Kuşadası'nda özelleştirme çalışmalarının ardından tartışma konusu olan liman sahası içerisindeki yapılaşmayla ilgili süren davanın bilirkişi raporu tamamlandı. Kuşadası Limanı davasında bilirkişiler "Liman imar planı ve plan notlarının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı" kanaatine vardı.
Kuşadası Belediye Meclisi'nin bağımsız üyeleri Ahmet Altunsoy ile Nilgün Öğünçlü'nün Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın Kuşadası Limanı'ndaki yapılaşmaları yasallaştırmaya yönelik imar planına karşı açtıkları ve Danıştay 6. dairesinde E: 2006/5903 sayı ile görülmekte olan davada, Danıştay'ca belirlenen bilirkişilerin hazırladığı rapor tamamlandı. Raporun başlangıcında, davacı iki Kuşadası Belediye meclis üyesinin tezleri ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Egeports firmasının yanıtları veriliyor ve
Kuşadası Limanı imar planı ve yapılaşma süreci tarih sırasıyla kaydediliyor.
ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama bölümünden Prof. Dr. Melih Ersoy, DEÜ Çevre Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. Necdet Alpaslan ve DEÜ Şehir ve Bölge Planlama bölümünden Prof. Dr. Sezai Göksu'dan oluşan bilirkişi heyeti, teknik incelemesini 4 ana başlık altında topladı. Raporda ilk olarak "Planlamada ölçek hiyerarşisi ve plan kademelenmesine bir müdahale" olduğu belirtilerek, dava konusu imar planının "planların kademeli birlikteliği sürecinin tamamen dışında, alt ölçekli bir planlama müdahalesi" olarak
değerlendirilerek, bu durumun "planlama ilkeleri ile tutarlı bir tutum olmadığı" vurgulandı. İkinci olarak "Planlamanın tanımladığı ilişkilere bir müdahale" başlığı altında "Dolgu alandaki planlama kararlarının hiçbiri teknik hesap ve öngörüye dayanmadığı ve tesadüfi biçimde belirlenmiş olduğu kuşkusunu güçlendirmektedir" ifadesine yer verilen raporda, "Kentsel ölçekte ayrıntılı bir sektör çalışması ve mekansal etki ve etkilenim çalışması" yapılması gerekirken, "dava konusu planı bu yönde haklı
çıkartacak hiçbir bilimsel ve ampirik çalışma ve bulgu bulunmadığına" dikkat çekildi. İmar planının, "Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik çerçevesinde uygun görülebilmesinin mümkün görünmediği" vurgulandı.
"Plan Yapım Tekniği" başlığındaki üçüncü bölümde, "liman dolgu alanı üzerinde herhangi bir yapılaşma ifadesi ve gösteriminin yer almadığının açıkça görüldüğünü" ifade ederek, "dolgu alanın hangi bölümüne, hangi konumda, hangi yoğunlukta, ne kadar bir döşeme alanı ile, ne tür kullanış biçimlerinin yer alabileceğine ilişkin hiçbir ifade yazılmamış ve gerekli çizim standartlarında hiçbir gösterim kullanılmamış olduğuna" dikkat çekildi. Planlada kamusal denetimin bu durumda belirsiz kaldığı raporda, ayrıntılı
örneklerle açıklandı.
Raporda, "Yer Seçim ilkeleri" başlığı altında dava konusu imar planı ile "yer seçimi yapılarak inşaatı tamamlanan ve faaliyete geçen çarşı yapısının, deniz ve Kuşadası Kalesi ile tarihsel geleneksel merkez arasında doğal olarak kurulabilecek ilişkisel mekanı dikkate almadığı; çarşının "tarihsel ticari çekirdeğin önünde gerçekleştirilmiş olmasını", kültürel ve tarihsel mirasın geri plana itilmesiyle, "alış-veriş ve ticaret yapısının kamu yararını zedelediği" görüşüne yer verildi.