Deniz Akkaya ile ilişkisi nedeniyle bir kez daha gündeme gelen yapımcı Ferruh Taşdemir, hakkında merak edilenlere cevap verdi

İlişki yorgunu kadınları etkilemek daha mı kolay oluyor? Özge Ulusoy bir ilişkiden yeni çıkmıştı, onunla birlikte olup evlendiniz. Deniz Akkaya'nın inişli çıkışlı ilişkisi bir sürprizle bitti, onunla oldunuz. Nefise Karatay, M. Ali Erbil'den ayrıldığında yine siz yanında bitmişsiniz. Arka arkaya sıralayınca merak ediyor insan ister istemez...

- Nefise konusu yanlış, Nefise'yle aramda hiçbir şey olmadı. O dönemde ben muhabirdim daha, 21 yaşımdaydım. Tek başımıza değil, 15 kişi eğleniyorduk. Nefise, sadece Mehmet Ali'yi benimle kıskandırmak istedi, o kadar.

Siz hiçbir şey yapmadınız yani?

- Hiç, sıfır! Hiçbir alakamız yoktu. Ben bir hafta boyunca ceza yedim bu yüzden Show TV'de. Sonra M. Ali ve Nefise gelip, Şansal Abi'den özür diledi. Ve o gün Televole'de M. Ali Erbil ve Nefise Karatay'la röportaj yaptım ben, herkes şaşakaldı ve anında normale döndü olay. Orada Nefise'nin kadınsal hırsları devreye girmişti, benim hiç suçum yoktu.

Peki sonrakiler?

- Aynı sosyal ortamlardayız bu insanlarla. Eski eşimle de (Özge Ulusoy) kaç senelik arkadaştık. Deniz de 10 senelik arkadaşımdır benim!

Peki ne oluyor da 10 senelik arkadaşlık birdenbire ilişkiye dönüşüyor?

- Biz kalabalık bir grupla Bodrum Yalıkavak'a gittik, bayram tatiline. Tatilin üçüncü günü Deniz'le o kadar eğlenmeye başladık ki, 24 saat uyumuyorduk... Denizin ortasında jet-ski'de kaldık mesela! Ne benim eski hayatımdan, ne onun eski hayatından hiçbir iz yoktu ve birbirimizden acayip keyif aldık. Dönüşümüze bir gün kala, yemek yerken bir anda ellerimiz masanın altında buluştu. Bir anda oldu ama! Hiç plan yoktu. Göz göze geldik, o andan sonra da devam etti zaten.

Halbuki her şey çok planlı ve reklam amaçlı görünüyor. Ya da intikam sosu var gibi...

- Öyle görünüyor değil mi? Ne zaman anlayacaksınız biliyor musunuz; bir süre geçtikten ve Deniz'le ilişkimiz oturduktan sonra. 'A bunlar hâlâ beraberler,' diyeceksiniz.

Şunu da anlamıyorum; ne kadar çabuk seviyorsunuz, ne kadar çabuk âşık oluyorsunuz ve ne kadar çabuk evlenme teklif ediyorsunuz...

- Bu erkeğe bağlı... Ekonomik şartlarla, özgüvenle, kendinle barışık olmanla alakalı.

Şaka değil; dün Özge'yi seviyordunuz, iki ay sonra Deniz'i seviyorsunuz. Nasıl oluyor bu?

- Çok güzel oluyor! Hayat devam ediyor, belki bundan sonra da başkasını seveceğim, bu çok normal bir şey yani. Hayat o kadar kısa ki, içine ne kadar çok şey sığdırabilirsen o kadar iyi.

Bu mudur yani hayatınızın özeti, amacı?

- Benim için hayatın amacı; evlenip güzel bir aile kurmak, çocuklarımla güzel bir yaşam sürdürmek. O kadını arıyorum ve buldum galiba!

Galiba? Emin değil misiniz?

- Daha çok yeniyiz. 12 gün oldu.

"SADECE BEN VE ACUN EKRANA ÇIKARDIK. BAŞKASINA İZİN VERİLMEZDİ"

Televole muhabirliği o dönem oldukça popüler. Kendinizi nasıl hissediyordunuz?

- Televole'nin fenomen olduğu dönemler, Can Tanrıyar ekrana kimsenin çıkmasına izin vermezdi pek. Sadece Acun ve ben çıkardık. Bir anda bambaşka bir hayatın, televizyonda, dergilerde gördüğüm insanların içinde olmaya başladım, mikrofonun gücünü görmeye başladım. Ama bu gücü hiçbir zaman kötü yönde kullanmadık çünkü başımızda 'baba' dediğimiz Şansal Büyüka vardı. Bize iş konusunda ve insanlık konusunda gerçekten çok büyük şeyler öğretti. Biz ekip olarak hep dinledik onun bu öğütlerini ve hepimiz de bir yerlere geldik.

Kaç yıl sürdü muhabirlik dönemi?

- Sekiz-dokuz sene; Televole bitene kadar sürdü. Zaten Şansal Abi ve Can Abi bir anlaşmazlık yaşadı ve 2005 yılında ekip ikiye bölündü. Şansal Abi baba yarısıydı, onunla kalmayı seçtim ben.

"ALİ AĞAOĞLU BANA BABALIK YAPTI, SEDAT PEKER'İ DE ÇOK SEVERİM"

Muhabirlikten sonra, geldiğiniz bu noktaya şaşırıyor musunuz peki?

- Yoo, benim bir hedefim vardı, o yönde de yavaş yavaş ilerledim. Hatta tahmin ettiğim zamandan daha önce vardım.

Yapımcılığa kadar yükseldiğiniz bu dönemde önemli işadamlarıyla da yakınlığınız olmuş. Çok önemli dostlarınız var mı aralarında?

- Çok oldu da... Bana en çok babalık yapan kişi Ali Ağaoğlu'dur. Beni oturtur karşısına, günde bir saat ekonomi dersi verir, yaşantımla ilgili ders verir, yaptıklarını, yapacaklarını anlatır. 'Seni severim çünkü sen de benim gibi girişimci ruha sahipsin. Kapıdan kovsalar bacadan girersin. Kızamıyorum da sana, ne yapsan bir şekilde affettiriyorsun kendini,' der hep.

Sedat Peker'le yakınlığınız konuşuluyor...

- Çok sevdiğim saydığım, babamın tanıdığı bir insan. Aynı bölgenin insanıyız, o kadar.

Şirin Sever / Sabah