Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmada Davos'ta dün akşam yaşanan panel krizi ile ilgili açıklama yapıyor.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

- Gazze"de 3 hafta boyunca yaşananları, tüm dünya canlı yayınlarda izledi. Dün akşam Davos"ta yaşananları da gördünüz izlediniz. Biz Türkiye olarak sadece bölgesinde değil, tüm dünyada barışı sağlama amacıyla hareket eden bir ülkedir.

- Kimsenin Türkiye"yi yanlış bir konumda göstermeye çalışmasına, Türkiye"yi farklı bir kategoriye yerleştirmesine izin vermeyiz.

KİMSE SAYGISIZLIK YAPAMAZ

- Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na saygısızlık yapmasına fırsat vermeyiz. Bundan önce bu tür alışkanlıkları olanlar olmuş olabilir. Bunlar bizi hep üzmüştür.

- Ama şimdi yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye sıradan bir ülke değildir. Türkiye"nin büyüklüğünü önemini gerekliliğini iyi algılamak isteyenler eğer dönüp tarihe bakarlarsa bunu görürler.

- Son 6 yıldır bölgede oynadığımız role bakarlarsa bunu görürler. Bizim temel sloganımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün ifade ettiği 'Yurtta sulh, dünyada sulhtur'

MESELEYE İNSANİ DUYARLILIKLA BAKTIM

- Biz İsrail - Suriye görüşmelerinde bu amaçla ara bulucu olduk. Biz İsrail-Pakistan arasında diplomatik temas kurulmasına bu amaçla gayret ettik. Biz Lübnan meselesinin çözümünde bu yüzden aktif rol oynadık. Gürcistan-Rusya meselesinde bu amaçla devreye girdik. Biz onlarca ülkeye bu amaçla asker gönderdik.

- Tek amacımız buydu. Bölgede her ülke arasında bir an önce kalıcı barış oluşturulsun, bölge refaha kavuşsun.

Biz bunları yaparken, birilerinin bizi farklı konuma oturtma çabalarına sessiz kalamayız.

- Yaşanan bir dram vardı. Bu dramı belli bir dinin ırkın bölgenin devletin mensubu olarak değil, sadece insan olarak değerlendirmek gerekirdi.

- Bende sadece insani duyarlılıklarla bu meseleye baktım. Arkadaşlarım vicdanlarının seslerini dinleyerek bu meseleye yaklaştılar.

1300 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ OLAY KÜÇÜMSENEMEZ

- Bu trajedi sivillerin ölmesini, çocukların kadınların öldürülmesini, basit bir iş kazası gibi göstermek ne kadar anlamsızsa, yaşananları duymamak görmemek konuşmamakta bir insan olarakta bize o kadar anlamsız gelir.

- Zira zulme duyarsız kalmakta zulümdür. Kimse 1300 kişinin öldürüldüğü bir olayın küçümsenmesini, 5000"e varan insanın yaralanmasının normal karşılanmasını isteme hakkına sahip değildir.

- İnsani özelliklerimizi, siyasi politikalar uğruna bastırmak durumunda kalamıyoruz. Biz israil"i Yahudileri suçlamıyoruz. Topyekun bir eleştiri getirmiyoruz.

ELEŞTİRİMİZ İSRAİL YÖNETİMİNİN UYGULAMALARINA

- Eleştirimiz somut bir olayda kullanılan bir fosforlu bombalaradır, tanklarla toplarla orada öldürülen o yavruların o sivil insanların o düştüğü durumadır.

- Hükümetin attığı bir adımla yüzlerce masumun ölmesine sebep olmasıdır.

Yani İsrail yönetiminin uygulamalarınadır bu tepkimiz.

- Biz bir yönetimi eleştiriyoruz. Hiçbir toplumu dini etnik bir grubu hedef tahtasına oturtmadık, oturtmuyoruz.

MEDYAYA YÜKLENDİ

- Buradan medyaya da özellikle sesleniyorum. Yalan yanlış haber yapanlara sesleniyorum.

Bu vahşetin avukatlığını yapanlara sesleniyorum.

Türkiye Cumhuriyet Başbakanı'nın yanında değil de, başkalarının yanında yer alanlara sesleniyorum.

- Her olayı semitizm karşıtlığı gibi göstererek, birilerinin eleştirilmez hale getirilmeye çalışılması da büyün bir yanlıştır.

Biz İsrail"e yönelik her eleştiriyi semitizm karşıtlığı gibi gösterilmesini de doğru bulmuyoruz.

- Herkes barıştan taraf olmalıdır. Türkiye"nin tarafı bellidir o da barışın tarafıdır.

