Sabah kalktı, kahvesini hızlıca içip çantasını kaptığı gibi kendini dışarı attı. Ofisteki toplantının başlamasına sadece 1 saat vardı. Durakta otobüsü beklerken bir yandan da gün boyunca yapması gerekenleri düşünüyordu. Bir ara iki adım uzağındaki adamı fark etti. Adam manalı bir şekilde kendisini süzüyordu. Refleks olarak başını başka bir yöne çevirdi. Neyse ki o sırada otobüs geldi. Tam binerken adamın arkasından “Benim için fazla iyi olduğunu mu düşünüyorsun? Yine karşılaşacağız!” diye söylendiğini duydu. Cevap vermeden yoluna devam etti. Otobüste, gazetedeki Ukrayna-Rusya Savaşı’yla ilgili haberlere göz atarken bu kez yan koltuğunda oturan orta yaşlı adam sırıtarak “Bayi toplantısı için Ukrayna’ya gitmiştim. Çok eğlendim” dedi, “kadınları çok güzel...” Gazeteyi çantasına koyup otobüsten nasıl indiğini bilemedi. Ofise doğru yürürken sağdan soldan gelen laf atmalara aldırış etmemeye çalıştı. “Tahta göğüslüye bakın”, “O kollarla halter kaldırabilirsin”, “Koca bulamadın tabii, çalışmaya devam...”

Bir kadının evinden ofisine giderken bir saat gibi kısa bir sürede bu kadar çok tacize uğraması size inanılmaz geldi değil mi? Zaten anlattıklarımız kurguydu. Ama ortada şöyle bir gerçek var; kariyeri gereği göz önünde olan birçok kadın sokakta olduğu gibi her gün sosyal medyada bundan çok daha fazlasına ve daha şiddetlisine maruz kalıyor. Aralarında politikacılar, gazeteciler, akademisyenler var...

Kitap, kadınlara internette korunma yolları gösteriyor.