“Kenan"la birlikte olmak büyük dezavantaj” diyen güzel oyuncu, artık yer aldığı projelerle kendinden söz ettirmek niyetinde... Şu sıralar “Aşk ve Ceza” dizisinde Violet olarak izlediğimiz Beşerler, kendisi ve ilişkisi hakkında merak edilenleri Kelebek"e anlattı.

Televizyona iki yıl ara verdiniz. Bu bilinçli bir tercih miydi?

- Hayır, bilinçli bir tercih değildi. Gelen projeler beni tatmin etmedi, ben de beklemeyi tercih ettim.

Çok sıkıldınız mı beklerken?

- İlk başlarda güzel geliyor ama çalışmaya alışmış bir insan sürekli oturunca da fenalık geçiriyor.

Ve sonunda “Aşk ve Ceza”dan teklif geldi...

- Bu dizinin hazırlıklarına başlanırken Erol (Avcı) Ağabey"e “Ben de varım, unutma” dedim. O da “Unutur muyum” diye karşılık verdi. Sonra Kudret"le (Sabancı) buluştuk. Sonuçta bu ekiple olmaktan mutluluk duyuyorum. Bir kere Kudret Sabancı ile çalışmak benim açımdan büyük avantaj. Çünkü hakikaten muhteşem bir yönetmen. Ayrıca o kadar güzel bir ekip var ki, sette hiçbir şey aksamıyor. Normalde işe giderken ayaklar geri geri gider ya, bu dizide ben tam tersini yaşıyorum.

Seti özlemenizin de etkisi vardır bunda...

- Evet, hepsi bir araya geldi. Uzun bir ara verdim ama iyi de oldu. ınşallah her şey yolunda gider.

Bu projenin başrol oyuncusu Nurgül Yeşilçay... Esas kız olmamak sizi üzdü mü?

- Üzmedi açıkçası. Violet, tam bana göre bir karakterdi.

Bugüne dek canlandırdığınız karakterlerden farkı ne Violet"in?

- Daha kendine güvenli. Diğerlerinde hep şımarık zengin kızdım. Violet"te bu pek yok. Kendi ayakları üzerinde duran bir tip. Ailesinden pek destek görmeyen, güçlü bir kadın. Ama kendi içinde güçsüz olduğu durumlar da var. Bunu hep Savaş"la paylaşıyor. Savaş da onun o güçsüz olduğu kısmı bilmiyor. ıleride seyirci de geçmişini öğrenecek.

ÇOK AŞAĞILANDIM AMA DİMDİK KARŞILARINDAYIM

31 yaşındasınız artık... Geriye dönüp bir bakarsanız, eski Zeynep nasıldı, bugünkü nasıl?

- Olgunluğun getirdiği bir şey herhalde, sakinleştim. Eskiden daha deli doluydum. şimdi daha sakinim. Her şeyi daha kolay kabul edebilir oldum. Birçok şeyi kendi içimde çözmeye, biraz içimi keşfetmeye başladım. Bu da büyümenin getirdiği bir şey.

Nasılmış Zeynep"in içi?

- ıyiymiş. Zamanla şunu gördüm; aile eğitimi çok önemli bir şeymiş. Bana iyi bir eğitim verildiğini düşünüyorum ve şimdi bunun nimetlerinden faydalanıyorum.

Mesela hangi olayda “ıyi ki ailem beni doğru yetiştirmiş” dediniz?

- Hayatın birçok alanında oldu bu... Sonuçta artık 31 yaşına geldim ve tanınan bir insanım. Bu beni çok başka yerlere götürebilirdi, çok farklı bir hayatım olabilirdi. Ama o zamandan bu zamana bende o konuda değişen hiçbir şey olmadı. Yani bu işi yapmadan önceki Zeynep ile şimdiki Zeynep aynı. Arkadaşlarım yine eski arkadaşlarım, çevrem yine eski çevrem. Evet daha çok insan tanıyorum, daha çok insanla muhatap olmak zorunda kalıyorum ama hayatımda değişen bir şey yok. Bu yaştan sonra da bunun değişeceğini düşünmüyorum.

Sürekli sevgilinizle kıyaslanmak gibi bir durumunuz da var sizin...

- Kıyaslanmaktan ziyade şu rahatsız ediyor beni: “Bu kız onun sevgilisi. ıyi güzel ama bu kızın başka hiçbir özelliği yok!”

