İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nce hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un savcılığı verdiği savunmasında 'İnternet Andıcı'nın kendi döneminde hazırlanmadığını öne sürdüğü öğrenildi. Başbuğ'un kara propaganda yapan sitelerle ilgili isim vermeden kendisinden önce görev yapan 25. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ı suçladığı belirtildi. Başbuğ'un 25 sayfa olduğu belirtilen ifadesinde "Bana teşekkür edilmesi gerekir çünkü ben göreve geldiğimde bunları kapattıran kişiyim" dediği öğrenildi. Başbuğ'un, "Ben 2008 yılı 30 Ağustos tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayınlandı ve haber üzerine yaptığımız ilk incelemede şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Bana teşekkür edilmesi gerekir. Bu sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında benim görev sürem öncesidir" dediği belirtildi.

IĞSIZ'I YALANLADI
İlker Başbuğ'un, ifadesinde İnternet Andıcı soruşturmasında daha önce tutuklanan emekli Org. Hasan Iğsız'ın, İnternet Andıcı'ndaki "Sn. Komuna Arz" Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a sunulduğu anlamına gelir ifadeleri üzerine ise, "2. Başkan (Hasan Iğsız) tara- fından Sayın Komutana arz diye sunulan bir belge normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmişi olsa bir imza bir paraf mutlaka konulurdu. Bu andıç 2. Başkan (Hasan Iğsız) tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır. İddialara göre bu andıcın bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildi. Ancak bu andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargâh içinde işleme girdiğini de görüyoruz" dediği kaydedildi.

"Yüce Divan'da yargılanmalı mı" tartışması
İlker Başbuğ'un özel yetkili savcılıkça sorgulanıp, "örgüt yöneticiliği ve darbeye teşebbüs" gerekçesiyle Özel Yetkili Mahkeme tarafından tutuklanması, "Genelkurmay Başkanı'nın Yüce Divan'da yargılanması gerekmez mi?" sorusunu gündeme getirdi. Anayasa'da 12 Eylül 2010'da referandum ile yapılan değişikliklerden biri, "Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları'nın görevleri nedeniyle işledikleri suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanacakları"ydı. Ancak Balyoz davası sanıklarının talepleri, mahkeme tarafından "Darbeye teşebbüs görev suçu değildir, Anayasa değişikliği bu sanıklar yönünden uygulanamaz" denilerek reddedildi. Alınan bilgiye göre, 2011 Şubat'ında yaşanan bu "yetki ve görev" tartışması, Başbuğ'un önceki akşamki ifadesi başlamadan önce de yaşandı. Başbuğ ve avukatı, Özel Yetkili Savcı Cihan Kansız'a "Yüce Divan Savcılığı olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevli ve yetkilidir" itirazında bulundular. Bu talep de işlenen suçun görev suçu olmadığı gerekçesiyle geri çevrildi. Konu hakkında görüş bildiren hukukçulardan TBMM Anayasa Komisyonu Burhan Kuzu, "Görevi ile ilgili olmayan bir durum. Özel yetkili mahkemede yargılanması gerekiyor" derken Eski Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cavit Çalış da, "Görev suçu kabul edilebilmesi için yasadan kaynaklanan bir yetkinin kullanılarak suçun işlenmesi gerekiyor" şeklinde konuştu. Bu görüşlere itiraz eden, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise "Vatandaş Başbuğ olarak değil Genelkurmay Başkanı olarak göreviyle ilgili bir suçlama var. Görevli, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'dir" dedi.

İkinci başkanıyla Silivri'de buluştu
Silivri 5 No'lu Cezaevi'nde, aynı davadan tutuklu bulunan ve Başbuğ döneminde Genelkurmay 2'nci Başkanı olan emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Tuğamiral Alaattin Sevim, emekli albaylar Dursun Çiçek, Fuat Selvi, Balyoz'dan tutuklu emekli Orgeneral Çetin Doğan da var.

İlk ziyaret oğlu ve kızından
'İnternet Andıcı' soruşturmasında tutuklanan 26'ncı Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'u, Silivri Cezaevi'ndeki geçici koğuşunda ilk olarak kızı Feride ve oğlu Murat Başbuğ ziyaret etti. Önceki gün 7 saat ifade verdikten sonra tutuklanan Başbuğ, dün 03.00 sıralarında Silivri 5 No'lu Cezaevi'ne kondu.

TEK KİŞİLİK KOĞUŞTA
Başbuğ, cezaevine girenlerin geçici olarak yerleştirildiği karantina koğuşuna alındı. Bu sırada Balyoz ve Ergenekon tutuklusu bazı komutanların kendisini bekledikleri ve karşıladıkları öğrenildi. Geçici olarak tek kişilik koğuşa yerleştirilen Başbuğ, önümüzdeki hafta, diğer tutuklularla birlikte kalabileceği yeni koğuşuna konulacak. Avukatı İlkay Sezer, diğer tutuklular için uygulanan ziyaretçi prosedürünün, Başbuğ için de uygulandığını belirtti. Sezer, Başbuğ'un psikolojisinin iyi ve sağlıklı olduğunu açıkladı. Başbuğ'a Silivri'deki ilk gününde kahvaltıda reçel, beyaz peynir, zeytin ve poşet çay verildi. Başbuğ öğle yemeğinde ise nohut pilav ve yoğurt yedi. Ek iddianame düzenlenerek Başbuğ'a dava açılmasıyla birlikte "İnternet Andıcı" davasındaki şüpheli sayısı 30'a yükselecek. Şu an yargılanan sanıklardan 9'u general düzeyinde. Generallerden 6'sı ise muvazzaf olduğu için Hasdal Cezaevi'nde kalıyor. Davada, bir dönem Genelkurmay'ın başında bulunmuş üst düzey subaylar yargılanıyor. 2008-2009 yıllarında Genelkurmay İstihbarat Başkanı olan Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz ve Genelkurmay MEBS Başkanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu da yargılanıyor. Şüpheliler, Genelkurmay Karargâhı'nda işletilen internet siteleriyle hükümet aleyhine kara propaganda yapmak ve darbe ortamı hazırlamaya çalışmakla suçlanıyor. Başbuğ'a açılan davanın, internet andıcıyla ilgili ana dava ile birleştirilmesi bekleniyor.

