İzmir'de iki kişinin hayatını kaybettiği ve hem İZSU hem de GDZ Elektrik’ten toplam 40 kişinin yargılandığı davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı 30 sanığın "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapsini, 9'unun beraatını, 1 sanığın dosyasının ise ayrılmasını istedi.
İzmir'de 12 Temmuz 2024'teki sağanak yağışta Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatlarını kaybetmesine ilişkin İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, GDZ Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, GDZ Elektrik Dağıtım AŞ Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, GDZ Elektrik'te Dağıtım Sistemi İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da arasında bulunduğu 40 kişinin yargılandığı davanın 14'üncü duruşması görüldü.
Öktemay tarafı duruşmadan ayrıldı
Duruşma başında, İnanç Öktemay’ın abisi Okan Öktemay, şikayetçi olmadıklarını söyledi. Öktemay ailesinin avukatı Ceng Düzgüner de davadan tamamen ayrılmak istediklerini belirterek “Yalçın Öktemay vefat etti. Teyzemiz de çok yaşlı olduğu için gelemiyor. Davada müdahilliğimizden vazgeçmiştik. Duruşmaları takip etmeyeceğiz” dedi.
Beyanların ardından Öktemay ve Düzgüner duruşma salonundan ayrıldı.
Savcı 30 sanık hakkında ceza istedi
Duruşmada daha sonra Cumhuriyet savcısı esasa ilişkin görüşünü açıkladı. Savcı, sanıklardan Abdulkadir Satık, Ahmet Orhan Kaygısız, Alara Ekli, Ali Arcan, Ali Külak, Alper Doğan, Ahmet Demircan, Arif Kapuş, Cenan Demircan, Barış Sevgili, Cengiz Topel Demircan, Deniz Sunal, Doğan Kılıç, Ekrem Yıldırım, Erman Çarık, Fırat Akbay, Hamza Bayram, İbrahim Şara, Koray Arif Fırat, Mehmet Fatih Tosun, Mehmet Zeki Aytulun, Mert Ceylan, Mesut Türkan, Mustafa Atakan, Mürsel Arıcı, Necati Ergin, Sefa Pişkinleblebici, Volkan Şirin, Yavuz Üner ve Zekeriye Tığtepe'nin "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapsini; Ahmet Çelik, Erkut Bozkurt, Hakan Günay, Halit Özpelit, Mehmet Zeki Alkan, Serhat Ekin, Tahsin Erdoğan, Ufuk Eryılmaz ve Uğur Yüksel’in ise beraatını talep etti.
Savcı hakkında yakalama kararı olan sanık Mehmet Güleçyüz hakkındaki kamu davasının ise ayrılmasını istedi.
“Saha çalışması ve ihbarından kesinlikle bilgim yoktur”
Mütalaanın açıklamasının ardından sanıklar ve avukatlarının esas hakkında savunmaları alındı.
Tutuklu sanık Gediz Metropol Bölge Müdürlüğü Teknik Şefi Ahmet Orhan Kaygısız, bazı hususların anlaşılmadığını ve bilirkişilerin yanlı rapor hazırladıklarını savunarak, "Sonradan ortaya çıkan ve benim sonradan öğrendiğim arıza onarım WhatsApp yazışmalarından haberim olmamıştır. 9 Ocak 2024 tarihli saha çalışması ve ihbarından kesinlikle bilgim yoktur. Saha ekibinin amiri ve onarım ekibimin sorumlusu ben değilim. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
Gediz Arıza Onarım Ustası Mesut Türkan da, "Ben ve ekip arkadaşlarım 9 Ocak günü insanların canına zarar gelmemesi için elimizi taşın altına koyduk, inisiyatif alarak. Boyumuzu aşan koşulların arızayı onarmaya elvermedi. Çalışma yaptığımız kablonun kazaya sebebiyet veren kabloyla ilgilisi yok. Ben görevimi başarıyla yerine getirdim” diye konuştu.
İZSU Teknik Amiri Mehmet Zeki Aytulun ise, “Olayı görmemişim, imalatında yokum, elektrik kablosunu görmemişim. 444 gündür cezaevindeyim. Benim suçum ne? Zaten Mesut ve Fırat arkadaşlar, ‘Biz bunu tam yapamadık, geçici yaptık. Üstümüze bildirdik’ diyor. Beraatimi talep ediyorum” savunmasını yaptı.
“Biz ek raporda somut delil istiyoruz ek raporda delil yok”
Gediz Arıza Onarım Yöneticisi Mehmet Fatih Tosun ise şunları kaydetti:
“Kök raporda 9 Ocak 2024 tarihinde mazgaldan duman çıktığını gördüğüm ve İZSU’yu uyarmadığım yazıyor. Ek raporda ise "Görmese de bilmese de haberdar edilmese de tadilat yapılan kişilerle aynı derecede yer aldığından eksik yapılan işten sorumluludur" denilmiştir. Kök raporda işten haberdar olduğum belirtiliyor, biz ek raporda somut delil istiyoruz, ek raporda "Delil yok" deniliyor. Bu bilirkişi raporu, Allah kelamı mı? Sorun algılanmayan işten haberdar olmam insanüstü bir beklentidir. Uzun tutukluluk sürem mağduriyete dönüşmüştür. Benim gibi 2. derece kusurlu olup tutuksuz yargılanan 6 kişi varken ben neden tutuklu yargılanıyorum?”
Gediz Arıza Onarım Müdürü Ali Külak, “Ek bilirkişi raporuna itiraz ediyorum. Kazaya sebep olduğu iddia edilen işin şantiye şefi olmadığımı söylemiştim. Rapor da aynını söylemiş. Hak edişlere şantiye şefi olarak imza atılmaz, şirket yetkilisi olarak imza atılır. Benim kesin kabulde hiçbir görevim yok. Söz konusu Whatsapp grubuna üye değilim. Zaten bana bilgi verilen bir iş akışı da yoktur. Sahadan bana bilgi gelmez. 9 Ocak’taki yapılan işe ilişkin de bana bilgi gelmemiştir” ifadelerini kullandı.
Gediz Arıza Mühendisi Mert Ceylan da, “Bahsi geçen 9 Ocak çalışmasıyla ilgili birimleri ve kişileri bilgilendirdim. Altyapı hizmeti olması nedeniyle 7/24 takip olması gerekir. Ben hafta içi 08.00-17.00 çalışıyorum. Ayrıca ek bilirkişi raporunda kusurum görülmemiştir. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
İZSU İnşaat Mühendisi Doğan Kılıç ise savunmasında, “9 Ocak çalışmasında yukarı çekilen kablonun ızgaraya temas ettiğini 24 Mart tarihli rapor belirliyor. Mesut Türkan ve Fırat Akbay, itirafta bulundular. Kendileri, sorunun giderilemediğini ve bunu bildirdiklerini söylediler. Buna rağmen sorunun çözülmesi için hiçbir şey yapılmamıştır" diye konuştu.
Gediz Arıza Onarım Personeli Fırat Akbay, kazanın onarımından kaynaklı olmadığını savunarak, şunları söyledi:
"Ben 9 Ocak’ta tamiratını yaptım, aradan 6 ay geçti, kaza oldu. Ertesi gün kazı yapıldı ve benim tamiratım hala sapasağlamdı. Kaza tamiratımla ilgili değil. Ben arızamı giderdim ve kaza gününe kadar 6 ay geçti. O süre içinde 110 sağanak yağış oldu. Eğer ki yaptığım tamiratta bir sorun olsaydı 110 yağıştan birinde bir sıkıntı olacaktı. Konuşanlar, ‘Arıza giderilmedi’ diyor. Arıza giderildi, enerji verildi. Bilirkişi raporu, ‘Arızayı fenni olarak gidermiş ama arızanın devamı olduğu için olay yeri korumasına almamış ve bildirimde bulunmamış’ diyor. Ben bildirimde bulundum. Artık bir gazete ilanı vermediğim kalmamış bildirmek için. Görüntülü aramışım, fotoğraf atmışım, sesli bildirim yapmışım. Daha ne yapayım? Olay yerini üzerini tek duba koyup kapatabiliyorum. Ben dubamı koymuşum. Bildirimi yaptım ve başka bölgeye gönderildim. Ben bir insana zarar gelmesin diye yaptım onu. Bugün olsa bugün yine yapacağım.”
“Gediz tarafından düzenlenen tezgah olmasaydı tutuklanmış olmayacaktım”
İZSU Izgara Kolu Bağlantı Personeli Arif Kapuş ise, "Ben delillere oynama şüphesiyle tutuklu bulundum. Ama yalan beyanlarla ellerini kollarını sallayarak dışarıdalar. Ne 1. ne de 2. bilirkişi raporunda Gediz tarafından düzenlenen tezgah olmasaydı ben tutuklanmış olmayacaktım. Suçlandığımız ızgara imalatının olayın gerçekleşmesine neden olması mümkün değil. Izgara imalatı nasıl yapılmış olursa olsun böyle yapılan bir imalatın kazaya sebebiyet vermesi doğaldır” iddiasında bulundu.
Duruşmada beyanı alınan sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduklarını savundular.
Mahkeme heyeti, yeni bilirkişi raporu alınması talebinin reddine ve tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek, davayı 10 Ekim 2025'e erteledi.
Duruşma sonrası açıklamalar
Olayda yaşamını yitiren Özge Ceren Deniz’in ailesinin avukatı Ayşe Sarıçiçek, duruşmanın ardından adliye önünde yaptığı açıklamada, duruşmaya ilişkin bilgi verdi.
Cumhuriyet savcısının duruşmada 30 sanığın "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan cezalandırılmasını, 9 sanığın beraatını, yurt dışında yaşayan ve hakkında yakalama kararı olan 1 sanığın ise dosyasının ayrılmasını istediğini anlatan Sarıçiçek, şunları kaydetti:
"Tutuklu sanıkların tutukluluğuna devam edildi. Duruşmamızda haftaya cuma dosya ile ilgili karar büyük ihtimalle açıklanacak. Bizim başından beri söylediğimiz tek şey Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın ölümüyle ilgili olayda kusuru bulunan insanların, suçu bulunan insanların hak ettiği cezayı almaları ve insanların ölüm endişesi yaşamadan yolda yürüyebilmeleri. Tek isteğimiz adaletin gerçekleşmesi.”
Özge Ceren Deniz’in babası Ahmet Abi ise adalet çağrısını yineleyerek, “Kızımın vefatından sorumlu olan kurum ve kişilerin en ağır şekilde cezalandırılacağını inanıyorum. Adalete güveniyorum. Kamu vicdanını rahatlatacak bir ceza alacaklarına inanıyorum” dedi.
Kaynak:ANKA