye başlamıştı. Aynı şekilde 3 "Y" ile mücadele için, demokrasi için geldik diyen AKP iktidarı da son yıllarda iyiden iyiye kirpileşmiştir.

Yukarıda da söz ettiğimiz gibi kirpileşme yerelde de çok etkilidir. Özellikle Belediye başkanlığı makamı bu işin en iyi görüldüğü yerlerdir. Şöyle bir yaşadığınız yerdeki ve çevrenizdeki gelmiş geçmiş belediye başkanlarını düşünün, seçimden önce ne vaat ettiler, seçildikten sonra nasıl davrandılar? Başka sözümüz yok. Görünen köy kılavuz istemez.

"Kibir aptallığın en açık belirtisidir." (S. Shipman)