Adını bilmiyoruz. Ajans haberlerinde birkaç hafta önce konu mankeni olarak göründü. Anadolu Ajansı’nın haberi çok kısaydı: “Manisa’nın Saruhanlı ilçesindeki tarım arazilerinde çalışan mevsimlik tarım işçileri için ovaya prefabrik tuvalet, banyo, su deposu, bulaşık yıkama yeri ve çadır kuruldu.” Fotoğrafı çekene bakıyor. Bizim için ne hissettiğini anlamak mümkün değil. Ama bakışında sitem var. İlgisizlik var. İnançsızlık var. Sanki biraz alay var diyesim geliyor. Ama kesin öfke var. 
Mevsimlik tarım işçisi. Hani her yıl memleketin bitmez tükenmez yollarında, çoluk çocuk yüklenmiş olduğu kamyon kasalarından asfalta yuvarlanıp üçer beşer, bazen topluca ölenler. Mevsimlik işçilerin neredeyse tamamı, Güneydoğulu Kürt. 

Yoksulların en yoksulu 
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platform Sözcüsü Abdullah Aysu, mevsimlik tarım işçilerine “kırsal kesimdeki yoksulların en yoksulu” diyordu. Bianet’e anlatmıştı. Aysu, “Normal şartlarda kendi topraklarında doyabilirler. Ama çatışma nedeniyle bu gerçekleşemiyor. Yerinden edilmiş olanlar da var. Hayvancılıkla, toprakla uğraşamıyorlar. Üretebilseler, bunu satabilecek mekanizmalardan yoksunlar. Yaşadıkları Güneydoğu politikalarıyla doğrudan bağlı” diye ekliyordu. Sayıları kayıtlara göre 190-200 bin civarında. Ama tarım sektörü uzmanları, mevsimlik işçilerin ailecek çalıştıklarını, çocukların da çalıştığını, kayıt dışılığın yüksekliğini hesaba katarak, bu rakamın gerçekte bir milyona yakın olduğunu tahmin ediyor. 
Aysu’nun verdiği bilgilerle birlikte, mevsimlik tarım işçilerinin yaşadıkları şöyle: 
Çalışma alanları: Büyük toprak ağalarının işlerinde ya da toplama işinin hızla yapılması gereken fındık gibi alanlarda çalışıyorlar. Türkiye’de çiftçilerin yüzde 87’den fazlası işçi çalıştırmıyor. Orta Anadolu’da soğan, şeker pancarı, kayısı, Çukurova’da pamuk, Ege’de yaş sebze, zeytin, Karadeniz’de fındıkta çalışıyorlar. Toplama, çapa, kurutma, serme işlerini üstleniyorlar. 
Dört ay: Yılın dört ayında biriktirdikleri parayla geri kalan sekiz ayı da geçirmeye çalışıyorlar. 
Düşük ücret: TÜİK verilerine göre 2005’te erkek bir mevsimlik işçinin ortalama günlük ücreti 18,06; kadın mevsimlik işçininkiyse 13,62 YTL’ydi. En düşük ücret kadınlar için Hatay’da 10,83; erkekler için Aydın’da 12,82 YTL’ydi. Devlet işletmelerindeki erkek mevsimlik işçininki 25,60,;kadın mevsimlik işçininkiyse 23,12 YTL oldu. 

20 lira için 
Aracılara komisyon: Mevsimlik işçiler ücretlerinin bir bölümünü “elçi”, “dayıbaşı”, “çavuş” denen aracılara komisyon olarak veriyor. İşçilerin yaşadıkları yerden çalışacakları yerlere ulaşımını, nerede, hangi işlerde çalışacağını da bu aracılar düzenliyor. 
Sosyal hakları yok sayılıyor, dışlanıyorlar: Çoğunlukla kamyonların kasalarına doldurulup istif şeklinde taşınıyorlar. Genellikle çadırlarda kalıyorlar. Sağlıklı su ve kanalizasyona erişemiyorlar. Sağlık sorunlarını kendileri çözmek, maliyetini üstlenmek zorundalar. Bu süre çalışma süresinden sayılmıyor. Sosyal güvenceleri, sigortaları yok. Köylüler mevsimlik işçileri genellikle içine kabul etmiyor. 
Doğu’dan Karadeniz’e yolculukları iki gün sürüyor. Zaman kaybetmemek için mümkün olduğunca molasız yolculuk ediyorlar. Bazen minibüslere 20, kamyonların arkasına 40 kişi biniyorlar. 
Ordu’da bir çadırkent onları bekliyor. Turnasuyu deresi boyunca kurulmuş çadırkentte yaklaşık 400 çadırda 3 bine yakın işçi kalıyor. Bu en beter mülteci kamplarını hatırlatan çadırların başında 24 saat polis bekliyor. Günde 20 lira kazanabilmek için 10 saat fındık topluyor. Daha o paralardan yüzde 10 komisyon verecekler. Nakliyeci tacirlerine. 

Delikanlının bakışı 
Bu bakışı içimizi karıştıran kadın, valiliğin bütün ajanslara vaveylayla bildirdiği hizmetlerden, o ‘insani konfordan’ yararlanadursun, yanındaki fotoğrafta Eskişehirli bir delikanlı olsun istedim. Türk bayrağını bir önlük gibi boynundan bağlamış, bir grev gözcüsünü andırıyor. 
O da ajansların bir haberine konu mankeni olmuş. Gencecik. Güzel yüzünden öfke okunmuyor. Belki biraz gurur. Çünkü vatanını, memleketini Kürtlerden koruyor. 
Haberi şöyle: “Eskişehir’in Mihalıççık ilçesinde meydana gelen olayların ardından doğu illerinden kiraz toplamaya gelen 200 kadar işçi, ilçeyi terk etmek için hazırlıklara başladı. İlçe sakinleri Türk bayrakları taşıyıp doğudan gelenlerin ilçeyi terk etmesini istedi.” 
Milliyetçi delikanlı acaba mevsimlik işçilerin nelere katlanmak zorunda kaldıklarını, nasıl bir cehennem yaşadıklarını biliyor mu? Memleketin dört bir yanında kışkırtılmış gencecik çocuklar, Kürtleri; kendilerinden bile yoksul işçileri düşman olarak gördüğü sürece; hayvanı toprağı köyü elinden alınmış, açlıkla boğuşan mevsimlik işçilerin hayat koşulları biraz olsun düzelmedikçe, işçi kadının yüzündeki sitem silinmeyecek.

RADİKAL