Kargo grubunun iki kaçağı; Koray Candemir ve Serkan Çeliköz, Seattle dönüşü kıskıvrak yakalandı. İşte ikilinin yeni projesi “MaSKott”tan sızan ilk bilgiler...

*Bir anda ortadan kayboldunuz. Seattle"a gitme fikri nereden çıktı?

- Koray: Geçen mayısta Kargo"dan ayrıldık. Aynı dönemde evlenip Seattle"a yerleşen menajerimiz Simla, “Buraya gelin” teklifinde bulundu, kabul ettik.
- Serkan: Simla"yı görelim, değişik bir tatil yapalım diye gittik. Tatil uzadı.

*Seattle nasıl bir şehir?

- Koray: Çok nezih bir şehir. Oraya gittiğimizde önce oksijen zehirlenmesi geçirdik. Ama sonra kendimizi bulduk.
- Serkan: Kesinlikle Amerika"nın genel havasından çok başka, daha çok bir Avrupa kentine benziyor.

*Seattle denince 90"ların Pearl Jam"leri, Nirvana"ları geliyor akla. Şehre hâlâ grunge ruhu mu hakim?

- Koray: 90"ların sonunda bitmiş ne yazık ki. Ortalığı hip hop ruhu sarmış.
- Serkan: Aslında yalnız Seattle"da değil, Amerika"nın genelinde böyle bir şey var.
- Koray: Emo rock, nu-metal tutuyor artık, Seattle"da. Biz ona “teenage rock” diyoruz.

*Seattle, aynı zamanda karanlık havası ve yağmurlarıyla meşhur. Bu sizi de etkiledi mi?

- Koray: Çok güzel, yemyeşil, insanlar dost canlısı ama yalnızca üç ay güneş var. Geri kalan dokuz ay sürekli yağmur yağıyor. Haliyle insanlar eve kapanıyor. Hatta kimse güneş görmediği için yapılması zorunlu bir D vitamini aşısı var. Şehir kendini şöyle özetliyor: Suç oranı en düşük, intihar oranı en yüksek şehir! Herkes sakin ama evinde intihar ediyor!

*Bu ruh hali, MaSKott"un ilk albümünde de depresif şarkılar dinleyeceğiz anlamına da geliyor mu?

- Koray: Genel olarak şarkılarımızda bir hüzün var. Çok sert şarkılar da var, popa dönük şarkılar da. Güzel riff"li, basit sözlü... Şarkı sözleri bana ait, özene bezene yaptım. Hep ölümle ilgili şeyler yazdım. Şehirden midir, bilmiyorum ama bütün şarkıları yan yana koyunca hep hayatın sona ermesiyle ilgili korkuyu yansıtıyorlar.

*Kayıtları London Bridge Studios"ta yaptınız. Pearl Jam"in Ten albümünü yaptığı stüdyoda olmak nasıl bir duyguydu?

Koray: Kapıdan girerken stüdyo kendini anlatıyor. Duvardaki altın plaklar, platinler sıra sıra dizilmiş. London Bridge Studios 80"lerin sonları, 90"ların başında kurulmuş bir stüdyo.

*Kayıtlar nasıl geçti?

- Koray: Şarkı yapmak genlerimize sinmiş ve çok şarkı yapınca paylaşmak istiyorsun, bu yüzden çok istekliydik.
- Serkan: Bir de senelerdir Kargo"da gruptuk. Şimdi yalnızca ikimiz varız, bu da başka bir deneyim.

*Ortaya nasıl bir sound çıktı?

- Serkan: Alaturka rock diyebiliriz aslında. Hatta dansöz de var. (Gülüyor)
- Koray: Serkan deli gibi piyanoya yüklendi. Hızlı şarkılarda piyano ve gitarlar birbirine giriyor. Piyano riff"leri bayağı klasik müzik tadında.

Seattle"da ev baklavası yedik

*Seattle"da en çok neyi özlediniz?

- Serkan: Aile ve arkadaş özlemi çok oluyor ama ben en çok yemek konusunda zorlandım. Menajerimiz Simla ve eşi Rüçhan, bu konuda bizi çok tatmin ettiler. Harika bir ikiliydiler.

*Nasıl yani, Seattle"da lahmacun mu buldular size?

- Koray: Lahmacun değil, ama çiğ köfteden tutun da ev baklavasında kadar her şeyi bizzat yaptılar. Bir de orada uzun zamandır yaşayan Türk çiftler var. Onlar da zaman zaman getiriyorlardı.