Yolda horoz ezen Dursun, yam yassı olmuş horozu alıp muhtar Temel’in yanına gider.

Temel, horozu iyice inceledikten sonra bilge bir edayla;
Pu HOROZ bizim köyden değil,

bizim köyde yassı Horoz olmaz” der..

Daha dün, “Sonuna kadar DEVLET, sonsuza kadar MİLLET” sloganları atanların bugün durdukları yere bakınca ve söylediklerine kulak verince bu fıkra geliyor aklıma...

Ve kendi kendime soruyorum.

Bizim köyde böyle horozlar var mıydı gerçekten?

Duruşu net, bakışı sert, tek sevdası vatan ve bayrak olan ülkücüler gitmiş,

Yerine,

Erdoğan karşıtlığından beslenen,

“DEVLET’ini itibarsızlaştıran,

Baro'lara ve Nato'lara sevdalı,

HDP ile aynı safta bulunmakta bir beis görmeyen.

Tavizkar ve mülayim bir İP (İyi Parti) ülkücülüğü gelmiş.

**

İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı;

“Selahattin Demirtaş'a husumet duymam için hiçbir neden yoktur.

İktidar, HDP'nin büyükşehir seçimlerinde Millet ittifakına verdiği desteğin önümüzdeki seçimlerde de devam edeceği korkusuyla, millet ittifakının bileşenleri arasında uzlaşmazlık yaratmak istiyor” diyor.

Yine aynı İyi Parti'nin kurucu üyelerinden milletvekili İsmail Ok, Akşener'e

“Biz CHP ile ittifakız. Ama görülüyor ki CHP'nin HDP ile bir iş birliği var. Dolayısıyla ben bundan rahatsızlık duyuyorum, bunu kabul edemem ve bunu devam ettiremem” diyor.
Akşenerin cevabı “Hala yerel yönetim şeyini aşamamışsınız.. Ülkücüler belediyelerden iş istemiyorum demiyor... Üstelik Ülkücüler hiçbir şey üretmiyor” oluyor.

Ayrıca, Akşener tarafından İyi Parti’nin Kadıköy Belediye Başkan Adayı yapılan Tiyatrocu Emre Kınay, “Ben Kominist ve Sosyalist birisiyim. Kazandığımda ülkücüleri kapıdan içeri sokmam. Bunu kabul ediyorsanız adayınız olurum” diyor, Akşener de “Bunları biliyoruz ve buna rağmen adayımız olmanızı istiyoruz” diye yanıt veriyor.

**

Bu tür açıklamalarda bulunanlar MHP’de olsalar tereddütsüz kapının önüne konurlardı...

Ancak; biraz muhafazakâr, biraz liberal, biraz seküler, biraz da ülkücü olan İyi Parti’de (İP) bu tür söylemler normal karşılanıyor.

Anlaşılan o ki; “Ilımlı İslam” projeleri duvara toslayanlar “Ilımlı ülkücülüğü” hayata geçirmeyi başardılar.

İktidar olma amaçlı bu savruluş ve bu ilkesiz duruş, emperyalistleri, “Erdoğan’sız Ak Parti, Baykal’sız CHP ve Bahçeli’siz MHP” hedefine adım adım yaklaştırıyor..

Varsayalım ki, emperyalistlerin bu hedefini bir koltuk uğruna gerçekleştirdiniz,

Ve yine varsayalım ki,o çok istediğiniz parlamenter sisteme geri döndünüz..

HDP'nin, “Erdoğan’ı gönderdik.. Amacımıza ulaştık.. Artık alın ülkeyi siz yönetin” diyeceğini mi sanıyorsunuz?

HDP’ye rağmen hiçbir şey yapamayacağınız ortada iken, gizli ittifakınızı inkâr ederek insanların aklıyla alay etmeniz doğru mudur?

Sorulacak o kadar çok soru var ki...

**

“Biz ülkücü bir parti değiliz” ya da “İYİ Parti, ülkücülerin partisi değil, Ülkücülerin de partisidir” türü söylemlerle bu vebalden kurtulmak mümkün değildir.

Biz biliyoruz ki; İyi Parti’ye oy verenlerin çoğunluğunu davanın çilesini çekmiş eski ülkücüler oluşturmaktadır.

Önce devletim, sonra partim anlayışına sahip olanların şapkalarını önlerine koyup düşünmelerinin ve Devleti ebed müddet mefküresine sahip çıkmalarının zamanı gelmiştir.

Geçmektedir.

Ne güzel yazmış Üstad N. Yıldırım Gençosmanoğlu,

Uluna da bozkurtlarım, uluna.
Uluna da ince aylar doluna.
Gafil durup güvenirsen soluna,
Başın üzre sefil baykuş öttü bil!

Öz yurdunu iki pula sattı bil!.

Sağlıkla kalın.