Medical Park Bahçelievler Hastanesi kalp damar cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Yusuf Kalko, damar tıkanıklığı bulunan yüksek riskli hastaları, ''minimal invaziv damar cerrahi'' yöntemiyle ameliyat ettiklerinde, bu kişilerin, daha hızlı ve ağrısız bir biçimde sağlıklarına kavuştuklarını söyledi.

AA muhabirine konuşan Kalko, yurt dışından çok sayıda hastanın ''minimal invaziv damar cerrahisi'' yöntemiyle ameliyat olmak için Türkiye'ye geldiğini, Avrupa'da artık damar cerrahisiyle ilgili açık ameliyatların yapılmadığını, gerekçesinin de operasyonların sürelerinin çok uzun olduğunu belirtti.

Kalko, ameliyat süreleri uzadıkça hastaların risk faktörlerinin arttığını vurgulayarak, şunları söyledi:

''Hızlı olmak zorundayız. Bu hastalara genel anestezi verirsek, bu hastalar bir daha uyanamayabilir. Uyansalar bile yoğun bakıma girip, bir daha çıkamayabilirler. Kangren hastasının ağrısını morfin bile kesmez. Ama bizim tekniğimizde, hastalarımız hiçbir şey olmamış gibiydi. Buradaki ana hedef, uygun hastalara en uygun tekniği kullanmak, uyutmadan ameliyatı yapabilmek, mümkün olduğunca küçük kesiler açmak ve en önemlisi de oldukça hızlı olmak. Biz bu ameliyatları en kısa 25 dakika, en uzun ise 1 ila 1 buçuk saatte bitiriyoruz. Bize gelen hastalar, ileri derece damar sertliği olan yüksek riskli hastalar. Bu ameliyatlar çılgın ameliyatlar. Hastada uygun teknikle hayat kurtarıyoruz. Minival invaziv damar cerrahisinin diğer adı ''çılgın ameliyat''. Bu ameliyatlarda genelde başarılıyız.''

Başarılı olmadığı hasta grubunun da mevcut olduğunu kaydeden Kalko, ''Onlarda genelde bize geç başvuran hasta grubu oluyor'' dedi.

Damar tıkanıklığı bulunan yüksek riskli hastaları, ''minimal invaziv damar cerrahi'' yöntemiyle ameliyat ettiklerinde, hastaların iyileşme sürecinde ağrısız bir şekilde sağlıklarına kavuştuklarını ifade eden Kalko, ''Lokal anesteziyle her türlü ameliyatı yapabiliyoruz. Şu anda, hastanede bulunan iki hastamda da aynı şeyi uyguladım. Avusturya'dan gelen hastam İhsan Taşkın, daha önce 2 defa kalp krizi geçirmiş. 4 damarı değişmiş. Bu 4 damardan 3 tanesi tıkalı. Kalbi yüzde 25 çalışıyor ve diyaliz sınırında. Hastanın bize geldiğinde kangren ağrısı vardı. Bacağı mosmordu'' diye konuştu.

Minival invaziv cerrahi yöntemiyle Avusturya'dan Türkiye'ye ameliyat olmak için geldiğini söyleyen 56 yaşındaki İhsan Taşkın, 2 aydır büyük sıkıntılar çektiğini ifade ederek, ''Avusturya'daki doktorlar, ayağımın kesileceğini söylediler. Ayağım kötüye gidiyordu. Ben kalp hastası olduğum için oradaki doktorlar risk almak istemediler. Ama Yusuf bey o riski aldı ve ameliyatı yaptı. Ayağımın bu hale gelmesinin en büyük sebebi de içki ve sigaradır. 30 senedir sigara içiyordum, ama bıraktım'' diye konuştu.

İhsan Taşkın'ın eşi Dudu Taşkın da ameliyattan sonra mutlu olduklarını ve eşinin yaşama döndüğünü söyledi.

-6 AYLIK ÖMÜR BİÇTİLER, 4 YILDIR YAŞIYOR

Doktor Yusuf Kalko'nun diğer hastası 63 yaşındaki Bedrettin Özçörekçi de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden geldiğini ifade ederek, gittiği bütün doktorların kendisini ameliyat edemeyeceğini söylediklerini kaydetti.

Özçörekçi, televizyonda doktor Yusuf Kalko'yu gördüklerini, lokal anesteziyle, narkozsuz ameliyat ettiğini öğrendiklerini belirterek, şunları söyledi:

''Benim kalbim yüzde 10-20 çalışıyor. Bana narkoz verilemiyordu. Doktor Yusuf Kalko, 'Bu ameliyatı yapacağım' dedi ve yaptı. Daha sonra ben, sigara ve içki kullanmaya devam ettiğim için bacaklarımdaki damarlar yeniden tıkandı. Ayaklarımda kangren başladı. Ben ölmek için her şeyi yaptım, ama Yusuf bey beni her defasında Azrail'in elinden geri aldı ve yaşama yeniden tutunmamı sağladı. Ben bu hastaneye her gelişimde ''Öleceğim'' diye geliyorum. Normalde, hastaneye geldiğimde, bacaklarım diz üstünden kesilecekti, ama doktorum bu ayağımı kurtardı. 3 yıl önce Güney Kıbrıs'ta gittiğim doktorlar, ayak baş parmağımı kesti. Son sefer gittiğim Rum doktorlar da Yusuf beyin yaptığı ameliyatlara 'Mucize' dediler. Bana sürekli olarak 'Türkiye'deki doktorların baksın sana artık' diyorlardı. Riske girmek istemiyorlardı.''

Ameliyat olmadan önceki zamanlarda ağrılarından, yatamaz hale geldiğini vurgulayan Özçörekçi, morfinin bile ağrılarını dindirmediğini, söyleyerek, ''O öyle bir doktor ki hastasının yattığını bilmeden ben Yusuf beyin uyuduğunu zannetmiyorum. Yusuf bey bile kendi yaptığı ameliyatlara inanamıyor. İmkansızı başarıyor'' diye konuştu.

Bedrettin Özçörekçi'nin kızı Tuba Özçörekçi de Doç. Dr. Yusuf Kalko'nun, babasını her seferinde kurtardığını ifade ederek, ''Babamın durumu çok ciddiydi. Yusuf Kalko'dan başkası cesaret edemedi. Yusuf bey psikolojik olarak hastasını çok iyi bilen birisi. Babamın bu durumunda çok yardımcı oldu'' dedi.

Özçörekçi'nin oğlu Kaan Özçörekçi de babasına diğer doktorların 6 ay ömür biçtiğini, ama 4 yıldır yaşadığını kaydetti.