Hükümetin ve Maliye Bakanın “süper ekonomi modeli” sayesinde ülkedeki üretimin büyük sekteye uğradığını, doların başını alıp gittiğini, akaryakıt fiyatları ise tavan yaptığını vurgulayan Kanko, Son dönemlerde özellikle benzine ve motorine yapılan zamları ise sert bir dille eleştirdi.
ÜRETİM ÇARKLARI BÜYÜK ZARAR GÖRÜYOR
Eskiden motorinin benzinden çok daha ucuz olduğunu belirten Kanko, “Hükümetin akaryakıt için uyguladığı yüksek vergi politikaları ve yüksek döviz kur politikaları nedeniyle değersizleştirilen Türk Lirası yüzünden ülkedeki ekonomi ve üretim çarkları büyük zarar görmekte. Buda vatandaşa daha yüksek enflasyon ve iğneden ipliğe her şeyin zamlı olarak yansıması anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİ VE KÖYLÜ TARLASINI SÜREMİYOR
“Taksici, dolmuşçu, otobüsçü, servisçi maliyetler yüzünde kontak kapatıyor. Akaryakıtın dışında diğer giderleri karşılayamaz duruma gelen çiftçi ve köylü tarlasını süremiyor” diyen Kanko, “İktidarın lüks, şatafat ve israf politikalarından vazgeçerek, tarım başta olmak üzere, nakliye ve taşımacılık sektörlerini düşünerek akaryakıt üzerinden aldığı ÖTV ve KDV’den feragat edip, ülke için hayati öneme sahip olan bu sektörleri sübvanse etmesi gerek” dedi.
BUGÜN BİR LİTRE, 2000 YILININ 65 LİTRESİYLE AYNI PARA
Kanko, yüksek akaryakıt fiyatlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi; “Son 23 yılda motorinin litre fiyatının % 6.589 oranında arttığı ülkemizde, 2000 yılında 0,58 kuruş olan motorinin fiyatının bugün itibariyle 38,80 liraya yükseldiği kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin kişi başı milli gelir ile akaryakıt fiyatlarını kıyaslayınca, dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer aldığı bu kötü tablo ülkedeki birçok sektöre darbe vurmaktadır” ifadelerini kullandı.
“SARAYDAKİ 1 KİŞİ KEMER SIKSA DAHA İYİ OLUR”
Türk lirasının ülkedeki kötü ekonomi yönetimi nedeniyle “pula” döndüğün vurgulayan ve TL’nin döviz karşısından son 13 yılda yüzde 1700 oranında devalüe olduğunu belirten Kanko, “Hükümetin beceriksiz ekonomi politikalarının bedelini maalesef vatandaş çekiyor” dedi. Hükûmete ve Maliye Bakanına seslenen Kanko; “Siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? Sanki Türkiye’de yaşamıyormuş gibi davranıyorsunuz! Hiç vatandaşın esnafın derdini dinlemiyor musunuz? Vatandaşa kemer sıktıracağınıza milyarlarca lira vergi borcunu sildiğin iş insanlarından, 4-5 maaş alan bürokratlarınızdan, millete günlük maliyeti 26 milyon lira olan Saraydaki 1 kişiden kemer sıkmasını isteseniz ülkemiz için daha hayırlı olur” ifadelerini kullandı.
3 YILDA NAKLİYE VE TAŞIMACILIK FİYATLARI YÜZDE 500 ARTTI
“Akaryakıt fiyatlarına yapılan zamların ardı arkası kesilmiyor!” diyen Kanko, “Taksici, dolmuşçu, otobüsçü, servisçi ve nakliyeci yüksek akaryakıt maliyetleri yüzünde kontak kapatmak zorunda kalacak. Bu sektörlerde yakıt olarak kullanılan motorinin bu denli yüksek olmasında, ÖTV ve KDV oranlarının payı da büyük. Üstüne üstlük her gün gelen akaryakıt zamları şoför esnafına darbe vuruyor! Son 3 yıl içinde akaryakıt oranlarının 5 kata yakın artması nedeniyle ticari taksi, dolmuş, minibüs ve halk otobüslerinde birçok şoförümüz aracını çalıştırmıyor. 2020 yılında 6 Lira 55 kuruş olan pompa fiyatı üç yılda yüzde %492 artarak 38 liraya yükseldi. Yakıt parasını dahi çıkartamayan esnaf, çalıştığı zaman ise zarar ediyor” ifadelerini kullandı.
DOMATES VATANDAŞA GELENE KADAR 30-40 LİRAYI BULUYOR
“Türk Lirasının değer kaybı ve akaryakıt zamlarından önce 5 bin liraya nakliyesi yapılan meyve-sebze ürününün, motorindeki yüksek artış ve diğer maliyetler nedeniyle şimdilerde 30-35 bin liraya yapıldığını” vurgulayan Kanko, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi; “Bu akaryakıt maliyetleri yüzünden, tarladan 4-5 liraya çıkan domates vatandaşa gelene kadar 30-40 liraları buluyor. Bu yüksek enflasyon ve pahalılığın sebebi, lüks ve şatafat içinde ülkeyi yöneten AKP hükümetlerinin kötü ekonomi politikalar nedeniyle döviz karşısında değersizleşen Türk Lirasının vatandaşa olan olumsuz yansımalarıdır” dedi.