Berlin Film Festivali'ne katılan ünlü Hollywood yıldızı Angelina Jolie, ilk yönetmenlik denemesi 'Kan ve Aşk'la ilgili NTV'nin sorularını yanıtladı.

Jolie, filmi çekme gerekçesini şöyle anlattı: ''İnsanlara Balkanlar’ın ne olduğunu, bu savaşın nasıl gerçekleştiğini, bu çatışmanın neden bu kadar uzun sürdüğünü sorduğumda elle tutulur bir cevap alıp, durumu anlamlandıramadım. Bu yüzden kendimi sorumlu hissettim. Çünkü bu bizim dönemimizde yaşanan ve Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan beri gördüğü en kanlı savaştı ama çoğumuz ondan yeterince haberdar değiliz. Gerekçem buyu. Savaş 15 yıl önce bitti ama insanlar hâlâ yaralarını sarmaya çalışıyor. Hâlâ da çok desteğe ihtiyaçları var.''

Jolie, filmin oyuncularının savaşa tanık olmuş kişilerden oluşmasını bir avantaj olarak nitelendiriyor: ''Bence hikaye aslında onlara ait. Ben elimden geldiğince yazdım, ama savaşta büyümüş ve çatışmanın farklı taraflarında yaşamış kişilerin de bu hikayeyi anlatmak istemesi çok önemliydi. Ancak hikaye, onlara yaşananları hatırlattığı ve kişisel olduğu için oyuncuların işi zordu.

Canlandırdıkları karakteri etkileyişleri çok önemliydi. Sadece onlar karakterim bunu yapar ya da yapmaz, diyebilirlerdi. Çünkü bu onların geçmişiydi ve bu öyküyü anlatma hakları var. Filminizde korkuç vahşet sahneleri görünüyor. Tecavüzler, toplu katliam ve bebek ölümleri gösteriliyor. Bu sahneleri yeniden canlandırmak zor oldu mu? Bu tür sahneler hep zordur ama oyuncular geçmişlerinde benzer şeyler yaşadığı için daha çok zorlandık. İnsanlardan, kendilerinin, anne, baba veya dostlarının benzerini yaşadıkları olayları canlandırmalarını istemek zor iş. Örneğin, Vanessa’nın bir komşusu oğlunu kaybetmiş. Bebek değilmiş ama çok küçük yaşta cepheye gitmiş ve canlı dönmemiş. Annesi hiç ağlamamış. Çocuğu birlikte gömmüşler. Bir ay sonra ağlamaya başlamış ve bir yıl boyunca ağlamış. Vanessa kadının feryatlarını hâlâ hatırlıyordu.''

'İZLEMESİ DE KORKUNÇ OLMALI'
Çok sinir bozucu oldukları için bazı sahneleri kesmek zorunda kaldıklarını anlatan Jolie, ''İnsanlara bu savaş, tecavüzler, toplama kamplarıyla dolu dönemi göstermek istedim. Bu zor ve korkunç bir dönemdi. İzlemesi de korkunç olmalı.'' diye konuştu.

Angelina Jolie, geçen yıl Haziran ayında, Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi olarak, Suriye'den kaçan mültecilerin yaşadığı Hatay'daki çadırkente gerçekleştirdiği ziyareti de değerlendirdi.

'HATAY'DAKİ MÜLTECİLERE ÇOK İYİ BAKILIYOR'
''Hor görülen insanları görmek kadar zor bir şey yok. Özellikle de böylesi bir çatışmanın arasında kalmışlarsa. Onlara çok iyi bakıldığını ve Türkiye'nin onlara çok iyi davrandığını hissettim. Bazen çatışmalarda, devletleri yardıma zorlamanız gerekir. Ama orada devletin varlığı hissediliyordu. İnsanlara canla başla yardım etmeye çalışılıyordu. Bu harika bir şey olsa da, o duruma tanık olmak hep zordur. Çünkü o insanlar yerlerinden edilmişti ve yerinden olan insanlar ortalama 15 yıl geri dönemiyor. Gerçi bence orada böyle olmayacak ama bir kampa yeni gelen çocuk ve büyüklerin ilk düşündüğü, “Şunu istiyorum. Bunu alacağım.” oluyor ama siz önlerinde uzun bir yol olduğunu biliyorsunuz. Çünkü evinize dönseniz bile, orası aynı olmuyor. Başka nereye gidebileceğinizi de bilmiyorsunuz. Başka bir ülkeye kabul edilmeyebilir, o kampta yıllarca yaşayabilir ve orada büyüyebilirsiniz. Bu üzücü bir durum.''

Türkiye'de 24 Şubat'ta izleyiciyle buluşacak olan Kan ve Aşk'ın hikayesi şöyle: 1990'lı yılların başında Balkanlarda Bosna Savaşı sürerken, Sırbistan için savaşan asker Danijel, esir kampında tutulan ve savaştan da önce tanıdığı Bosnalı Ajla ile yeniden karşılaşır. Farklı etnik kökenlerden gelen ve aslında düşman olması gereken bu iki insan, geçmişten gelen duyguları ile içinde yaşadıkları zorunlu savaş koşulları arasında kalırlar. Bir zamanlar birbirleri için çok değerli olan bu iki insanın hislerini, savaşın zalimliği köreltmiştir...