Atatürk Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Habib Bilen, obezite hastalarının tedavisinde kendilerine eğitim, diyet ve fiziksel aktivite dendiğinde doktorların ''kötü'' olarak algılandığını söyledi.

Bilen, AÜ ile İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen ''Obezite İle Savaş'' adlı panelde, obezite hastalığı konusunda sunum yaptı.

Türkiye'de kilolu insanların her zaman makbul karşılandığını ifade eden Bilen, ''Günümüzde kilolu insanlar makbuldür. Özellikle bizim gibi toplumlarda kilo her zaman aslında bilinç altında iyi karşılanan bir şeydir'' dedi.

Hastalıkla ilgili verileri de aktaran Bilen, Türkiye'de kadınlarda yüzde 40, erkeklerde ise yüzde 20 oranında obezite hastasına rastlanıldığını, genel popülasyonda ise obezite sıklığının yüzde 32 seviyesinde bulunduğunu ve her üç kişiden birinin obez olduğunu belirtti.

Vücuttaki yağ dokusunun artması olarak tanımlanan obezitenin üzerinde dikkatle durulması gerektiğini anlatan Bilen, ''Obezite ciddi bir sağlık problemidir. Obezite solunum sistemi, nörolojik sistem, metabolik ve endokronik sistem, iskelet ve kas sistemi ve daha bir çok alanı etkiler. Vücudunuzda hangi sistem aklınıza geliyorsa bu hastalık, bütün sistemlere zararlıdır'' diye konuştu.

Obezite hastalarının bel ölçülerinin araştırıldığını anımsatan Bilen, şunları kaydetti:

''Türkiye için Avrupa kılavuzu düzenlendi. Kadınlarda bel çevresi 80 santimetreye, erkeklerde ise 94 santimetreye çekildi. Eğer kadınsanız 80 santimetrenin üzerinde beliniz varsa sizin için tehlike çanları çalıyor demektir. Erkekseniz, belinizi en geniş noktasından ölçün. Beliniz 94 santimetrenin üzerindeyse sizin için de tehlike çanları çalıyor demektir.''

-''HASTALAR HEP SİZDEN MUCİZE EYLEMLER BEKLER''-

Bilen, obezite hastalarında tedaviye yönelik değişik algılamaların bulunduğunu vurgulayarak, bu konuda hastaların mucize beklediğini ifade etti.

Hastaların tedavi sürecinin hızlı bir şekilde sürmesini istediklerini anlatan Bilen, şöyle devam etti:

''Hastalar hep sizden mucize eylemler bekler. Elinizde bir sihirli çubuk, dokunacaksanız o da değişecek. Hastalara obezite ile ilgili eğitim dediğiniz zaman, diyet ve fiziksel aktivite dediğiniz zaman siz kötü doktorsunuz. Hiçbir dediğinizin kıymeti yoktur. Güne gider ve televizyon izlerler. Bir televizyon programında ismini vermeyeceğim bir doktor ismindeki doktor olmayan orman mühendisi, kilo ile uğraşıyor. Adları doktor, kendileri doktor değil. Bunlar, adını saymaya gerek olmadığını düşündüğüm bazı ülkelere gidiyorlar ve bitkisel terapi, sosyal enerji terapisi gibi belgeler alıyorlar. Denklik sağlayıp burada profesör oluyorlar. Bu kişilerin engellenmesi için Sağlık Bakanlığı'na büyük görevler düşüyor.''

Bilen, obezite hastalarına tavsiyede bulunarak, ''Hastalara vermek istediğim mesaj şu, doktorları halkımız maalesef çok iyi dinlemiyor. Hastaya öğüt veriyorsunuz diyorsunuz ki 'lütfen öğün atlamayın.' Hasta şöyle düşünüyor, 'Benim az yemem gerekir, doktor bana diyor ki öğün atlama! Hele doktora bak ne diyor.' Obez bireylere diyoruz ki, sık beslenin ve asla öğün atlamayın'' diye konuştu.

A.A.