Oda görevlisine tecavüz girişiminde bulunduğu gerekçesiyle yargılanan ve Fransa cumhurbaşkanlığı hayalleri suya düşen Dominique Strauss Kahn’ın umutlarını bitiren o 2 saatte nelerin yaşandığı ilk kez tüm detaylarıyla ortaya çıktı. Financial Times, dün haberi manşet yaptı. Olayın arkasında rakibini bitirmek isteyen Sarkozy’nin bulunduğu şüphesi güçlendi. Fransa karıştı...

Tarih 14 Mayıs 2011... New York’taki bir otel odasında yaşanan 7 dakikalık bir olay, Fransa’da 2012 seçimlerinde ülkenin yeni cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözüyle bakılan IMF eski Başkanı Dominique Strauss Kahn’ın (DSK) siyasi kariyerini tarihe gömdü. Yeni Gine asıllı temizlikçinin “Bana tecavüze yeltendi, kendimi zor kurtardım” suçlamasıyla başlayan ve Kahn’ın, “İlişki gönüllüydü, her şey komplo” savunmasıyla tartışma yaratan mahkeme süreci, New York savcılarının iddiaların sahibi olan Nafissatou Diallo’yu “yalancılıkla” suçlaması sonrasında beraatle sonuçlandı. Ancak Diallo’nun neden yalan söyleme gereği duyduğu, olayın gerçekten bir komplo mu yoksa Kahn’ın kadın düşkünlüğünün bir sonucu mu gerçekleştiği hiçbir zaman netleşmedi. Financial Times gazetesi dünkü sayısında Amerikalı gazeteci Edward Jay Epstein’ın “DSK Dosyası” ile ilgili yaptığı derin araştırmanın sonuçlarını manşetten duyurdu. Olayın rakibinin cumhurbaşkanlığı şansına darbe vurmak isteyen Sarkozy ve UMP Partisi’ndeki adamları tarafından organize edildiğine yönelik şüpheler kuvvetlendi. UMP’li yetkililer haber sonrası, “Hepsi iftira. Bu olayla hiçbir bağlantımız yok” açıklaması yapmak zorunda kaldı. İşte DSK olayıyla ilgili dün ortaya çıkan çok çarpıcı ayrıntılar:

7 dakikada ne oldu?

IMF Başkanı Kahn, Avrupa’daki ekonomik kriz konusunda Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Paris’te yapacağı görüşme öncesinde New York’ta kızının erkek arkadaşıyla tanışma yemeği yemek amacıyla o tarihte ABD’de bulunuyordu. Sofitel otelinin masrafları IMF tarafından karşılanan 2806 numaralı Kral Dairesi’ne yerleşti. Kızıyla öğle yemeği için sözleşmişti, sabah kalkıp duşa girdi. Anahtar kart kayıtlarına göre Kahn duştayken 12:05’te oda servisi görevlisi, 12:06’da da suçlamaların sahibi olan Diallo odaya girdi.

Diallo, IMF Başkanı’nın çıplak şekilde duştan çıkıp kendisini görür görmez oral seks ve anal seks yapmaya çalıştığını, kendisini yatağa fırlattığını iddia etmişti. Strauss Kahn’ın cep telefonu kayıtları, Fransız siyasetçinin 12:13’te kızını arayarak geç kalacağını söylediğini gösteriyor. Yani ne olduysa o 7 dakika içerisinde oldu. Kahn hep yaşananların tamamen gönül rızasıyla gerçekleştiğini söyleyerek kendini savundu. Olayın bundan sonrası tam bir film senaryosu gibi gelişti.

Diallo, odadan kaçtıktan sonra bir süre kendi başına koridorda saklandığını ardından otel görevlilerine haber verdiğini söylemişti. Ancak anahtar kayıtları Gineli hizmetçinin hem olaydan sonra hem de olaydan önce 2820 numaralı odaya girdiğini gösterdi. Diallo, bu bilgiyi savcılardan hep gizledi. O odada kim olduğu ise Sofitel tarafından hiç açıklanmadı.

O dansın anlamı ne?

Dün ortaya çıkan en çarpıcı gerçek ise bir güvenlik kamerası görüntüsü oldu. Diallo, olaydan sonra otel yönetimine Kral Dairesi’nde saldırıya uğradığını söyledi ve güvenlik odasına alındı. Bu sırada çekilen görüntüde otelin başmühendisi Brian Yearwood ve tanımlanamayan bir kişinin odanın önünde birbirlerine ‘çak’ yapıp alkış tutarak tam 3 dakika boyunca dans ettikleri görülüyor. Savcılar ve polis, bu ‘kutlama’ dansına hiçbir anlam veremedi.

Diallo, olayı otel yönetimine bildirdikten sonra Sofitel’in bağlı olduğu Fransız Accor Grubu’nun güvenlik sorumlusu John Sheehan’a haber verildi. Sheehan ise bu gelişmeyi 646 ile başlayan bir numaraya telefon ederek ‘birilerine’ bildirdi. Bu telefon arandığında Accor’un genel merkezi çıkıyor. Telefonun diğer ucundaki ismin Sheehan’ın güvenlik müdürlüğünü yapan Sarkozy’nin istihbarat koordinatörü Rene Georges Querry olduğu sanılıyor. Nitekim Querry, haberi aldığında Paris’te Sarkozy ile birlikte bir futbol maçını cumhurbaşkanlığı locasından izliyordu.

BlackBerry’si nerede?

Yine dün ortaya çıkan en çarpıcı gerçeklerden biri de Kahn’ın BlackBerry model telefonuyla ilgili... Olaydan bir gün önce Kahn’ı bir dostu arayarak IMF tarafından kendisine tahsis edilen telefonun dinlendiğini, hatta karısına gönderdiği bir e-mail’in UMP genel merkezinde okunduğunu söyledi. Kahn, iddianın incelenmesi için bir teknisyenle anlaştı. Ancak ne olduysa ertesi gün oldu. Kahn, kızıyla yediği yemekten sonra telefonunun kaybolduğunu fark etti. GSM kayıtları ise telefonu alan kişinin BlackBerry’nin GPS fonksiyonunu devre dışı bırakarak telefonun takip edilmesini engellediğini gösteriyor. Yani telefonu kim çaldıysa, bu işi bilen biriydi. Telefonun UMP’liler tarafından ‘hacklendiği’ iddiası da BlackBerry bir daha hiç bulunamadığı için ispatlanamadı.

Tüm bu gerçekler, kadınlara düşkün olduğu bilinen 62 yaşındaki Kahn’ın bu zafiyetinden faydalanan kişilerin Gineli hizmetçiye de para verilerek oluşturulan bir komploya kurban gittiği iddiasını güçlendiriyor. UMP yetkilileri ise dün haberin çıkması üzerine yaptıkları açıklamada olayla hiçbir ilgilerinin bulunmadığını ve iddiaların ‘boş’ olduğunu belirtti. vatan