Mühendisliğin en yetersiz kaldığı yer neresidir, diye sorulsa kestirmeden en doğru cevap siyaset alanı olurdu. Çünkü o kadar yaşanmış tecrübe var ki, saymakla bitmez.

Uzağa gitmeye gerek yok en yenisi Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemidir.

Sistemin kurgulayıcıları millete takdimlerinde amacın parlamenter sistemdeki koalisyonları önlemektir demişlerdi.

Bunu söylerken de modelin iki buçuk partili bir sistemi öngördüğüne güveniyorlardı.

Sistemi getiren AK Parti ve MHP hem yüzde 50+1’i garantilemek hem de MHP’nin barajı aşmasını sağlamak için ittifak yasasını çıkarırken karşılarındaki partilerin iki nedenden hareketle ittifaklarının imkânsız olduğunu düşünüyorlardı.

BİR: İYİ Parti’nin kuruluşunu tamamlayamadığı için seçime giremeyeceği,

İKİ: Birbirine benzemezlerin elmayla, armudun toplanamayacağı misali bir araya gelmelerinin imkânsızlığı…

Siyaset mühendisleri bir kez daha yanıldılar ve CHP, İYİ Parti ve Fazilet Partisi Cumhur İttifakına karşı aralarında Millet İttifakını kurdular. Üstelik yasası olmamasına rağmen ittifak yerel seçimlerde de sürdü.

Bu girişi yapmamın konumuzla bağlantılı iki nedeni var.

BİR: Yerel seçimlerdeki bilhassa yenilenen İstanbul seçimlerinde ittifak monestik, ayrıştırıcı tekli sisteme karşı örneğine ileri demokrasilerde rastlayabileceğimiz cinsten yeni “çoğulcu sistemi” üretti ki bu sistemi kuranların hiç hesap etmedikleri bir şeydi.

Bunda mahalli seçimlerin milletin tam da tekli, monestik sisteme ve bu yöndeki ayrıştırıcı söylemlere doyduğu zamana denk gelmesi de etkili oldu.

İKİ: Ayrıca yenilenen İstanbul seçimleriyle İYİ Parti 1-Kentli Milliyetçi seçmenin partisi oldu 2- Ayrıca İYİ Parti “Cumhur İttifakı” öncesi MHP’nin konumu, AK Partili, CHP’li ve MHP’li seçmenin ikinci partisi oldu.

Yani İYİ Parti hem zemin hem de kimlik kazandı.

Sözünü ettiğimiz çoğulcu sistem liberalizm değildir.

Gönülsüz de olsa asgari bir toleransla bir amacı gerçekleştirmek için görüşleri farklı İslamcıların, Kemalistlerin, inançları farklı dindarların, seküler hayat sürenlerin ya da partileri farklı AK Parti, CHP, HDP, SP, İYİ Partililerin bir araya gelebilmesi demektir.

 “Hoşumuza gitmese de ideallerimize uymasa da sadece dünyayı farklı anlamlandırma biçimleri, insanların farklı değer sistemleri olduğunu daha da önemlisi olabileceğini kabul etmekten, mutlak hakikati, ahlaki, erdemleri temsil ettiğimiz, tarihin doğru tarafında durduğumuz iddiasından vazgeçebilmektir. (Yıldıray Oğur, Karar 05.08.2019)

Bundan sonrasındaki seçimlerde yarışın monestik, tekli sistemi benimseyen parti ya da liderlerle çoğulcu sistemi tercih edenler arasında geçeceğini bu günden söylemek mümkündür.

Siyasi mücadelenin de ittifakları dağıtma ya da denklemi bozacak yeni partilerin kurulmasına fırsat vermeme üzerinden devam edeceğini düşünmek yanlış olmaz.

MHP lideri Devlet Bahçeli bunun ilk işaretini verdi ve İYİ Partililere geçtiğimiz haftaki (3-4 Ağustos) olağanüstü kongre öncesinde “yuvaya dönün” çağrısında bulundu.

İYİ Parti yaptığı olağanüstü kongre ile GİK’i yeniledi ve Berna Sukas birinci sıradan milletvekili Aydın Adnan Sezgin de ilk onda genel idare kurulu üyesi oldu.

Böylece İYİ Parti’nin Aydın genel merkez eli güçlendi.

Peki, güçlenmede yerelde olması gereken nedir?

Yerel ayağın güçlendirilmesi için birinci şart atama yönetimlerin yerini seçimle geleceklere bırakmalarıdır.

İkincisi İYİ Parti Aydın’da hem büyükşehir hem de merkezi hükümette bir muhalefet partisidir.

Hal böyle olunca 12 büyükşehir 54 ilçe belediye meclis üyesiyle büyükşehirde ve ilçelerde CHP ile ortaklıkta bir koltuk değneği değil bir koalisyon ortağıdır.

Başkanları İYİ Partili Nazilli ve İncirliova’da da CHP İYİ Parti’ye ortaktır.

İYİ Parti bu gerçeğin idrakinde olması gerekir.

Hem ortak olmak bir partinin kendi siyasetini üretmesine engel değildir. Dahası planı, programı ve temsil ettiği kitle farklı bir parti kendi siyasetini üretmek zorundadır.

Aksi tavır iltihak anlamı gelir.

Unutulmaması gereken seçim, seçim sözünün edilmediği zamanda kazanıldığı gerçeğidir.

Seçime üç ay kala iki kuru sıkı ile propagandaya soyunmak siyaset üretmek değildir seçmeni saf yerine koymaktır.

Bunu yapanın da seçmenin dalga geçmesine kendini hazırlaması gerekir.

Bir yandan ortaklık yapmak diğer yandan bağımsız siyaset üretmek sanıldığı kadar kolay değildir. Ancak siyaset aynı zamanda diplomasiyi de gerektiren bir sanattır.

Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun her fırsatta İYİ Parti’ye övgüler yağdırması aynı zamanda gönül alma adı altında siyasetin bir gereği diplomasi kurnazlığıdır.

İYİ Parti seçim kazandığı Nazilli’de ve İncirliova’da belediye borçlarını askıya çıkararak vatandaşa ilan etmek mazeret değildir, asıl olan hizmet üretmektir.

Üçüncüsü İYİ Parti Aydın’da var olmak istiyorsa yapması gereken sıkı kontrollerle akçeli işlerden belediye meclis üyelerini uzakta tutmaktır.

Yoksa eli hamur, karnı aç kalır.

Herkesin kurban bayramlarını tebrik ediyor, ağız tadıyla huzurlu geçirecekleri bayramlar diliyorum.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!