Zeynep Beşerler için hep “Kenan İmirzalıoğlu"nun sevgilisi” denme sebebi nedir sizce?

- Herhalde erkek egemen toplumun getirdiği, bize dayattığı nedenlerdir. “Adam öyle başarılı, böyle süper. Bu da onun sevgilisi” diyorlar. Tamam ama bu kız da bu zamana kadar bir sürü iş yapmış. Üstelik bu adamla tanışmadan önce de bu işi yapıyordu. Onun sayesinde bu işe girmedi ki...

Bu etiket altı yıldır hiç değişmedi. Gücünüze gidiyor mu?

- Bir şey hissettirmiyor artık... Gerçi sevdiğim adamın sevgilisi olarak anılmak güzel bir şey ama nedense benim kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmamı kabul etmek istemiyorlar. Yani işi “Onlar sevgili olmuş, bu çocuk bu kızın elinden tutmuş. Böyle de devam ediyor” durumuna getiriyorlar. Neden benden bu kadar rahatsızlık duyuyorlar, anlamış değilim. Ama hiçbiri umurumda değil, boşuna uğraşıyorlar. Bugüne dek bir sürü haber yaptılar, aşağıladılar, bir sürü şey söylediler benim için. Ama ben hâlâ dimdik karşılarındayım. Ben güçlü bir karakterim. Kolay kolay pes etmem. O yüzden boşuna uğraşıyorlar.

KENAN GERÇEK BİR ANADOLU ERKEĞİ

Hâlâ evlenmemiş olmanızın da etkisi var herhalde...

- Evet. Ama onlar bu işten vazgeçsin diye kalkıp evlenmem. Biz şu an mutluyuz. Evlilik zamanı geldiğinde kısmet olursa evleniriz. Olmazsa ayrılırız, evlenmeyiz. Bu kimseyi ilgilendirmez. Onlar boşandıklarında ben “Vay efendim, niye boşandınız? Hani severek evlenmiştiniz?” diye soruyor muyum! Herkesin özel hayatı kendini ilgilendirir. Neden bu kadar didikliyorlar? Tamam, ünlü insanlar merak edilir ama bir yere kadar. Herkesin haddini, duracağı noktayı bilmesi lazım. Ama ayrılmıyoruz!

Artık sıradan insanlar bile ilişkilerini uzun zaman sürdüremiyor. Siz göz önünde bir çift olmanıza, hakkınızda pek çok haber çıkmasına rağmen nasıl altı yıldır birliktesiniz?

- Bir kere herkesten daha güçlü durmak zorundasın. Çünkü herkes seni yere devirmeye uğraşıyor. O yüzden de çaban iki katına çıkıyor.

Beni yanlış anlamayın lütfen ama, geçmişte çıkan bir dedikodu, Kenan İmirzalıoğlu"nun Uğur Yücel"le “Ejder Kapanı”nı çekmesinden sonra yeniden gündeme geldi. Neden Kenan İmirzalıoğlu için “Uğur Yücel"le ilişkisi var” deniyor?

- Kenan, gerçek bir Anadolu erkeği. Onun gibi gelenek ve göreneklerine bağlı bir adama en büyük darbeyi böyle vurabilirlerdi ancak. O yüzden böyle söylüyorlar. Ama bunlarla darbe alınmaz. İyi yetiştirilmiş bir adamı böyle yere yıkamazsınız. Bunlar sadece Ali Cengiz oyunları. Boşuna uğraşıyorlar.

Altı yıldır Kenan İmirzalıoğlu ile birlikte olmanın bir artısı var mı?

- Tam tersine. Bunu dışarıdan çok yanlış anlıyorlar. Kenan sayesinde bir yere geliyorum, işler önümde yığılıyor zannediyorlar. Oysa o kadar büyük bir dezavantaj ki Kenan"la birlikte olmak, bunu anlatmam mümkün değil. Normal bir oyuncunun gösterdiği çabanın iki katını göstermek zorundasın. Tek avantajım, altı yıldır sevdiğim adamla birlikte olmam.

Bir ilişkinin uzun süreli olması için çiftlere neler önerirsiniz?

- Önce kendine, sonra karşısındakine, en son da ilişkilerine güvenecekler. Buna mecbursun. Yoksa başka türlü yürümüyor bu sektörde ilişkiler.

