Başbakan Erdoğan'a "Acılar çekmiş! Tam bir yalan makinası" sözleriyle yüklenen Kılıçdaroğlu, "28 Şubat'ta bedeli Erbakan ödedi. Sen ne yaptın? Erbakan'ı arkadan hançerledin. 28 Şubat senin başbakanlığın için yapılan bir manevradır. Geç sen bunları!" diye konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sözlerine dün sona eren Tüzük Kurultayı'na ilişkin değerlendirmelerle başladı.

EN DEMOKRATİK TÜZÜK CHP'NİN

"Türkiye Cumhuriyeti'nin en demokratik tüzüğüne CHP sahiptir. Yeni bir anlayışla yola çıkıyoruz. Halka umut, güven vermeliyiz. Bunun yolu ortak söylem geliştirmektir. Bir demokrasi devrimi yapmaya kararlıyız.

CHP'SİZ DEĞİŞİM OLMAZ

Türkiye tam anlamıyla tıkanmış durumda. Demokrasisi, hukuk sistemi, siyaseti tıkanmış durumda. Türkiye'nin bir değişime ihtiyacı var. CHP'nin içinde olmadığı bir değişim iddiası da gerçekçi değildir. Siz onların hileli reklam kampanyalarına bakmayın. Halkın istemleriyle taban tabana zıt bir değişimi yaşıyoruz.

YOK BÖYLE BABAYİĞİT

Başbakan Erdoğan'ın tek parti dönemine ilişkin eleştirilerine de yanıt veren Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ı 'geçmişini inkar etmekle' suçladı.

"Bir kişiyi işe alırken bile özgeçmişine bakarlar. Eğitimine, deneyimine bakarlar. CHP'nin özgeçmişine bakalım. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı veren, Cumhuriyeti ve devleti kuran, çok partili demokrasiye geçişin önünü açan, ülkeye sosyal demokrasiyi getiren partidir CHP. CHP'nin geçmişi şanlarla, şereflerle doludur. Herkes bunu böyle bilsin.

Bir babayiğit çıkıp söylesin ki 'bizim özgeçmişimiz de böyledir' diye. Bunu söyleyecek bir babayiğit yok. Böyle bir özgeçmişe sahip olmayanlar CHP'yi karalamakla meşguller.

SİYASİ MEZHEBİN BELLİ DEĞİL

Diğer tarafta ise geçmişinden utanan, siyasi mezhebi belli olmayan iktidarın 10 yılı var. Geçmişi belli olmayan bir siyasi partiye kim inanır? Bizim şanlı tarihimizde senin atalarında var. Sen bize çamur atarken, kendi geçmişini de inkar ediyorsun.

AKP statükocu bir parti oldu. 'Devleti, toplumu daha geriye nasıl götürebilirimden' başka bir dertleri yok. Halkı bir 'değişim yapacağız' diye kaldırdılar. 10 yılda statükoyu kurumsallaştırdılar.

10 YILLIK KÖKÜN VAR

Senin 10 yıllık kökün var. O'nu da inkar ediyorsun. Sonra bizim 89 yılımızı sorguluyorsun. Demokrasilerin tarihlerinde acılar vardır. Bunu da unutmamak gerekir. Değişimin ne olduğunu bilmeyenler demokrasi dersi veremezler.

Onlar topluma yalan söyleyen, darbeci zihniyetin insanları. Demokrasi gece demoksiye küfredip, sabah kalkıp 'ben gömlek değiştirdim' diyenlerin işi değildir.

KATMERLİ GÖMLEK

'Gömlek değiştirdim, demokrat oldum' diyorsun, uygulamalara bakıyoruz o yırttığın gömleğin katmerlisini giyiyorsun.

