'Ergenekon terör örgütü üst düzey yöneticilerinin AK Parti'ye kapatma davası açılması için ciddi girişimlerde bulundukları' üzerinde duruluyor
Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden İlhan Selçuk'un, Ak Parti'nin kapatılması davasının açılmasından aylar önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'yı açıkça tehdit ettiğinin vurgulandığı iddianamede, böylece kapatma davasının açılması için yargıyı etkilemeye çalıştığı anlatılıyor. Selçuk'un AK Parti'ye kapatma davası açılmasının ülkede ekonomik kriz çıkaracağı ve biraz karışıklık çıkmasının umut olacağı yönündeki görüşlerine yer veriliyor.
“Ele geçirilen krokilerden Yargıtay üst düzey görevlilerine suikast hazırlığı yapılacağı göz önünde bulundurulduğunda, örgütün öncelikle Yargıtay Başsavcılığı'nı kapatma davası açması yönünde etkilemeye çalıştığı, bu amaçla suikast için plan yaptıkları, söz konusu eylemler deşifre edilmemiş olsaydı örgütün bu eylemleri gerçekleştirip sonra da bu olayın davaya taraf kişilerce yapıldığı yönünde kamuoyu oluşturup, darbe zemini oluşturmayı amaçladıkları değerlendirilmektedir.”

Terör örgütü Ergenekon üyelerinin, 'büyük abiler' veya 'bizimkiler' dedikleri hakim ve savcılarla sürekli diyalogda bulunduğu, birçok davada yargı mensuplarına baskı yaptığı, verilecek kararlar için kulisler de yaptığı ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli davasına imza atan Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Ergenekon sanıklarının yargı içerisine sızma ve yargıyı baskı altına alma girişimlerini deşifre etti. İddianamede bu konuda somut örnekler ve telefon konuşmaları yer aldı.

İlhan Selçuk'un 23 Ocak 2008 tarihinde kaleme aldığı “İktidar partisi zanlı” başlıklı köşe yazısında “Savcı kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasi partiye dava açmasın görür gününü.” şeklinde yazdığı belirtiliyor.

Terör örgütünün bir başka yöneticisi olan Doğu Perinçek'in Merdan Arslanlar ile yaptığı telefon görüşmesinde ise ilginç ifadeler yer alıyor. Arslanlar'ın konuşmasında sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak 5-6 kişilik bir heyet şeklinde bir kısım yüksek yargıda görevli kişiler ile görüştüklerini, görüştükleri kişilerin son derece kararlı olduklarını, kendilerinden toplum desteği oluşturmalarını istediklerini söylediği tespit edilmiş.