Vatandaşların seçme ve seçilme haklarına dair;

67. maddesinin; Birinci fıkrasında;

“Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.”

İkinci fıkrasında;

“Seçimler ve halk oylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.”

79. maddesinin; Birinci fıkrasında;

“Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.”

16 Nisan tarihinde millet olarak bu şartlar altında sandığa gittik.

Yurt içinde 55 Milyon 319 Bin 222 seçmen, 167 Bin 140 sandıkta oy kullandı.

EVET %51.41 (25.157.025) oy alırken - HAYIR  %48.59 (23.777.091) oy aldı.

Katılım oldukça yüksek %85 oranında.

Türkiye genelinde 167 bin 140 sandıktan kaç sandıktan kaç tanesinde mühürsüz oy var bunu söyleyen yok.

Mühürsüz oyların kullanıldığı ne zaman belli oldu, bunu da söyleyen yok.

YSK bundan ne zaman haberdar oldu ki sandıklar açılmadan ve en önemlisi oyların EVET veya HAYIR olduğu bilinmeden saat 16.00’da tarafımızdan gönderildiğinden şüphe edilmeyen oyların geçerli sayılmasını iletiyor.

YSK’nın böyle bir karar alması ve andık kurullarına iletmesi seçmenin seçme iradesine saygının ifadesi olarak görülmelidir.

İşin doğrusu, İnsanların anayasal hakkı olan, seçme hakkının yerine getirilmesi esastır.

Engellenmesi veya yok sayılması değil.

Bu bakımdan karar seçim kanunun ruhuna ve amacına uygundur.

Bundan gayrısı seçme hakkına ihanettir.

Bu ihanete hiç bir gerekçeyle, hiç bir parti tevessül etmemelidir.

Bize göre CHP tehlikeli sularda gezinmektedir.

AGİT raporuna fazla güvenmesin.

AGİT ve Avrupa’nın birçok devleti bu referandumda suçüstü yakalanmıştır.

Türkiye’nin iç işlerine müdahil ve taraf olmuşlardır.

AGİT sözleşmesi dahil, aramızda yapılan bütün anlaşmaların üzerine şüphe düşürmüştür.

Bu şüpheyle birlikte yol almamız bundan sonra zor olacaktır.

Avrupa’yla aramız bu durumdayken, onlarla işbirliği yapmak, onlardan medet ummak CHP için zul sayılmalıdır.

“Cumhuriyeti biz kurduk” diyen parti bu tavrıyla cumhurla kavga etmeyi göze alıyor demektir.

Kim bilir sokak eylemleriyle bu amaçlanıyordur.

Küresel Odakların ülkemiz üzerinde kaos çıkararak ve belki de iç savaş senaryoları vardır.

Yeşil bahanesiyle Gezi eylemlerinde yapamadıklarını, FETÖ operasyonlarıyla başaramadıklarını “Mühürsüz oy pusulası” bahanesiyle yaptırmanın derdindedirler.

Bu sefer CHP- HDP ve Bahçeli Karşıtlarını da sürece dâhil ederek yapmak istiyorlardır.

CHP gibi derin mazisi olan bir parti, ülkelerine sadakâtlarından asla şüphe edilmemesi gereken ülkücüler bu oyuna gelmemeli. tuzağa düşmemelidir.

Meseleleri sükunet içerisinde çözüm aranmalıdır.

Bunun dışında hareket etmek tehlikelidir, ülkemiz için bedeli ağır olacak bir yola girmektir.

Siyasi hesaplar, siyasi imkan ve kanallar kullanılarak görülür.

Ülkenin yasalarına uyarak yapılır.

Varsa yapılan bir hukuksuzluk, hukuk içinde olumlu sonuç alınamıyorsa milletin vicdanına havale edilmelidir.

Hayat devam ediyor ve sandık milletin önüne nasıl olsa gelecektir.

Hukuk dışı yollara sapmak, kaostan medet ummak doğru olmaz.

Referandum yapılmış, milletin iradesi ortaya çıkmıştır.

Milletin sözüne itibar edilmelidir ki; tekrar millete gittiğimizde yüzümüz olsun.

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA