Zirve katliamında azmettirici olarak tutuklanan eski İl Jandarma Komutanı Ülger’in sahte isimler düzenleyip savcı ve hakimleri dinlettiği ortaya çıktı.

Adem Yavuz Arslan’ın ‘ Ergenekon ’un Zirvesi’ kitabı, döneminMalatya İl Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger ’in ‘sahte gerekçelerle’ dinleme yaptığını ortaya koydu. Dinleme listesi kabarık: Cinayeti araştıran savcılar, öldürülen Tilman Geske’nin eşi, kendi mesai arkadaşları, cinayeti ihbar eden kişi, kardeşinin yerine atanan doktor...

Adem Yavuz Arslan'ın yeni kitabı 'Ergenekon'un Zirvesi 'Malatya Zirve cinayeti ve sonrasında gelişen olaylarla ilgili çok çarpıcı bilgi ve belgeler içeriyor.

Cinayetin perde arkasındaki derin organizasyona ışık tutan kitap Malatya Jandarması'nın hukuk dışı operasyonlarını da gözler önüne seriyor. Kitapta yer alan bilgilere göre dönemin Malatya İl Alay Komutanı Kurmay Albay Mehmet Ülger mahkemeye verdiği sahte belgelerle o dönem Malatya'da görev yapan hakim ve savcıları dinletmiş. Hatta kendi mesai arkadaşlarını ve ilde görev yapan doktorları da dinletip elde ettiği verileri başka amaçlar için kullanmış.

HERKES ÖRGÜT ÜYESİ!

Kayıtlara göre Albay Ülger'in neden olduğu skandallar şöyle: Uzun yıllar beraber çalıştıkları eski papaz İlker Çınar'ı, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan 03.01.2008 tarih ve (576-1287-2054) 2008/12 sayılı karar ile 03.04.2008 tarihine kadar Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü AKOM birimi tarafından Organize Suç Örgütü gerekçesiyle önleme dinlemesine aldılar.

Garipliğe bakın ki aynı Çınar'ın başka telefonlarını da DHKP-C gerekçesiyle dinlenmiş. Söz konusu kararlar uzatılırken önce 'uyuşturucu' sonra da 'tarihi eser kaçakçısı' olarak gösterilmiş.

Astsubay Hüseyin Aslanpençesi'nin şahsi telefonu yine Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan, 28 Aralık 2007 tarihli kararla 'uyuşturucu madde ve tarihi eser kaçakçılığı' gerekçesiyle dinlenmiş.

Aynı astsubayın telefonu, uzatma kararı çıkartılırken yine 'tarihi eser kaçakçılığı' denilmiş. Bir sonraki kararda da 'tarihi eser kaçakçısı' iddiasına sığınılmış.

Hakkında suikast planları yapılan Behnan Konutgan'ın telefonu, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan 16.05.2007 tarih ve 900 sayılı karar ile 16.08.2007 tarihine kadar Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından ‘radikal dini gruplar’ gerekçesiyle önleme dinlemesine alınmış.

Cinayeti ihbar eden Gökhan Talas'ın telefonu Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan, 16.05.2007 tarih ve 900 sayılı karar ile 16.08.2007 tarihine kadar Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından ‘radikal dini gruplar’ gerekçesi ile önleme dinlemesine alınmış.

ÖLDÜRÜLEN GESKE'NİN EŞİNİ 3 KEZ DİNLETT

Zirve Yayınevi 'nde çalışanHüseyin Yelki'nin telefonu Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan, 09.01.2008 tarih ve 617-1351 2127 2008/86 sayılı karar ile 09.04.2008 tarihine kadar Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü ASAF birimi tarafından ‘radikal dini gruplar’ gerekçesiyle önleme dinlemesine alınmış. Öldürülen Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske'nin telefonu da Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan 11.07.2007 tarih ve (1336-2126) sayılı karar ile 09.01.2008 tarihine kadar Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü ASAF birimi tarafından Radikal Dini Gruplar gerekçesi ile dinlenmiş. Daha sonra aynı gerekçelerle üç kez dinleme kararı uzatılmış.

