Terörle mücadele konusunda geliştirilen yeni stratejinin meyveleri alınmaya başlandı. PKK’nın efsanevi ve dokunulmazlığı temsil eden Hakkari’deki Kavaklı Kampı yerle bir edilirken, Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla örgüte talimat vermesinin de önüne geçildi. İmralı canisi, 2 aydır avukatlarıyla görüştürülmüyor. Öcalan’ın avukat görüşmelerinin kesilmesiyle PKK’nın başsız ve çaresiz kalacağı, serseri mayın gibi sağa sola savrulacağını söyleyenler haklı çıktı.
KCK YÖNETİCİSİ ZARARI İTİRAF ETTİ
PKK’yı da bünyesinde bulunduran KCK yönetimi, Öcalan’ın tecrit edilmesinin ve avukatlar üzerinden kendilerine emirler vermemesinin sebep olduğu çöküntüyü itiraf etti. Öcalan ile ulak vazifesi gören avukatları arasındaki temasın kesilmesini değerlendiren KCK Siyasi Komite Üyesi Hüseyin Mahir, “Örgütü, Önderliğimizin perspektiflerinden koparmak, başsız bırakmak böylece olası çelişkilerin çıkmasını sağlamak, zayıf kalmasına yol açmak, iradesizleştirmek ve tabii halkın iradesini kırmak amaçlanıyor. Önderliğimize yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması bunu hedefliyor” dedi.
TUTUKLANMA TEHLİKESİ OLANLARI DAĞA ÇAĞIRDI!
Terör örgütünün yayın organı ANF’de yer alan açıklamasında, KCK operasyonlarına da değinen Mahir, tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya olan yandaşlarını dağa çağırdı: Bu saldırılara karşı adresimiz bellidir, dağlarımız vardır...
BDP ÜZERİNDEN KENTLERİ SAVAŞ ALANINA ÇEVİRECEKLER
Hükümetin kararlı tutumunun kendilerine büyük bir darbe indirdiğini doğrulayan KCK yöneticisi Mahir, kırsaldaki ve sistemlerini çökerten kentlerdeki KCK operasyonlarının önüne geçmek için yeni bir yol izleyeceklerinin ipuçlarını verdi. Hain örgüt, siyasi uzantısı BDP üzerinden hayata geçireceği stratejiyle kentleri savaş alanına çevirecek. Terörist Hüseyin Mahir, BDP ve şehirdeki PKK yandaşlarına talimat olarak algılanan açıklamasında, “Giderek daha da kitleselleşerek milyonları bulan büyük protesto yürüyüşleri, bir günle sınırlı olmayan, gece gündüz devam edecek ve birkaç günü bulan eylemler gelişecektir” ifadelerini kullandı.
“Yakında tek taraflı kararlar alacağız” diyen Hüseyin Mahir, şöyle konuştu: “Mücadeleye, pratiğe, sürece denk bir katılım sergilenmesi lazım. Tabii ki bu sürece öncülük edecek olan Kürt gençliği ve halkımız oluyor. Biz yıl boyunca halkımızı demokratik siyasete kanalize ettiğimiz için radikal ve zorlayıcı bir durum şu ana kadar yaşanmadı. Fakat seçim sonrası devletin ve AK Parti’nin niyeti iyice açığa çıktıktan sonra biz tek taraflı olarak bazı kararlar alacağız, almak zorunda kalacağız. Tek taraflı da olsa gerek bizim tarafımızdan, gerekse de devlet tarafından alınan kararlar büyük bir savaşa götürecektir. Tercihimiz olmamasına rağmen böylesi bir karar ve pratik sürecine giriyoruz. Halkımız bunun tam bilincindedir. Giderek daha da kitleselleşerek milyonları bulan büyük protesto yürüyüşleri, bir günle sınırlı olmayan, gece gündüz devam edecek ve birkaç günü bulan eylemler gelişecektir. Bütün planlamaları boşa çıkarmak için kendisine yurtseverim diyen, vicdanlı olan herkes bir seferberlik ruhuyla elinden gelen her şeyi yapmalıdır.”
KCK’NIN MAKUL KÜRTLER RAHATSIZLIĞI
Hükümetin, silahlı mücadeleyi tasvip etmeyen Kürt kanaat önderlerini muhatap almaya başlamasından duyduğu rahatsızlığı da dile getiren Mahir, “Katliam ve soykırımla bizi marjinalleştirmeye, iradesizleştirmeye çalışarak, güçsüz kılarak bir Kürt Hamas’ı oluşturma veya bazı eski reformistleri öne çıkarıyorlar. Herhalde kendileriyle müzakere edilecek olanlar bunlar oluyor. Ciddiyetten son derece uzak bir yaklaşım ve pratik sergileniyor” değerlendirmesini yaptı.