Buradan aydınlara da söyleyecek bir çift lafım var:

Aydınlar çıkıp da 'gerçek demokrat' dediler. Anayasa değişikliğini bile alkışladılar. Şimdi uyandılar. Onlara şunu söylüyorum. Demokrasi bir kıyafet değil, bir ruhtur. O ruhu taşımazsanız o devlette demokrasi de olmaz. Demokrat olmak için 12 Eylül'de, 12 Mart'ta hapse girmek gerekir, alkış tutmak değil.

HODRİ MEYDAN

CHP'nin eleştiriler karşısında çocukların boğazını sıkan bir lideri yoktur. O yüzden görev bize düşüyor. CHP, 3 büyük devrimin altına imza atmışsa, dördüncü büyük devrime de imza atmaya yüreği yeter. Değişimden yanaysan kurultayda söylediğimiz değişimlere destek ver. Ama yüreği yetmez!

NURAY MERT'E SAHİP ÇIKTI

Post modern diktatörünüz var, medya özgürlüğü yok, hukuk, adalet güvencesi yok. Bu ülkede gerçek demokrasi var mı yok mu? Düşünmemiz lazım.

Yıllardır bu ülkeyi binbir badiren çekip kurtaran şey bu ülkedeki entellektüel birikimdir. AKP bu sağduyu korusunu bir kenara itti. 'Kimse konuşmasın' dediler. Biri konuşunca işinden oluyor. En son örneği de Sayın Nuray Mert'tir.

İşine son verilen gazetecilerin sayısı 50'leri 100'leri aştı. Yeterince şakşakcın var. Bırak da 2-3 kişi de eleştirsin.

SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK

Bir parlamento var, siyasi iktidar var. Çoğunluğu var. Ama bu çoğunluğu bir kenara bırakıp, KHK ile karar alıyor. Bir ülkede parlementonun gücünün elinden alınışına susanlar bu tabloyu görsünler. Susma sustukça sıra sana gelecek.

BIRAK SEN BUNLARI!

Başbakan Erdoğan'ın 28 Şubat'ın 15'nci yıldönümü nedeniyle grup toplantısında yaptığı konuşmayı da eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Bugün 28 Şubat nedeniyle de uzun uzun konuşmuş Sayın Başbakan.

Acılar çekmiş!. Tam bir yalan makinası. 28 Şubat'ta sen mi bedel ödedin? Onun mağduru Erbakan'dır. Sen ne yaptın gittin Erbakan'ı arkadan hançerledin. Kalkmış şimdi ahlak dersi veriyorsun.

HELALLİK İSTEDİN Mİ?

Sen kendi liderini arkadan hançerleyen adamsın. Erbakan'dan helallik istedin mi? 28 Şubat seni başbakan yapmak için yapılan bir manevraydı. Bunları geç sen. Biz bilmiyor muyuz?

Şiir okudun diye hapse attılar. Buzdolabı, çek-yat bir de yanına hizmetli verdiler. Yüreğin yetiyorsa Silivri Cezaevi'ne git de hapishane neymiş gör.

24 SAAT ÖTER

Bana yalancı demiş. Ne diyim. Cahil adam!

Ben ona yürüyen yalan makinesi diyorum. O örnek vermiyor. Ben örnek vereceğim.

'CHP'li belediyeler yaptıkları ihalelerle PKK'ya kaynak aktarıyorlar' dedi. Namuslu adamsan çık bu belediyenin ismini açıkla dedim. Açıkladı mı? Hayır!

Gensoru verdik geldi mi ? Yok!

Recep Tayyip Erdoğan'ı yalan makinasına bağlasalar samimi söylüyorum 24 saat öter.

TÜSİAD'A SAHİP ÇIKTI

Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'ı hedef alan sözlerine karşın Kılıçdaroğlu da TÜSİAD'a sahip çıktı:

"TÜSİAD, eğitim sistemindeki değişikliğe niye karşı çıktı diye kızmış. Bu ülkede görüş bildirmek suç, ben öğrendim ama TÜSİAD'çılar öğrenememiş. Yine de ben onları kutluyorum."