'YARGI GÖREVİNİ YAPTI'
Hükümet ve AK Parti kanadında Buşbuğ'un tutuklanması "Sonucun beklenmesi gerektiği ancak yargının da görevini yaptığı" şeklinde değerlendirildi:
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay: Türkiye'de kim olursa olsun, yanlış bir şey yapıyorsa yargıya intikal ediyor. Sayın Başbuğ ile ilgili yargı kararı çıkmış değil. Hiç kimse öyle suçlu ilan edilemez. Silahlı Kuvvetlerin moral üzerine de öyle bir etkisi olmaması lazım.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı: Bir soruşturmada iz sürülürken kimseye ayrıcalık tanınmaz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik: 1960'tan beri ilk kez böyle bir olayın meydana gelmesi önemli ama iddialar ve savunmalar çerçevesinde bu olayı değerlendirmek doğru olur.

"Uludere'yi perdeleme girişimi"
Başbuğ'un tutuklanması için "Uludere'nin perdelenmesi için bunun yapıldığı belli" diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Kaldı ki bu hükümete ben muhtıra verdim diyen kişiye dokunan yok. Katledilen bir hukuk var öyle bakmamız lazım. Özel yetkili mahkemeler bizim anladığımız anlamda hukukun üstünlüğüne dayanan mahkemeler değil. Anayasa'nın bir maddesi var, Genelkurmay Başkanlarının Yüce Divan'da yargılanacağına ilişkin. Düşünün bu bile atlanıyor."

Bahçeli: Soruşturma şirazesinden çıktı
MHP lideri Devlet Bahçeli, tepkisini "Artık iyice şirazesinden çıkan darbe soruşturma ve iddialarının nerede duracağı ve kimleri kapsamına alacağı belirsiz ve şaibeli bir duruma gelmiştir" sözleriyle dile getirdi. Bahçeli "Hiç kimsenin TSK'nın şerefli mensuplarını terör örgütü üyesi, yöneticisi gibi göstermeye hakkı ve haddi yoktur" dedi.

BDP: Niye bugün gündeme geldi?
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş "Suç işleyenlerden adil bir yargılama ile hesap sorulması elbette gerekli. Ancak, iktidar derin yapılardan hesap sorarken kendi derin yapısını oluşturuyor" derken BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise "Başbuğ'u atayan hükümet, niye bugün gündeme geldi?" diye sordu. BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de "Astları hapisteyken onun dışarıda dolaşması caiz olmazdı bence. Bu adaletsizlik içinde adalet" dedi.

DÜNYA ŞAŞIRDI
NYT: Benzeri görülmemiş adım
ABD'nin New York Times gazetesi, İlker Başbuğ'un tutuklanmasını "Türk ordusunun eski komutanı, darbe iddialarına ilişkin genişleyen soruşturma çerçevesinde tutuklandı" başlığı ile duyurduğu haberinde Başbuğ'un, hükümeti devirmeyi amaçladığı öne sürülen yasadışı bir örgüt liderliği ile suçlanan en üst rütbeli subay olduğuna dikkat çekerek mahkemenin kararını "benzeri görülmemiş adım" olarak niteledi.

BBC: TSK'NIN ESKİ KOMUTANI
İngiliz yayın kurulu BBC ise, "Türk Silahlı Kuvvetleri eski Komutanı, hükümeti devirmeye yönelik iddia edilen komplo ile ilgili yargılanmak üzere tutuklandı" ifadesini kullandı. Haberde "Eleştirenler, Ergenekon soruşturmasının, kökleri İslam'da olan, Sayın Erdoğan'ın AK Partisi hükümetinin muhaliflerine odaklanmasından yakınıyorlar. Hükümet ise, bu tür gerekçeleri reddediyor" denildi.

AB Komisyonu: Soruşturmalar fırsat
Başbuğ'un tutuklanmasını değerlendiren AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü Peter Stano, "Komisyon birçok fırsatta darbe planlamakla suçlanan Ergenekon suç örgütü ve diğer yapılanmalara yönelik soruşturmaları Türkiye'de demokratik kurumların uygun işleyişini ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için fırsat olarak gördüğünü vurgulamıştır" dedi.

ABD: Yüksek profilli bir dava
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili gelişmeleri izlediklerini söyledi. Nuland günlük basın brifinginde "Bu konuyla ilgili gelişmeleri de tabii ki takip ediyoruz. Devam etmekte olan 'Ergenekon' davasındaki epey yüksek profilli bir dava" dedi.