KARDEŞİNİN YERİNE ATANAN DOKTOR TAKİPTE

Yılmaz Çakar, Veysel Şahin, Ahmet Güvener, Mehmet Gökçe, Selçuk Kaya ve Ruhi Polat'ın telefonları da muhtelif bahanelerle dinlenmiş. Malatya Jandarması'nın karıştığı dinleme skandalları bunlarla sınırlı değil. Dönemin İl Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger'in Darende'de kardeşinin yerine atanan Dr. M. G'yi de sahte gerekçelerle dinlettiği tespit edildi.

SAVCILARI HİZBULLAH MİLİTANI GÖSTERMİŞ

Cinayetten sonra Ülger'in adliyede görevli savcıları da dinlettiği ortaya çıktı. Savcıların telefon numaralarının önüne başka isimleri yazıp Hizbullah ya da PKK militanı göstererek aynı hakimden karar aldırdığı tespit edildi. İlginç ayrıntılardan biri de şu: Albay Ülger, bazı savcıların çıkar ilişkilerini ve özel hayatlarına ait mahrem sayılabilecek ilişkilerini kaydedip savcılara şantaj yapmış.

Emre Günaydın’ın babası jandarma istihbaratı neden aradı?

Arslan'ın kitabı Malatya Zirve Yayınevi cinayetinin baş aktörü sayılan Emre Günaydın'ın jandarma ve istihbarat birimleriyle ilişkilerini detaylarıyla ortaya koydu.

Kitaptaki ilginç detaylardan birisi, sadece Emre'nin değil babası Mustafa Günaydın'ın da Jandarma istihbaratı ile irtibatlı olması. Emre Günaydın'ın babası Mustafa Günaydın'ın kullandığı cep telefonu hattı üzerinde çalışan güvenlik birimleri, baba Günaydın adına kayıtlı kontörlü cep telefonu hattından Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Grup Komutanlığı'nı üç kez aradığını tespit etti.

Bu irtibatın daha da önemli tarafı telefon görüşmelerinin cinayetten önce yapılmış olması. Yine kitapta yer alan ayrıntılara göre Mustafa Günaydın Malatya İnönü Üniversitesi'nde çalışıyordu ve cinayete azmettirme iddiasıyla tutuklu ilahiyatçı Ruhi Abat ile Emre Günaydın'ı da baba Mustafa Günaydın tanıştırmıştı.

Ülkücüleri jandarma provoke etmiş

Cinayetin bizzat Malatya Jandarması tarafından organize edildiğini delilleri ile ortaya koyan kitap aynı zamanda 2007 yılı içerisinde Zirve cinayeti benzeri kanlı organizasyonların başka illerde de planlandığını ortaya çıkardı.

Cinayet öncesinde asılsız haberlerle Malatya'da ortamın nasıl hazırlandığını detaylarıyla ortaya koyan kitap ayrıca ülkücülerin de bizzat jandarma tarafından tahrik edildiğini tanık ifadeleriyle anlatıyor.

KIŞKIRTMA ÇALIŞMALARI '

Gizli tanık Mavi', Alay Komutanı Mehmet Ülger'in bölgedeki misyonerlik faaliyetleri kapsamında üniversite, vakıf, dernek gibi sivil toplum kuruluşları ve akademik çevrelerden misyonerlik faaliyetleri ile ilgili fikir alışverişi içinde olduğunu, zaman zaman toplantılar düzenlediğini ve Zirve Yayınevi ile ilgili parasal konularda da bilgi sahibi olduğunu anlattı.

Hatta bu işi Ömer isimli Uzman çavuşun yaptığını söyledi. Gizli tanık Mavi'nin ifadelerinde başka çarpıcı ayrıntılar da vardı.

Mesela, İl Jandarma Komutanlığı ASAF (Aşırı Sağ Faaliyetler) biriminde görevli Soner Başçavuş'un İslami cemaatlerin misyonerlik faaliyetlerine karşı kışkırtılmasıyla ile ilgili çalışmalar yaptığını belirtti. Jandarma'nın istihbarat çalışması adı altında Zirve Yayınevi'nin posta faaliyetlerini izlediği, bu kapsamda gelen-giden kargoların takip edilerek kontrol edildiğini söyledi.

Dahası İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli Şeyhmus kod adlı Mehmet Çolak'ın da ülkücü camianın misyonerlik faaliyetlerine karşı kışkırtılmasına yönelik zemin hazırlama çalışmaları yaptığını, Ülkü Ocakları’nın Kayra Yayınevi'ne karşı toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmalarını organize eden kişi olduğunu dile getirdi.

BUGÜN GAZETESİ