Milliyetçi muhafazakar modacı Cemil İpekçi, uzun süredir Mardin ve Diyarbakır"da moda tasarım merkezi ve çeşitli atölyeler kurmak için çalışıyor. Eşcinselliğini gizlemeyen İpekçi"nin zaman zaman siyasal açıklamaları da tartışmalara yol açıyor. Bunlardan biri de, geçen hafta Mardin"de turizm politikalarını eleştirmesiydi. Habertürk gazetesinden Kutlu Esendemir, İpekçi"yle Mardin"i, siyasal gelişmeleri ve Doğulu erkekleri konuştu...

“Mardin"de içki içecek turistik tesis yok. Böyle turizm olmaz” eleştirisi kimi hedefliyordu?
Turizm Haftası bu sene Mardin"den başlatıldı. Bugün Dubai şeriat ülkesi olmasına rağmen, turizme çok önem verdikleri için tüm otellerinde gece kulüpleri ve içki var. Sizin inanışınız nedeniyle içki içmemeniz demek, gelecek turiste de aynı yaptırımı uygulamanız demek değildir. Mardin"de içki verilebilen ve eğlenilebilen tek bir restoran var. Ne yapıyor turist? Geliyor, iki gün Mardin"i görüyor, gidiyor. Eğlenmiyorsa gelmez.

Bu açıklamanız AKP çevrelerinden eleştiri aldı mı?
Hayır. Eleştirmeyi bırakın, AKP her zaman için bana sıcak davranmış bir parti. Bana karşı tepkisi olmayan bir partinin bu açıklamama ne tepkisi olabilir? Zaten AKP"nin böyle bir yasağı yok. Unutmayın ki, İstanbul şu anda AKP"li bir belediye reisi tarafından yönetiliyor. Beyoğlu"nda en çok içki müsaadesi verilen, en çok bar açılan dönem AKP"li Ahmet Bey"in dönemi.

Milliyetçi muhafazakar kimliğinizle tanınıyorsunuz. Bu, bölgede iletişim kurmanızı güçleştirmiyor mu?
Ben memleketimi seviyorum. Ama faşist olamam. Topraklarımda kim yaşıyorsa, hepsi benim milletimin insanlarıdır.

DTP"li Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir"le iletişim kurmakta zorlandınız mı?
Hiç zorlanmadım. Zaten projemi valilik, belediye ve ticaret odası destekliyor. Baydemir, beş bin metrekarelik bir alan verdi.

BEŞ ALTI APTAL KADINI KAÇIRDIM

Siyasi duruşunuzu AKP"den yana olarak açıklamıştınız. Ancak İslami kesimde sizi sevdiğini söyleyen de var, “Allah onu ıslah etsin” diyen de. Siz onları, onlar sizi ne kadar kabullendiniz?
Vallahi birbirimizi kabul etmemiz önemli değil. Allah herkesi ıslah eylesin. Ben bir Bektaşiyim. Ailem dönme olabilir ama annem Nafi Baba Tekkesi Bektaşi"si. Onun için bizlerde en kötü şey, başkasının kul hakkını almaktır. Benim hakkımda hüküm verebilecek tek güç; rabbialemin. Çünkü ben, kendi hayatımı yaşamak için geldim bu dünyaya. Hayat bir kere yaşanır; hukuk ve kanun çerçevesinde, yaşadığım sürece, ister başıma gül takarım, ister istediğim cinsle yaşarım.

Muhafazakar kesime yaklaşmanız sizin marjinal işler yapmanıza engel olmadı mı?
Hayır, belki beş-altı aptal kadını kaçırdım. O kadınların kaçması için Allah bir hayır koydu. Zaten çok sıkılıyordum onlardan.

Onların yerine kimler geldi?
Onların yerine geleni de var gelmeyeni de. Ama sosyal projelerden dolayı dikiş dikmeye çok vaktim olmuyor. İş hayatında 40"ıncı senem. 40 sene çok uzun bir zaman. Diyeceksiniz ki, “Para kazanmadan yaşayabilir misiniz?” Milyarder değilim ama, Cemil İpekçi hiçbir zaman aç kalmaz. Baba gibi iki lisanım, kültürüm var. Resepsiyonda çalışırım. On parmağımda on marifet. Hiçbir şey yapmasam göbek atarım.

