Türkiye'de kadına yönelik aile içi şiddete karşı en önemli platformlardan olan 13. Sığınaklar ve Kadın Dayanışma Merkezleri Kurultayı sona erdi. Söke ve Kuşadası"nda gerçekleştirilen ve üç gün süren kurultayda, kadın cinayetleri, Türkiye"de sığınaklar, sığınak merkezi, feminizm-homofobi ve tecavüz konularını işleyen atölyeler açıldı.
Söke Kadın Sığınma evi Derneği'nin ev sahipliğinde, Mor Çatı, Selis (Diyarbakır), Akdam (Adana) ile kadın örgütlerinin desteği ve Kuşadası Belediyesi ile Söke Belediyesi"nin destekleriyle Söke Recep Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde başlayan kurultaya daha sonra Kuşadası"nda devam edildi. 3 gün süren kurultayın Kuşadası Atınç Otel"de gerçekleştirilen bölümünde atölye çalışmalarının yapıldığı kurultaya, Türkiye'nin çeşitli yerlerinden 100'ü aşkın kadın dernekleri üyesi katıldı.
13. Sığınaklar ve Kadın Dayanışma Merkezleri Kurultayı"nın Kuşadası"nda gerçekleştirilen atölye çalışmalarına Diyarbakır, Adana, Antalya, İzmir, Kapadokya, Muş, Van, Çanakkale, İstanbul"dan kadın temsilciler katıldı. Kurultayda, “Kadın Cinayetleri Atölyesi, Dünyadaki Deneyimlerin Işığında Türkiye"de Sığınaklar İçin Mücadele Atölyesi, Dayanışma Merkezi Sığınak Merkezi Atölyesi, Feminizm/Homofobi Karşıtlığı Atölyesi, Erkek Egemen Kültür Tecavüz Atölyesi” yer aldı. Kurultay boyunca, aile içinde kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin güçlendirilmesini, sığınak ve dayanışma merkezlerinin kadın ve çocukların şiddetten uzak bir yaşama geçişlerini sağlayacak bir işleve kavuşmalarını, feminist yöntemlerle yürütmelerini, kadın örgütlenmeleri arasında dayanışma ve paylaşımların geliştirilmesi hedeflenerek, çalışmalar yapıldı.
Kurultaya ev sahipliği yapan Söke Kadın Sığınma Evi Derneği başkanı Hatice Atay, belediyelerin kadınlar için sığınma evleri açması gerektiğini kaydederek, kurultayın amacına ulaştığını söyledi. Kadınların namus, kıskançlık, aşk gibi gerekçelerle öldürülmesinin son bulmasını talep ettiklerini belirten Atay, “ Türkiye'de kadınlar namus, aşk, kıskançlık gibi gerekçelerle kocaları, babaları ağabeyleri tarafından öldürülmektedir. Kadın cinayetlerine karşı mücadele kampanyalarının daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Eşini, eski eşini, sevgilisini, kızını, kız kardeşini öldüren erkeklere 'haksız tahrik indirimi'nin uygulanmamasını istiyoruz. ve 4320 sayılı yasanın etkili kılınmasında ısrarcıyız. Yeni Yasa Tasarısının kadın cinayetleri göz önünde bulundurularak biran önce değiştirilmesi gerekir “ diye konuştu.