Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte bazı meslek ve gelenekler de yavaş yavaş kayboluyor. Bu mesleklerden biri de yorgancılık...

''Ayağını yorganına göre uzat'' gibi deyişlerle atasözlerimize, ''Yorganımda kene var, kopar kopar gene var'' sözüyle de şarkılarımıza kadar uzanan yorgandan geçimini sağlayan ustaların birçoğu bu işi teknolojiye yenik düşerek bırakmak zorunda kaldı. Yaklaşık 30 yıl öncesine kadar 5 yorgancının bulunduğu Keşan'da ise şimdi bu işi sadece 53 yaşındaki Salim Atay yapıyor.

Salim Atay, bir zamanlar genç kızların çeyizlerinin en önemli parçası olan ve rengarenk ipek, saten ve keten kumaşlara iğne ile işlenerek dikilen yorganların yerlerini artık fabrikasyon yorgan ve battaniyelerin aldığını söyledi.

Türk kültürünün önemli mesleklerinden olan yorgancılığın da diğer pek çok meslek dalı gibi tarihe karışmak üzere olduğunu kaydeden Atay, mesleğini birkaç yıl içinde bırakacağını ifade etti.

Yakın zamana kadar kazandığı parayla geçimini sağladığını, ancak son yıllarda işlerin durma noktasına geldiğini dile getiren Atay, şunları kaydetti:

''Türk kültürünün bir parçası olan yorgancılık sanatı, seri üretim yapan fabrikaların ortaya çıkması ile teknolojiye yenik düştü. İğne ucu ile kazandığımız el emeğimiz artık para etmiyor. Çırak da yetişmiyor. Şu anda ilçede bu işi yapan sadece ben kaldım. Ben de birkaç yıl içinde bırakacağım. El emeği ve göz nuru ile saatlerce işlediğimiz ve bir sanat eseri olan yorganlar elimizde duruyor.''

Salim Atay, el emeği ile yaptıkları yorganları müşterinin isteği doğrultusunda imal edildiğini ifade ederek, ''Bizim diktiğimiz yorganlar sıhhat yönünden daha iyi ve uzun süreli kullanışlıdır'' dedi.

Gazeteport