Aysun Kayacı “çoban” polemiğinin gerginliğini atmıştı üzerinden...

Kimi ünlünün aksine yüzünde neredeyse hiç makyaj olmadan geldi röportaja. Çok rahat, kendinden çok emindi. Doğallıktan yana ve çok titizdi. Hiç kompleksi yoktu. Röportaj öncesi fotoğraflarını çeken arkadaşım İlker Akgüngör"e sürekli övgü yağdırdı, çektiği karelere bayılmıştı. Bizim İlker de övgülere karşılık “Karım hamile, aman duymasın” diye Aysun"la bol bol şakalaştı. Gergin geçireceğimizi düşündüğüm röportaj son derece neşeli geçti.Astoria"daki son günlerin gözde mekanı Cafe Clementine"de sorularımı yanıtladı.

“Dağdaki çobanla oyum eşit olamaz” derken bu kadar eleştirilmeyi bekliyor muydun?
Ben bu sözü kalıp olarak kullandığımı söyledim. O zaman kimse atasözleri ve deyimleri kullanmasın. Benim orada kimleri kastettiğim belliydi. Gerçekten çok üzüldüm. İyi niyetle ve vatan sevgisiyle söylediğim sözlerdi onlar. Sonuçta fikir üretme hakkına sahibim. Kendimi okul bahçesinde zannettim. Ama ne yazık ki reyting uğruna sözlerimi herkes işine geldiği gibi kullandı. Benim aptallığım. Bu ülkeye karşı umudum bitmiştir. Herkes kendi çözümünü kendisi bulsun artık, banane! Bir daha bu konuyla ilgili konuşmayacağım.

Platon"dan bu yana tartışılan bir konuyu gündeme getirdin aslında...
Aslına bakarsan bir bakıma iyi oldu. Gerçekten sözün içeriğini konuşmaya başladılar. Bir aşamada işe yaradım diye kendimi teselli ediyorum. Ama popülizm yapmaktan pek çoğu vazgeçemedi. Keşke sadece bilenler konuşsa. Ama bizde öyle olmuyor. Bizde öyle bir tufan yaratılıyor. Ve halkı bununla oyalıyorlar.

Korktun mu?
Hayır. Keşke korksaydım. O dönem kendimi oyuncak Barbie bebek gibi hissettim. Bebekle oynar gibi benimle oynadılar. İki ay benimle oyalandılar. Barbie bebeklerin eklem yerleri vardır. Kolunu bacağını bükebilirsin, düğmesine basınca konuşturursun. Saçından çekip sürüklersin. Kendimi bir sistemin içinde oyuncak gibi hissetim. Tekrar aynı şeyleri yaşamamak adına konuşmayacağım. Resmen ibret oldu.

301"lik bile oldun...
Yok dava açılmadı. Açılacağını da zannetmiyorum.

Artık konuşmayacak mısın?
Aman aman bizim çok bilen yazarlarımız var. Onlar ülkeyi aydınlatıp ışıldatsınlar. Ama maalesef bizim aydınlarımız sadece kendilerini aydınlatıyorlar.

Programa devam edecek misin?
Yapımcısını ve kanalı seviyorum. Canlı yayın sesimi duyurabildiğim bir yer. Hem orada hem başka yerde de olabilirim. Kendim hazırlayıp sunacağım bir de projem var. Müzikal komedi yapmak istiyorum.

Programda yabancı gibi duruyorsun?
Orada konuk gibiyim. Kendimi programın sahibi gibi değil konuğu gibi, malzeme gibi hissediyorum.

Seni malzeme olarak mı görüyorlar?
Bu çok normal bir şey. Geçen hafta izledim ağzımı bile açmamışım. Ağız açmak için bile belli bir efor sarf edip söze girmek gerekiyor. Lafa girmek istiyorum giremiyorum. Kendimi paralamayayım, susayım diyorum. Bu kez de “Bu kız oturmaya gelmiş, nedense hiç konuşmuyor” diyorlar. Yani anlayacağın kimseyi memnun edemiyorsun.

Kim sana daha çok yakın?
En çok kendime yakın hissettiğim Pınar Kür. En çok Kür"ü seviyorum. Birini daha fazla sevmek gibi bir özgürlüğüm var, değil mi?

Müjde Ar ile tartışıyordunuz...
Ben çok fazla konuşmak istemiyorum çünkü hepsi çalışma arkadaşım. Onlarla yanyana oturduğum için bile çok şanslıyım. Oradaki pozisyonundan memnun musun diye soruyorsan “Hayır” derim. Ama onlarla tanışma fırsatı bulduğum için çok şanslıyım.

