İşte o Kuzey şimdi Kanal D"de yayınlanan “Haneler”in Yaban"ı... Kadir ınanır"dan esinlenilerek yaratılan Yaban karakteriyle neredeyse yeni bir ekran fenomeni yaratan Fırat Doğruloğlu, “Kadir Bey bu karakterle ilgili henüz beni aramadı ama hoşgörüyle karşılayacağını düşünüyorum” diyor.


“Haneler” nasıl doğdu?

- İstanbul Kraliyet Tiyatrosu"nun kurucuları ve oyuncuları olarak “Hastasıyız” adlı bir komedi oynuyorduk. Mesaj kaygısı gütmeyen, eğlence amaçlı bir oyundu, çok sevildi. Kanal D tarafından bir DVD"si çekildi oyunun. DVD"nin ardından da yapımcılar televizyon projesi yapmamızı istediler.

Televizyondan tiyatro sahnesine bir el uzanması sizi şaşırttı mı?

- Şaşırmadık ama önce biraz garipsedik açıkçası... Bize televizyon formatında bir proje hazırlamamız gerektiği söylendi. Biz de “Haneler”i düşündük. Ferhan şensoy"dan “Haneler”inin isim hakkı alındı ve sit-com"a yakın, farklı mekanlarda çekilen bir dizi yaratıldı.

Çekimlerde senaryoya birebir sadık kalınıyor mu?

- Skeçleri Fethi Kantarcı ve Saygın Delibaş yazıyor ama çekimlerde senaryoya birebir uyulmuyor. Senaristlerimiz hepimizi tanıdığı için bize uygun roller yazıyor, biz de onların yazdığını köpürtüyoruz.

“Yaban” karakteri doğaçlama sonucu mu ortaya çıktı yoksa özel olarak mı düşünülüp yazıldı?

- İkisi de... Ben oldum olası Türk filmlerindeki karakterlerin taklidini yaparım. “Yaban” karakteri bir gün Saygın"ın aklına gelmiş ve herkese de “Fırat oynasın” demiş. O şekilde doğdu Yaban...

KADİR BEY"İN VİZYONU GENİŞ

Kadir İnanır aradı mı sizi?

- Yok, aramadı daha. Tedirginim biraz aslında, sonuçta Kadir İnanır olmak kolay değil. O başka bir dönemdi ve o dönemi sürükleyip buraya kadar getirdi. Bazı insanlar “Kadir Bey çok sever böyle şeyleri” diyor, bazıları “Hiç sevmez” diyor. Bilmiyorum. Sonuçta Bonus reklamında oynadı, film icabı Pamuk Prenses"i canlandırdı. Bana geniş vizyonu olan biriymiş gibi geliyor, hoşgörüyle karşılayacağını düşünüyorum. Bir de “Yaban” karakterinde Kadir ınanır"ın tavırlarının yanı sıra eski filmlerde Kadir ınanır"ı seslendiren Esen Günay"ı da taklit ediyorum. Karakterin ilgi çeken yanı da bu oldu sanırım.

Yolda nasıl tepkiler geliyor?

- Beğendiğini söyleyenler oluyor, replikleri taklit edenler oluyor. Bir keresinde de beraber oynadığımız Boncuk Yılmaz"ın başına ilginç bir şey gelmiş. Boncuk taksiye binmiş, “Ortaköy” demiş. Taksici dönüp “Yalaaan söylüyorsun!” diye tepki vermiş. Boncuk gülüp geçmek istemiş ama gidene kadar “Yaban”dan repliklerle sürmüş yolculuğu.

ARABESKLE BÜYÜDÜM BEN

Şu sıralar yeni film ya da tiyatro projeleri var mı?

- Hicap ve üzüntü duymaktayım ama henüz bir sinema filminde oynayamadım. Umarım yakında olur, çünkü bir sinema filminde rol almayı çok istiyorum. Tiyatro sahnesinde kendimi besliyorum ama sinemayı da denemek istiyorum.

En sevdiğiniz Türk filmi hangisi?

- En sevdiğim demek zor olur ama Türk filmi denince benim aklıma Ertem Eğilmez, Ömer Lütfi Akad filmleri, şener şen ve Uğur Yücel"in oynadığı “Muhsin Bey” gibi Yavuz Turgul filmleri geliyor. Uğur Yücel"in orada oynadığı rolü oynamak için her şeyi verebilirim mesela...

“Arabesk” filmi nasıldı?

- O, türünün ilk örneğiydi galiba... Ben liseye gidiyordum ve mahallede hepimizin dilindeydi o film.

Arabesk şarkılarla aranız nasıldı?

- ıskenderun doğumluyum ben ve ilk duyduğum şarkılar onlardı. Onlarla büyüdük biz. ıbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur... Lise yıllarına doğru başka müziklere de ilgi duymaya başladık tabii. Ama hâlâ arabesk müzik için “tu kaka” demem

YAŞAMAM MUCİZE

Küçükken ne olmak istiyordunuz?

- Ortaokuldayken pilot olmak istiyordum ama olamayacağımı da biliyordum.

Nereden biliyordunuz?

- 2,5-3 yaşlarında balkondan düştüm. O kaza nedeniyle kaburgamda bir çıkıklık vardı. Ciğerime batma gibi bir durum söz konusuydu, o yüzden pilot olamazdım. Gerçi şimdi geçti.

Kaçıncı kattan düştünüz?

- İkinci kattan düşmüşüm. Ölümden dönmüşüm aslında.

Hatırlıyor musunuz?

- Hayal meyal bir şeyler var ama kendim mi kurdum bilmiyorum. Sandalyenin üzerinde oynarken, annemin bir anlık dalgınlığı sonucu düşmüşüm. Beni sağlık ocağına götürmüşler, ama orada “Bir şey yok” deyip geri yollamışlar. Allah"tan babam sağlıkçı, ben morarmaya başlayınca hemen hastaneye kaldırmış yeniden.
İç kanama başlamış ve mucizevi bir şekilde o kanı istifra ile atarak hayatta kalmışım.Hürriyet