Oturumda moderatörün tavrına karşı gösterdiğimiz tepkiyi diplomatik bulmayanlara da birkaç şey söylemek istiyorum.

KABİLE REİSİ DEĞİLİZ

- Ben orada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bulundum. Biz bir kabile reisi değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti"nin başbakanıyız.

- Türkiye"nin saygınlığını, itibarını düşünmek kollamak sadece iktidarın değil muhalefetin de görevidir. Bütün kurumların görevidir. Dışarıdakiler de içeridekiler de Türkiye'nin gücünü iyi anlamalı buna göre davranmalıdır.

TÜRKİYESİZ NE YAPARLAR DİYE DÜŞÜNSÜNLER

- Bazı kesimlerde bir panik havası var. Türkiye ne yapar diye bir kaygı var. Başkaları ne der? Türkiye ne yapar değil, Türkiye ne der. Türkiyesiz başkaları ne yapar diye düşünülmesi lazım.

- Kendisine ve ülkesine güvenmeyen gücünü bilmeyen eğilen bükülen bir anlayış bizim karakterimiz değil olamaz.

- Bizim dışişleri anlayışımız başkalarının ne diyeceği anlayışı üzerine kurulu değil, gündemi belirlenen bir ülke olmak üzere kurulan bir ülke değil, bizim dışişleri anlayışımız bizim ne diyeceğimiz üzerine kurulu.

- Bazı 'monşerler' bunu anlamakta zorluk çekebilir. Çünkü onlar hep böyle yetiştiler.

- Gölgesinden korkanlar bunu anlamakta zorlanabilirler. Bizim yönetim anlayışımız Türkiye"nin menfaatlerini, izzetini, itibarını korumak üzerine kurulu.

Bizim hükümetimiz kazansın diye değil Türkiye kazansın diye hareket ediyoruz.

Biz partimiz kaybetmesin diye değil, Türkiye kaybetmesin diye uğraşıyoruz.

Biz sadece Türkiye"nin menfaatini düşünüyoruz. Bugüne kadar sadece Türkiye"nin, Türk milletinin izzetini, menfaatini düşündük. Bundan sonrada öyle yapacağız.

ATATÜRK ÖRNEĞİ

- Zaman 18 Mart 1915. Bildiğiniz gibi adeta dünya Türkiye"nin karşısında Çanakkale"de bizi yok etmek için saldırıya girmişlerdi.

- Türkiye"nin nesi var nesi yok o zaman belliydi. Gücümüz belliydi. Ama Türkiye"ye saldıranlarında o ittifakında gücü belliydi. Bütün bu olaylar karşısında, o zaman Atatürk Mehmetçiğe bir şey söylüyordu: “Ben size ölmeyi emrediyorum” diyordu.

- Bir taraftan bu mücadelelerin üzerinden gelen bir milletin torunu olacaksın, bir taraftan da şu ne der bu ne der diye düşüneceksin. Tabiî ki çok düşüneceğiz. Bin düşüneceğiz bir yapacağız. Ama onurumuzla da kimseyi oynatmayacağız.

YEREL SEÇİMLER

- Sizi farklı bir gündemle karşılamak isterdim. Tabi ki dün anında oluşan bu olaylar böyle bir girizgah yapmayı da bizler için önemli bir noktaya getirdi.

Biz hiçbir zaman uç hareketlerin yanında yer almadık yine yer almayacağız. Ülke yönetiminde siyasetimizi asla uçlara değil merkeze oturarak götüreceğiz. AKP bunun en önemli sınavını 6 yılda vermiştir.

- Bakın dün gece de söyledim. Ülkemde Türkü, Kürdü, lazı, çerkezi, müslümanı, hristiyanı, alevisi, sünnisi hep beraber 71,5 milyon vatan evladı beraberiz. Ayrımcılık olmayacak.

- Barışı ve sevgiyi aramızda egemen kılmaya çalışacağız. Bizi bölmeye çalışanlar var. Bu oyunlara da gelmeyeceğiz.

- 22 Temmuz"dan önce bunu yapmaya kalktılar ama siz cevabını verdiniz. Şimdi de 29 Mart"ta bunun cevabını vereceksiniz.

KILIÇDAROĞLU'NA GÖNDERME

- İstanbul"a aşkla sevda ile hizmet etmenin haklı bahtiyarlığını yaşıyoruz. İstanbul ruhu olan, yaşayan bir şehir. İstanbul"a aşkla sevda ile bakmayan İstanbul"a hiçbir şey veremez.

- İstanbul"un ilçelerini beldelerini mahallerini sokaklarını bilemeyenler İstanbul"a hiçbir şey veremez.

Ondan sonra Sultanbeyli"ye gideyim derken Tuzla Tershanesi'ne gidersin. Olacağı budur.