Dünün solcularının bugün nasıl yaşadığı belli
Çocukluğunda böyle bir konuma geleceğini hayal ediyor muydun?
Bir konuma gelmedim ki. Normal hayatımı yaşıyorum. IKEA"dan mobilya alıyorum, otobüse, vapura biniyorum. Villada oturmuyorum. Kendi arabamı aldım, kendi okul paramı kendim veriyorum diye ne olmuş bana. Herkes de bir nefret var. Ne yapabilirim.

Çok kazanıyorsun diye sana karşı bir düşmanlık mı var?
Ben bütün gerekli yardımlarını yapan, akrabalarına, çevremde tanıdığım tanımadığım herkese yardım eden, yanında çalışanlara maksimum paralar veren, onları sigorta yapan biriyim. Solcu söylemler yapıp yanındakileri süründüren insanlar var bizim piyasada.

Kim o solcular?
Bizim camiada çok var. Dünün solcularının bugün nasıl yaşadığı belli. Yanındakilere üç kuruş para veren ve bu üç kuruş paranın hesabını soran insanlar var. Solcu geçinip marka giyinenlerin sayısı az değil. Ben nasılsam öyleyim. Kendimi başka başka gösterip “Ben fakir babasıyım, halk dostuyum” pozisyonlarına girmiyorum ki.

Solcular, marka giymemeli mi?
Bilemeyeceğim.. Ben sadece kendimden mesulum. Sadece şunu söylemek istiyorum her görüntüye inanmamak lazım.

Başarında güzelliğinin etkisi var mı?
Güzel olmamın etkisi yok desem aptallık olur. Güzellikten daha çok, yaptığım işte başarılı olmak benim için önemli. Bence başarıdan daha seksi bir şey yok. Hiçbir marka ayakkabı bana başarmak kadar büyük haz veremez.

Evlenmiş olsaydım iki kere dul kalacaktım
Türkiye"nin en beğenilen kadınısın. Ozan seni nasıl elde etti?

Ozan (Sevindik) bu soruya çok kızacak. (gülüyor) Bir şey yapmadı. Birbirimize ihtiyacımız vardı. Hatta ilk tanıştığımızda ateşli bir şekilde tartıştık.

Özel bir şey yapmıştır kesin...
Onu söyleyemem. Ozan kızar (gülüyor)

Ona yaptığın en büyük sürpriz ne?
Geçen gün ilk defa yemek pişirdim.

Evlenmeyi düşünüyor musun?
Annem benim hep evlenmemi istedi. Ama şimdi evlilik programlarını izleyip birlikte gülüyoruz.

Sen evlenmek istiyor musun?
Ozan ile ilişkimiz şu anda evliliğe giden yola doğru giriyor. (gülüyor) Evliliğim olursa mükkemmel olmasını istiyorum. Olursa bir kere olsun. Yaşadığım ilişkilerde evlenseydim şu anda iki kere dul kalacaktım. "Dul"unun karesi olacaktım. Şimdi hiç evlenmemiş bir kızım.

Ailenden dolayı mı evliliğe sıcak bakmıyorsun?
Evlilik deyince yüreğim pırpır olmuyor. Herhalde öylesine bir evlilik yapacağım. Belki bir çocuk ihtiyacı için belki de karşımdaki çok istiyor diye evleneceğim. Belki beni RTÜK başkanı evlendirir.

Programda önceleri seni aralarına almıyorlardı...
Onların arasında da bir birlik olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Öyle bir şey yok. Bunları belki de çok yorulduğum için söylüyorum. Biraz mola istiyorum.

İnsanlar tarafından sevilmediğini mi hissediyorsun?
Gençler beni seviyor ama genel anlamda bana karşı bir ön yargı var. Belki yaşlanıp çirkinleştiğim zaman bana da saygı duyarlar. Birisi internette bir şey yazmış benim için “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Ama peygamber olamamış kişi” diye yazmış. Bu sözün bittiği yer bence.

Programda aslında senin bilipte onların bilmediği konular da oluyordu. Mesela "Meritokrasi" kelimesini Pınar Kür bile ilk kez senin ağzından duydu...
Ben meritokrasi"den (Kişilerin yetenek ve bireysel üstünlüğüne dayanan yönetim biçimi) yanayım. Bütün tarihteki iyi liderler meritokrasiden yanadır. İnsanlar kendi kaliteleri yetenekleri sayesinde toplumda iyi yerlere gelebilirler. Nereden geldikleri önemli değildir. Zekaları ve kapasiteleri sayesinde yükselirler. Torpilin, soy sopun bir önemi yoktur. Şimdi maalesef insanların çok çabalaması gerekiyor.