ARTIK ÖPÜŞÜRÜM DE SEVİŞİRİM DE

Kenan İmirzalıoğlu bir röportajında sizin için güzel sözler söyledi. Hemen ardından da “Zeynep Beşerler daha ne isteyebilir ki” diye yazılar yazıldı. Zeynep Beşerler, bir kadın olarak ne ister?

- Bana kadınların bunu söylemesi çok acıklı... Sevgilisinin birkaç güzel laf etmesi üzerine “Bir kadın daha ne ister” deniyorsa, kadınlar gerçekten zor durumda demektir. Kadınlar ufak şeylerden mutlu olabilir ama bu kadar değil. Bir kadın ne ister? Sevgilisi eve gelirken bir çiçek alsın ister. Bütün kadınların derdi bu değil mi? “Kocam hiç romantik değil, bana ilgi göstermiyor” denir hep, bunlar değil midir dert? Erkekler kusura bakmasın ama kadınlar bana göre çok özel ve yüce yaratıklar. Kadın doğurgandır, kadın annedir. O yüzden çok yücedir. Bu durumda kadın birçok şeyi isteme hakkına sahiptir. Ben Kenan"ın benim hakkımda ne düşündüğünü biliyorum zaten.

Son dönem dizi filmlerde öpüşme ve sevişme sahneleri yer alıyor. Siz de bunu yapabilir misiniz?

- Yaparım tabii canım. Daha önce bunun için “Yapamam, yapmam” diye düşünüyordum ama artık öyle değil. Gerçekten de bu işe ilk başladığımda olmaz diyordum. Çünkü bu işe yeni başlamıştım ve bu sektörde kimseyi tanıyordum. Arkamda beni destekleyen kimse yoktu. Kendi başına genç bir kızın ortaya çıkıp “Öpüşürüm de sevişirim de” demesi bana açıkçası çok yanlış geliyordu. Çünkü burası bir kurtlar sofrası ve kimseyi tanımıyorsun, ne olacağını bilmiyorsun. O yüzden o zamanlar bu işe yeni başlayan biri olarak böyle cevap verdim. Ama artık tecrübem var, birçok kişiyi tanıyorum. Bu işi artık tam anlamıyla yapabileceğimi düşündüğüm için de “Evet yaparım” diyorum.

Sevişme sahnelerinden sonra gelen eleştirilerle baş edebilecek misiniz peki?

- Hiç umurumda değil. Eline kağıt kalemi alan bütün fesatlar çiziktiriyor zaten!

ÇOCUK İSTEDİĞİMDEN EMİN DEĞİLİM

31 yaşındasınız. Anne olmak istemiyor musunuz?

- 31"ime geldim ve yavaş yavaş vazgeçiyorum galiba bu işten. Üç yıl önce “Hemen doğururum” diyordum. Ne zaman 30"a geldim, “Acaba” demeye başladım. şimdi hiç emin değilim.

Son röportajımızda evliliği düşünüyordunuz ama artık onun için de “olmayabilir” diyorsunuz...

- Bu bence yaşla ilgili. “Aman armudun sapı, üzümün çöpü” demeye başlıyorsun belli bir yaştan sonra. Evlilik ve çocuk şu an için uzak geliyor. Korkutmaya başladı beni. Belki hayatın daha büyük gerçeklerini görmeye başladım, onunla da ilgili olabilir. Artık yapamazmışım, evlenemezmişim gibi geliyor.

Ya başka birine aşık olursanız...

- Bunun önüne geçilmez ki! Her şey olabilir. Gönül bu, yapacak hiçbir şey yok.

AYNI EVDE İKİ AYRI ADAMLA YAŞIYORUM

Kenan İmirzalıoğlu"nun kimsenin bilmediği ve enteresan bir özelliğini söyleyin desem...

- Evin içinde kendini kaybeder. Eline bir şey almış vidalamaya çalışırken, bir anda onu orada bırakır ve gidip başka bir şeyin çivisiyle uğraşır. Onu bırakır, arka pencerenin kornişini takmaya çalışır. Sürekli böyledir. Bıraktığın yerde bulamazsın onu. Eşyaları oradadır ama kendi yoktur. ıkizler burcu olduğu için evde iki adam var sanki. O yüzden ben çok başarılıyım aslında! ıki adamla birlikte olduğum düşünülürse, altı yıldan 12 sene eder birlikteliğimiz. Hem de Kenan gibi büyük bir adamla. Herkes iyi düşünsün derim! / kelebek