Son dönemlerde satılık ve kiralık ev fiyatlarındaki yükseliş piyasalarda arz ve talep dengesini bozmaya başlamıştı. Sosyal konut projeleri ile piyasalar rahat bir nefes almaya başladı. Talep konusunda alternatiflerin çıkması emlak piyasasında durgunluğa neden oldu.  

İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, satış adetlerinde düşüşlerin başladığını ifade ederek, “Emlak piyasasında bir durgunluk hakim şu an için. Hayata geçen sosyal konut projeleri bu durgunluğun sebeplerinden birisi elbette. Piyasada sıcak olan talebin çekilmesine neden oldu. Talebin az olması fiyatların bir miktar gevşemesi anlamına geliyor. Bazı bölgelerde satış adetlerinde yüzde 10-15 oranında düşüşler gözlendi. İpotekli satışlarda aynı şekilde düşüşler var. Bu da talebin azaldığını bize gösteriyor. İlerleyen süreçte ev fiyatlarında bir düşüş öngörülüyor. Çünkü talebin çok olduğu arzın az olduğu durumlarda fiyatlar yükselme eğilimi gösteriyor. Satılık ev fiyatlarının yüksek meblağlarda olması, sosyal konut projeleri gibi alternatiflerin olması ve devletin arazi tahsis etmesi gibi unsurlar taleplerin azalmasına neden oldu. Türkiye’de genel olarak ev sahipliği oranı yüksektir. Yüzde 35-40 civarından bir kiracılık söz konusu. İmkanı olan kişiler ev almayı tercih ediyorlar” dedi.

“KİRACISINA PARA VEREN BİLE VAR”

Kiracılar ve ev sahipleri arasında bir dönem husumete dönen anlaşmazlıkların yerini çoğunlukla uzlaşmaya bıraktığını belirten Aşa, “Ev sahipleri düşük fiyattan oturan kiracılarının evden çıkması için çeşitli yöntemler deniyorlar. Kiracısına para teklif eden, taşınma masraflarını karşılamayı teklif eden ev sahipleri var. Ama tabi mahkemeye verenler, kiracısını tehdit, taciz edenler de var. Ama son zamanlarda uzlaşmalar ön plana çıktı. Çünkü yüksek bedeller ile tutulan evlerde kiralar ödenmiyor. Bu noktalarda icralık, mal sahibinin mağduriyetinin olduğu durumlar görülmeye başlandı. Kiracılar da ‘300-500 TL’den fazla zam yapmam’ derken daha fazla zam yapmayı kabul etmeye başladı. Ama son zamanlarda ev sahipleri ve kiracılar da uzlaşmaya başladılar. İki taraf da olumsuz durumların uzun süreçler aldığının farkında. Ev sahibi mahkeme süreçlerinin uzun olduğunun farkına vardı, kiracılar da fiyatta anlaşmazlarsa o fiyata bir daha ev bulamayacağını düşünmeye başladı” ifadelerini kullandı.

DAVA SÜREÇLERİ UZUYOR

Mahkeme masrafları ve uzayan süreçlerin ev sahiplerinin fikrinin değişmesine neden olduğuna dikkat çeken Aşa, “Şu an ev sahibi ile kiracı anlaşamadığı durumda direk dava açamıyor. Önce arabulucuya gitmesi gerekiyor. Orada uzlaşmaz olmazsa ancak o zaman tahliye davası açılabiliyor. Tahliye için de örneğin kiracının o konutta 10 yılı tamamlaması gerekiyor ya da ev sahibinin o konuta ihtiyacı olması gerekiyor. Tahliyenin çıkması için de bu durumların ispat edilmesi gerekiyor. Ev sahibinin 5. yılın sonunda kira güncelleme talep etme hakkı bulunuyor. Bilirkişi heyetinin tespit edeceği miktar üzerinden kira sözleşmesi devam eder. Aslında kimse de bunu göz almıyor. Mahkeme masrafları, uzun süren dava süreci var bu da en iyi ihtimalle 3 seneyi bulur” dedi.

2-3 BİN TL’LİK EVE 10 BİN TL TEKLİF ETTİLER

Yüksek kiraların ilk etapta ev sahiplerine cazip geldiğini dile getiren Aşa, “Yabancılar kira fiyatlarında biraz kötü emsal oldu. Ev sahiplerinin de artan fiyatlara olan talebi emsal fiyatların iyice yükselmesine neden oldu. 2-3 bin liralık evlere yabancı kiracılar 10 bin lira teklif edince ev sahiplerine bu durum ilk etapta cazip geldi. Ama 10 aile birden kalan evler var. İşin biraz da toplumsal bir yönü var. İçişleri Bakanlığı da yabancıya konut kiralama konusunda bazı önlemler aldı. Bazı ilçelerde, mahallelerde yabancıya konut satışı ve kiraya vermek yasak” şeklinde konuştu. DHA