- İnsanlarıyla barışık olmayanlar burada başarılı olamazlar. İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden biri.

İstanbul sürekli büyüyen gelişen bir vizyon şehridir. Bir marka şehirdir. Bunun yanında her karşı tarih güzelliklerle dolu bir şehirdir.

- 27 Mart 1994'te İstanbullu kardeşlerim beni Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçtiler. İstanbul içler acısı haldeydi. O zaman belediyede kim vardı: CHP. Belediyede İSKİ skandalı gündemden düşmüyordu. İstanbullu su sıkıntısıyla kıvranıyordu. İstanbullu küvetleri su ile dolduruyordu. Yeni sektör oluşmuştu. İçme suyu için bidonlarla su satanlar vardı.

ÇUKUR ARIYORLAR

- Biz göreve geldiğimizde üç şey vaadettik: Çöp-çukur-çamur. Bunlardan İstanbullu'yu kurtaracağız dedik.

- Romen Diyojen elinde fenerle dolaşıyormuş. Ne arıyorsun diye sormuşlar. Adam arıyorum adam demiş.Bunlar da İstanbul'un arka sokaklarında çukur arıyorlar.

- Hem İstanbul'da hem de Türkiye'de sorunların çözümsüz olmaıdğını gösterdik. İşbaşına geldik, su sorununu çözdük İstanbul'da.

Görünen o ki 2004-08 döneminde İstanbulumuza sadece ulaşıma 11,5 katrilyon harcanmış.169 adet katlı kavşak ve yol yapılmış, 20 tanesi hala devam ediyor. İSKİ'ye 4 yılda 4,5 katrilyon yatırım yapıldı. Doğalgaz kullanıcı sayısı şu anda 4 milyona ulaştı. 1989-1994 arasında yapılan ölçümlerde İstanbul'un havası çok kirliydi. Şimdi ise temiz.

ÖĞRENCİ BURSLARI

- 23 tarihi eser yenilendi. 5 yılda KİPTAŞ 29 bin 508 konut üretti. Dönemimizde 50 bin üniversite öğrencisine 37 trilyon burs sağlandı. CHP bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve mahkeme de bunu iptal etti. Geçenlerde bir tane monşer emeklisi milletvekiline soruyorlar: Niçin bursu iptal ettirdiniz. O da diyor ki 'az bulduk bursu da ondan iptal ettirdik.' Adama derler ki biraz ince at da kargalar da yesin.

BU MİLLET OYUNU KÖMÜRE SATMAZ

- Bu millet bir çuval pirince oyunu satmayacak kadar haysiyet, şeref sahibidir. Bu milleti aşağılamaya kimsenin hakkı yoktur. Bunlar millete o kadar yabancıdır ki bu milletin bize olan teveccühünü kömürde arıyorlar. Şimdi diyorlar ki biz kömür dağıtmayacağız ama ayda 600 TL yardımda bulunacağız. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.Bunlar bu kadar sığ görüşlüler.

MEDYA ASLİ GÖREVİNİ YAPSIN

- Ben medyayı asli görevine davet ediyorum. Bireysel olaylarla ilgilenmeyin. Bugün buraya niçin geldiyseniz onunla ilgilenin. İşte yapılan hep bu.

- İstanbul'da, Ankara'da, Antalya'da bizden önce farklı yönetimler işbaşındaydı, İzmir'de ana muhalefet var. Şimdi halkın karşısına hangi yüzle çıkıyorsunuz. Bu illeri ne hale getirdiğiniz ve ne yapabileceğiniz ortada. Siz fakirlere yardım etmeyi bilirdiniz de bu illerde zamanında nerdeydiniz, ne yapıyordunuz? İzmir'in Kadıfekalesi ile niçin uğraşmadınız?

- Buraları ne diye çamura, çöpe, çukura mahkum ettiniz. Önce bunun muhasebesini yapın.

HAYIRLI İŞLER DİLERİM

- Bütün bu işlerin ardında nelerin yattığını biliyoruz. Bu atılan adımlarla birlikte kimin kimlerle işbirliği halinde olduğu ortaya çıkıyor. Benim onlara söyleyeceğim tek şey var: Hayırlı işler diliyorum

- Çünkü biz bunların iş tutma zihniyetini biliriz. AKP olarak medyayla iş tutmadığımız içindir bu çamur atmalar. Türkiye'de belediyecilik çıtasını çok yükseğe koyduk. Devletin kasasından AKP ne çalmış da bu kadar devasa yatırımları yapmış bu iktidar. Ama benim vatandaşım insaf sahibi olarak bunalrı düşünüyor ve biliyor. 29 Mart'ta da bunun cevabını verecek.

HÜRRİYET