Bir yandan da üniversiteye gidiyorsun..
Bir sene sonra okulum bitiyor ve tez yazmamız gerekiyor. Ben de Tanzimat"tan bu yana Türk gazeteciliğini masaya yatıracağım. Bu kez sıra bana gelecek. Ama ben onlar gibi hiç kimseye yaranmak için değil, bilim adına hazırlayacağım tezimi. Benim tezim tarafsız olacak. Biraz araştırdım. Hiçbir şey değişmemiş. Mesela Falih Rıfkı Atay"ın "Çankaya" diye bir kitabı var. Orada Talat Paşa"nın bir sözüne yer veriyor Falih Rıfkı. "Bu gazetecilere yeterince hürriyet verdiğiniz zaman halkı da unuturlar. Düşmanı da, vatanı da unutup birbirlerine saldırmaya başlarlar" demiş. Bu sözün üzerinden 80-90 yıl geçmiş hâlâ değişen bir şey yok. Biraz hürriyet verdiğinde halkı da vatanı da düşmanı da unutup birbirlerine saldırırlar.

Aşırılıktan hoşlanmam tutuyucum
Reklamdaki öpüşme sahnenin fiyatı çok konuşuldu...
Bu çok büyük bir terbiyesizlik. Parayı sadece bir sahne için mi aldım. O reklamın devamı vardı ama öpüşmedim. Senaryo gerektirdiği halde.

Niye öpüşmedin?
Böyle arıza insanların ağzına laf vermemek için.

Sevişmeli bir rol teklif edilse cevabın ne olur?
Ben özel hayatını çok ölçülü yaşayan biriyim. Tutucu bir insanım. Bazı şeyler bana ters geliyor. Böyle bir şeyi ben olsam izler miyim diye kendime sorarım. Şimdi böyle bir teklifi baştan istemem. Daha, çok iyi bir oyuncu değilim. Her şeyi yapma hakkım yok.

Nelerde tutucusun?
Ben aşırılıklardan hoşlanmam. Aşırı sarhoşluklar, aşırı para harcamalar, büyük kavgalardan, aşırı pahalı şeyler almaktan, aşırı kıskançlıktan hiç hoşlanmam.


Biz kadınlar köpek değiliz sahibe ihtiyacımız yok
Sen erkeğin fiziksel olarak önce neyine neresine bakarsın?
Genel olarak karizması önemli.

Bir ilişkide cinsellik ne kadar önemli?
Yorum yok.

Erkekte tahammül edemediğin şey ne?
Yalan. Ama maalesef hepsi söylüyor.

Bütün erkeklerin hayalindesin. Senin için iç çekenleri hissediyor musun?
Erkekler o konuda kadınlara göre çok doğru davranıyor. Kadınlar, ama piyasadaki kadınlardan bahsediyorum, onlar biraz daha amaçlarına ulaşacak cesarette hareket ediyor. Erkekler daha etik hareket ediyor. Hayatında birinin olduğunu biliyorlarsa seni rahatsız etmiyorlar. Bu yüzden rahatım.

“Aysun sevgilisinden ayrıldı” haberleri çıkınca ilişki teklifleri yağıyor mu?
Yok hiç öyle bir şey olmuyor.

Türk erkekleri en çok ne hata yapıyor?

Çok fazla sahipleniyorlar. Biz köpek değiliz ki, sahibe ihtiyacımız yok. Çok fazla sahiplenmeleri iyi olmuyor.

İç çamaşırına çok para harcar mısın?
Kime ne. Adı üzerinde içeride. İçerisi kime ne. (gülüyor)

Yurt dışı tatillerin nasıl oluyor? Üstsüz güneşlenir misin?
Üstsüz güneşlenmiyorum. Bir tek alışveriş yaparken kalabalık yerlerde kendim olabiliyorum. Ama yurt dışında saçımı başımı taramadan sokağa çıkabilirim, sarhoş olabilirim, selülitlerimle denize girebilirim.

Cinsellik ilişkilerde ne zaman yaşanmalı? Bunun süresi var mıdır?
Cinsellik konusunda sorulara cevap vermeyi sevmiyorum. Programda da sessiz kalmayı tercih ediyorum. Reklamdan sonra bu konuda sütten ağzım yandı. Kimseye bir şey anlatmak zorunda değilim.

Kulaklarımı beğenmiyorum
Mankenlik dönemin daha zayıftın şimdi daha sağlıklı ve güzel görünüyorsun. Kaç kilo oldun?
Mankenlik döneminde 49 kiloydum. Şimdi 60 kilo olmuşumdur.

Göğüslerin eskiden daha küçüktü...
Kilo alınca onlar da büyüdü. Kadın olmasan bir röportajda asla böyle bir soruya cevap vermezdim. (gülüyor)

Beğenmediğin bir yerin var mı?
Kulaklarım. Biraz büyükler...

Selülitin var mı?
Olmaz mı. Şimdi havuzda egzersiz yapıyorum. Yememe içmeme dikkat ediyorum. Enginar, brokoli, maydonoz çok tüketiyorum. Bir de soda içiyorum.

Güzelliğini neye borçlusun?
Her sabah maydanoz yiyorum, soda içiyorum. İçki ve sigaram yok. Bir de çok düzenli uyuyorum.
VATAN