Cinsel tercihinizi çocuk yaşlarda mı keşfettiniz?
Dokuz yaşında kız çocuğu gibi hareketlerim vardı, bebeklerle filan oynuyordum. Cinsel tercihimde tam bir gay olmadığımı biliyorum. Çünkü gay olsaydım evliliklerim olmazdı. Biseksüel olduğumu sanıyorum. Hayatıma çok kadın girdi, evlendim. Hâlâ kadınlara karşı duygularım var ama tabii ki gay"liğim daha ağır basıyor.

Doğu"da baskı gören gay"ler için bir şey yapmayı düşünüyor musunuz?
Hayır düşünmüyorum. Çünkü ben insanlar için bir şey yapmayı düşünüyorum. Benim için insanların cinsellikleri hiç önemli değil. Şu anda Mardin"de, Diyarbakır"da yaptıklarım, kadınlar için olduğu kadar çocuklar ve erkekler için de… Bence insanlar önce başka tercihlerini ortaya koymak zorunda.

Mardin'de cinsel kimliğinizden ötürü hiç tepki aldınız mı?
Hiç... İnsanlar beni öyle görmüyor. Sadece giyimimden dolayı, alışkın olmadıkları için üç kere bakıyorlar.

Bölge halkıyla samimi pozlarınızı da gördük.
Onu söylüyorum zaten; sevgiyle dolular.

Doğulu erkekler sizin hakkınızda neyi merak ediyor?
Doğu ve Güneydoğuluların başka türlü bir kibarlığı var. Size ne özel hayatınız hakkında bir şey soruyorlar ne de taciz ediyorlar… Mesela İstanbul"da, Beyoğlu"nda yürürken muhakkak beş tane münasebetsiz çıkar. Orada bunu görmüyorsunuz. Onun için çok özlüyorum. Kendimi uzun zamandır böyle hür hissetmemiştim.

Mardinliler sizi yakışıklı mı yoksa güzel mi buldu?
Çok yakışıklı ve güzel buluyorlar. Hepsi gözlerimden güzelliğimden bahsediyor. Çok çok çok hoşuma gidiyor. Çünkü onlar İstanbullular kadar korkak değil. İfade edebiliyorlar duygularını. Yakışıklı olduğumu da, güzel baktığımı da, her iki cinsin gözüyle görebildiğimi de biliyorum.

KADIN OLSAM TÜRBAN TAKARDIM

Modacı Zeynep Tunuslu, sizin AKP"ye yakın durmanızı “Çünkü THY, PTT ve Beyoğlu Belediyesi"nin üniforma işlerini o aldı. Türban takması için kadın olmayı beklemesine gerek yok” sözleriyle eleştiriyor. Tek gerekçe sizce bu mu?
39 senelik, 80 küsur ödüllü bir sanatçıyım. Tunuslu"ya da bu söz hakkını vermiyorum. Çünkü ben aklı başında olanlara söz hakkı veririm. Kendisi hiçbir şey ispatlayamamış. Ne memleketine, ne sanata herhangi bir katkısı olmamış. Yetiştirdiği bir talebe bile yok. Konuşabilir, ne olacak? Mahalle dedikodusunun dışına çıkamaz. Tunuslu"nun kendi hayatında ispat ettiği bir şeyi olsaydı herhangi bir konuda, belki kaale alabilirdim.

Türban hakkındaki düşüncelerinizde bir değişiklik var mı?
Kadın olsaydım türban yasağını protesto etmek amacıyla takardım.Benim kılığıma kimse karışamaz. Kılıkla çağdaş olunabileceğine inanmıyorum. Biz hâlâ dışarılarda korkularla büyütülen bir memleketiz. “Komünist olacağız” diye parkadan korktuk. “Türban takıp şeriat olacak” diye milletimize hakaret ediyoruz. Bir de İran"la bir tutuyoruz memleketi. Şeriatla idare olduğumuz koskoca Osmanlı döneminde bile İran gibi olmadık.