Ölü doğar, başaramazlar ya da kongre sürecindeki gibi bir engele takılırlar diyenler tahminlerinde yanıldılar. İYİ Parti işin kuruluş aşamasını tamamladı.

Şimdi sıra işin zor tarafı, teşkilatlanmaya geldi.

Eğer yeni kurulan bir parti siyasi dengeleri değiştirecek gibi olursa teşkilatlanması sanıldığı kadar kolay olmayabilir.

İlk olarak herkesin güveneceği, kitleleri birleştirecek bir il başkanı bulunacak.

Onun:

Nakdi olacak… Vakti olacak… Meşakkatleri göze alacak… Cesaretli ve metanetli olacak… En önemlisi de ailesinden, işinden fedakârlığı göze alacak.

Çünkü siyasetin kuralı ve mesaisi yoktur. Ayrıca orası bir er meydanıdır. Yarış acımasızdır el, ense sert çekilir, hani derler ya kavgada yumruk aranmaz, tam da öyle bir çekişme vardır.

Ayrıca bu işe girişenler bozulacak olan yapıdan zarar görecek insanların çıkarabileceği önceden kestirmesi güç görünür, görünmez bir yığın engelle karşılaşabilir.

Atatürk’ün 1930 yılında kurdurduğu ve yaşatılamaması içinde bir ukde olarak kalan Serbest Cumhuriyet Fırkası kurucusu Ali Fethi Okyar’a Ali Çetinkaya bu partiyi kurmakla Türk devletinin ve milletinin idamı Mondros Mütarekesini tekrardan imzalamak gibi ağır bir ithamda bulunmuştu.(Ali Fethi Okyar’ın Anıları, s.83)

DP’li Refik Koraltan 1948’de kurulan Millet Partisi’ni ve kurucusu Osman Bölükbaşı’yı Çerkez Ethem’in ihanetine benzetmişti.(Osman Bölükbaşı’nın Anıları s.102)

Ayrıca o zamanın Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve DP Lideri Celal Bayar’a suikast düzenlemek için gizli örgüt kurduğu iddiasıyla devrin CHP hükümeti tarafından cezaevine konmuştu.

Evinin aranması esnasında emniyet güçleriyle Bölükbaşı arasında geçen ve onun hiciv yeteneğinin göstergesi bir anekdotu da yeri gelmişken anlatayım.

Evdeki aramada uyumakta olan henüz yirmi günlük oğlu Deniz’in odası da girilir.

Bu arada Bölükbaşı oğluyla vedalaşmak için izin ister ve der ki:

Oğlum baban gidiyor. Belki geri gelmez. Bu memleketin pisliğini az su temizlemez diye adını Deniz koydum. Ben geri gelmezsem, görevim bu pisliği temizlemek senin görevin olsun.” (a.g.e.113)

Osman Bölükbaşı 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’nin de hışmına uğrar. İrticacılıkla itham edilir. Ona olan öfkeyle seçim çevresi Kırşehir ilçe yapılır.

Aynı zorluklarla 1980 ihtilalı sonrası kuruluş aşamasında askerlerden icazetli Özal’ın iktidar Anavatan’ı karşısında Doğru Yol Partililer karşılaşmışlardı.

Yenipazar İlçe teşkilatı kurucusu Müfit Bayraktar anlatır.

Herkesi iktidar korkusunun sardığı bir ortamda üye bulmakta zorlanınca geceleri kurucu bulmak için meyhanelere adam aramaya çıkarlar.

Şehrin kaynak suyunu at arabasıyla evlere satmakla geçinen bir şahsa üye olma şartına bağlı aldıkları at ölünce istifasını önlemek için yerine ikincisini alırlar.

Bunlar yeni kurulan bir partinin başına gelebilecek olan yaşanmış Türkiye gerçekleridir.

Demokrasi deriz… Partiler onun vazgeçilmez parçasıdır, deriz… Yeri geldiğinde memlekette iktidar boşluğu yok, muhalefet boşluğu var der, gerçekleri söyleriz.

Ama yeni kurulan bir parti karşısında mantığımız yerine duygularımızla hareket ettiğimiz de başka bir gerçeğimizdir.

Ancak bunların da üstünde evrensel bir gerçek daha vardır ki, o da Fransız Hukukçu Maurice Hauriou’nun dediği gibi eğer yeni parti toplumsal bir talebe dayanıyorsa ki, buna günümüzde “sistem dinamiği” denir, önünde engel tanımaz.

Ne konuda olduğu fark etmez toplumsal bir olayda ortaya çıkan dip dalga benzeri bu irade aksi yöndeki zorlamalar karşısında daha da güçlenme özelliğine sahiptir.

1961’de Adalet Partisi kurulduğunda üstü örtülü asker engeliyle karşılaşınca İstanbul ilçelerinde parti teşkilatını ev toplantılarıyla vatandaşlar kendileri kuruyor resmileştirmek için yetkilileri ondan sonra çağırıyorlardı.(Ferruh Bozbeyli, Yalnız Demokrat, s.148)

Sistem dinamiği denen işte böyle bir şeydir.

Bu havaya bakılırsa İYİ Parti, iyi bir rüzgar yakalarsa 2019’da Aydın’da siyasi dengeleri değiştirecek gibi görünüyor.

Bilhassa merkez sağ ve diğer seçmen muhalefetin yetersizliğinden şikâyetçi olanların bu partiye karşı ilgisinin oldukça fazla olduğu gözlemleniyor.

Bu şuradan da belli…

Her devirde olduğu gibi çeşitli nedenlere bağlı endişeliler yok değil ancak bunların yanında Aydın’da 1961 İstanbul’unda olduğu gibi teşkilat kurmaya hevesli, “maddi manevi fedakârlığa hazırım” diyen serbest meslek sahibi, çamaşırı temiz, tanıngın insanların sayıları beklenenin üstünde.

Bunların içinde geçmişte çeşitli partilerde siyaset yapmış olanlar da var yeniler de…

Ancak il başkanı atanacak olan ince elenip sık dokunuyor ve üç özellik aranıyor.

BİR: Kamuoyunda bölünmüş mini bir MHP algısına yol açmaması,

İKİ: Herkesi kucaklayacak bir kimlik ve kişilikte olması,

ÜÇ: Temsil, liderlik vasfı taşıması.

Aydın’da kimin başkanlığında, nasıl bir İYİ Parti vitrini ortaya çıkacak kamuoyu kadar biz de merak ediyoruz.

Bekleyelim, görelim.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA