Yalçıntaş, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM'de görüşülen 5941 sayılı Çek Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifini değerlendirdi.

Karşılıksız çeke muhatap olan kişi ya da firmanın mağduriyetine dikkati çeken Yalçıntaş, hapis cezası kaldırılırken, çekin güvenilir bir ödeme aracı özelliğini kaybetmemesi için aynı anda caydırıcılığı yüksek uygulamaların da devreye girmesi gerektiğini belirtti.

Yalçıntaş, "Aksi takdirde, bir taraftan çek güvenilir bir ödeme ve vadelendirme aracı olma özelliğini yitirirken, diğer taraftan da elinde karşılıksız çek bulunan kişi ya da firmanın mağduriyeti artar. Karşılıksız çekte caydırıcılığı sağlayacak yeni mekanizmaları düzenle mede görmeyi bekliyoruz. Karşılıksız çekte, caydırıcılığı arttıracak yeni mekanizmalar hayata geçirilsin" görüşlerini dile getirdi.

2009'da çıkarılan Çek Kanunu ile karşılıksız çek sayısının yarı yarıya azaldığına dikkati çeken Yalçıntaş, bu azalmanın hapis cezasından değil bankaların sorumluluğunun arttırılmasından kaynaklandığını belirterek, şunları kaydetti:

"Merkez Bankası verilerine göre, 2011'de de karşılıksız çekte düşüş devam etti. Hapis cezası, yasa çıkmadan önce de vardı. Ama yasadan önce karşılıksız çek sayıları her yıl artıyordu. Yasayla beraber çeki düzenleyen bankaların sorumlulukları arttırıldı ve karşılıksız çek sayısı hızla düştü. Dolayısıyla bu tür bir mekanizmanın hürriyeti bağlamaktan çok daha etkili olduğu ortaya çıktı. Hürriyeti bağlamak yerine yaptırım gücü yüksek yeni mekanizmalar oluşturmak gerekiyor."

Çekin Türkiye'de ticaretin sağlıklı gelişmesi için en önemli ödeme enstrümanlarından birisi olduğuna dikkati çeken Murat Yalçıntaş, "Çek bir ödeme aracı olmasının yanı sıra, aynı zamanda çok önemli bir vadelendirme aracıdır. Eğer çekin güvenilirliği sağlanamazsa ticaret hayatı da sekteye uğrar. Bu sebeple, tedbiri en baştan almak lazım. Bugün ne oluyor? Borçlu çeki ödemedi diye içeri atılıyor, borcunu ödeme şansı tamamen ortadan kalkıyor. Alacaklı ise parasını alamadığı için tamamen mağdur oluyor" görüşlerini kaydetti.