Geçtiğimiz 25 Ekimde dördüncü kuruluş yıldönümünü kutlayan İYİ Parti’ye Aydın’da il başkanı dayanmıyor.

Dört yılda dört il başkanı eskitti, beşincisi aranıyor.

Buna görünür neden kurucu il başkanı MHP eski milletvekili Recep Taner’in yanlış iliklediği düğmeler…

Seçtiği yönetim kurulunun çoğunluğu kendisi gibi MHP kimlikli olunca bunun bir sonucu İYİ Parti Aydın’da ikinci bir MHP gibi algılandı.

Buna bir de milletvekilliği sıralamasında yapılan yanlışlıklar eşlik edince İYİ Parti merkez sağın ana üssü Aydın’da bir milletvekili çıkartabildi.

Recep Taner il başkanlığını bırakınca yerine atanan Betül Akçanal ile yapılan bu hatayı belediye seçimleri öncesi düzeltme şansı yakalamıştı.

Ancak mevcut yapı aynı kökenden gelmeyen Betül Akçanal’ı görevden uzaklaştırınca İYİ Parti bir merkez partisi olma şansını ikinci kez kaybetti.

Yerine atanan eskinin devamı Cemal Sarı’nın il başkanlığında girilen yerel seçimlerde bu parti Aydın’da Millet İttifakı’ndan payına düşen beş ilçeden sadece Nazili ve İncirliova’yı kazanabildi.

Cemal Sarı’nın il başkanlığı 2020 Temmuzunda yapılan İYİ Parti İl Kongresinde son buldu yerine seçilen Süleyman Demirci de öncekilerden farksızdı.

Burada yeni sistem ittifak partileri yöneticileri hakkında bir konunun altını özellikle çizmek gerekiyor.

Artık partilerin il ya da ilçe yöneticileri parti içi ilişkiler kadar yeni Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir ürünü, ittifak partileriyle olan diyalogu da sağlıklı yürütmek zorundalar.

Bu da seçim ittifaklarının siyasi ittifaka dönüşmesi sonucu bir siyaset gerçeği haline gelen ve ilk bakışta tezat gibi görünen bir yönüyle rakip diğer yönüyle ortak paydaş partilerle ilişkilerde parti yöneticilerinin bir diplomat gibi hareket etmesini gerektiriyor.

Ayrıca bu diplomasi mecburiyeti il ya da ilçe yöneticilerinin aynı ittifaka ait paydaş belediyelerde parti adına yapılacak müzakerelerde de gerekiyor.

Demem o ki, sorunları karşılıklı müzakere ile çözecek olan bir ittifakın paydaşı bir partinin yöneticisi ne partililerine ne de kamuoyuna çatışma görüntüsü verecek, sorunu varsa arka kapı diplomasisini devreye sokarak çözecek.

Uygulanmakta olan ittifak sisteminde uyulması gereken bir başka kural da paydaş partilerden büyük olanın iç işlerine paydaşlar ne karışacak ne de bir oyunun parçası olacak, yoksa ara dayağı yemekten kurtulamaz.

Bu kurallara uyulmaz bir de bunlara bir siyasetçinin tez canlılığı, parti yöneticileriyle geçimsizliği, eleştiriye tahammülsüzlüğü ve aşırı alınganlığı eklenirse onun siyaset serüveni yolun başında biter.

İYİ Parti İl Başkanı Süleyman Demirci hakkında bu dokuz kusurlu hareketten hangilerini yaptığı iddia ediliyor da partisinin genel idare kurulu onu disiplin kuruluna sevk etti, bilinmiyor.

GİK Üyesi aynı zamanda Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas’a sorduğumda:

”Dosyanın içeriği hakkında bilgim yok, zaten bilsem de söylemem doğru olmaz. Benim bildiğim GİK üyelerinin oy birliğiyle dosyayı Merkez Disiplin Kurulu’na sevk ettiğidir” dedi.

Bu haberin duyulması üzerine İYİ Parti’de kulis faaliyetleri de hızlandı. İl yönetiminden bazılarına göre Merkez Disiplin Kurulu’ndan görevden alma kararı çıkmayacak.

Çünkü ortada onu gerektirecek ağır bir suç yok. İddialar rövanş almak için uydurulan aslı, astarı olmayan dedi kodulardır.

Görevden almanın gerçekleşeceğini düşünenler de Süleyman Demirci’nin yaptığı hataların bir sonucu seçildiği günkü gücünden yoksun olduğunu iddia ediyorlar.

Onların dediğine bakılırsa yapılan yanlışlar partide gayrı memnunların sayısını artırdı, bunlara çoğu ilçe başkanı da dâhil.

Merkez Disiplin Kurulu’ndan karar ne yönde çıkar bilinmiyor ama görevden alınma ihtimaline karşı partililerde il başkanın kim olacağıyla ilgili yoğun bir arayış var.

Adı öne çıkan isimlerden ilki Parti’nin Efeler Belediyesi Meclis üyesi MHP kökenli Ahmet Ertürk…

İl Başkanlığı konusunda yoğun çaba sarf ettiği bilinen Ahmet Ertürk’e olumlu bakanlar yanında parti içinden sayıları azımsanmayacak bir kesim de karşı…

Gerekçeleri de Ahmet Ertürk’ün bu partinin kuruluşundaki ceketin düğmelerinin yanlış iliklenmesini düzeltmede bir faydasının olmayacağı…

Dedikleri aynı hareketi her tekrar edişte farklı sonuç beklemek nasıl ki, ham hayalse hele siyasette bunun gerçekleşeceğini düşünmek hayalden öte saflıktır.

Yanlış iliklenen düğmelerin partiye maliyeti dört yılda dördüncü il yönetimi oldu, GİK iddiaları haklı bulursa beşincisi yolda demektir.

Üzerinde durulan bir başka aday da merkez sağ bir aileden gelen iş adamı, tüccar Reşat Sinan…

Bu görüştekiler Reşat Sinan’ın Aydın’ın sosyolojik yapısıyla örtüşen bir kimliği olduğunu o nedenle daha birleştirici ve kucaklayıcı olma ihtimalinin yüksek olduğunu savunuyorlar.

Bir diğer görüş de “akil adam” tezi…

Seçilecek il başkanı hem partiyi idare edecek hem ittifak diplomasini yürütecek hem de partiyi erken ya da zamanında yapılacak bir seçime hazırlayacak gerek kamuoyunda gerek partide tanınan Halil İbrahim Aktemur benzeri tecrübe ve yaşta partili, olgun bir akil adam olmalıdır.

Bu görüşü savunanlara göre partinin gerçek anlamda bir merkez partisi kimliği kazanması için bu aşamada bu kimlikte bir il başkanına ihtiyaç vardır.

Aksi takdirde nasıl ki, 2018 seçimlerinde bu parti verdiği görüntüyle Aydın’da bir milletvekilinden olduysa yaklaşan seçimde de aynısı tekrarlanır.

İl başkanlığına adı geçenler elbette bu isimlerle sınırlı olmadığı gibi il başkanı da bunlardan biri olacak değildir.

Gönlünden bu görevi geçiren elbette birçok İYİ Partili vardır. Ancak benim demem o ki, parti kulislerinde adı dolaşan isimler bunlar.

Bakalım İYİ Parti Merkez Disiplin Kurulu kararıyla il başkanlığı koltuğu boşalırsa Aydın’da bu parti beşinci denemesinde ilk ilikleyişte yanlış olan düğmeleri düzeltecek bir il başkanı bulabilecek mi?