İlk kez ‘yüzde 7 ülke barajlı D’Hondt’ sistemiyle seçime gidiliyor. Her seçim öncesi milletvekili aday listeleri için yaşanan iç rekabet ve partiler arası yarışa ittifak içi rekabet de eklendi. Büyük partiler, tabanda seçmen geçişkenliğinin yüksek olduğu ittifak ortaklarıyla denge kurup D’Hondt sisteminin getirdiği ‘etkin baraj’dan en iyi şekilde yararlanmak istiyor. Diğer partiler ise, özellikle küçük seçim çevrelerinde özgül değeri artan oylarla Meclis’te daha güçlü temsil peşinde. İşte yeni sistemin getirdiği yenilikler ve ittifakların ‘havuz problemleri’...

14 Mayıs Milletvekili Genel Seçimi’nde yüzde 7 ülke barajı ilk kez uygulanacak. Toplam oyuyla yüzde 7 barajını geçen bir ittifakın içindeki bütün partiler barajı geçmiş sayılacak. Yani ittifak, seçmenin oy verme davranışına etkisi dışında sadece ülke barajını aşmakta yardımcı olacak.

Hürriyet'ten Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre; bu seçimdeki ikinci fark ise milletvekili dağıtım hesabında görülecek. İttifakın ilk kez uygulandığı 2018’de, her seçim bölgesinde milletvekili kazanımı ittifakın toplam oylarına göre belirleniyor ve daha sonra ittifak içindeki partilere dağıtılıyordu.

Artık ittifakın seçim çevrelerinde vekil dağılımı yapılırken toplam oy oranına bakılmayacak. Seçim çevresinde her parti kendi oy miktarıyla D’Hondt hesabına göre milletvekili kazanacak.

ANTALYA ÖRNEĞİ

Antalya, 2018’de 1 milyon 700 bin civarında seçmenle 16 milletvekili çıkardı. Millet İttifakı, toplam hesabında 695 bin oyla bu ilde birinci çıktı ve 8 milletvekili çıkardı. Bu ilde 6 sandalye CHP’de, 2’si İYİ Parti’de kaldı.

14 Mayıs’ta bu ilde DEVA, Gelecek, Saadet ve DP ayrı liste çıkarırsa bu potansiyel oy 6 parçaya bölünebilecek. 2018’de 1 milletvekili çıkaran MHP, bu ilde yine 150 bine yakın oy alırsa rakiplerinin parçalı yapısı karşısında vekil sayısında 2’yi zorlayabilecek. Bu nedenle CHP ve İYİ Parti yönetimleri bu ilde en fazla iki logo altında seçime girmeye çalışacak.

PARTİLERİN KENDİ LOGOLARI İÇİN ISRARI NEDEN?

İttifaktaki düşük destekli partiler, güçlü olduklarına inandıkları bölgelerde oy potansiyellerini sonuca yansıtmak istiyor. 2018’deki Antalya örneğinde HDP, 108 bin oyla 1 milletvekili kazanmıştı.

Şu anda Emek ve Özgürlük İttifakı’nın içinde bağımsız liste çıkarmak isteyen TİP, bu ilden ayrıca 1 sandalye almayı hedefiyor. Ancak TİP’in bulunduğu ittifakın bu ilde oyunu yüzde 50’ye yakın artırmadığı sürece fazladan vekil kazanması zor görünüyor

Yani TİP bu ilde ayrı liste çıkarırsa aslında HDP’deki (14 Mayıs pusulasında Yeşil Sol Parti) sandalyeyi almış olacak. TİP yönetimi ayrıca Hatay’da 5 yıl önceye göre daha güçlü olduğunu savunuyor. 1 milyon seçmenli Hatay, 2018’de 11 milletvekili çıkardı. HDP ise, bu ilde 108 bin oyla bir vekillik aldı.

TİP, beklentisi gerçekleşirse fazladan 70-80 bin civarında oyla 1 milletvekili çıkarabilir. Ancak oyları artmaz ve ittifak içinde dengeli dağılım olursa mevcut sandalyeyi kaybetme olasılığı da bulunuyor. Aynı simülasyon HDP’nin 2018’de yüzde 14.4 oy aldığı İstanbul 3. Bölge için de yapılıyor. TİP bu bölgede artıracağı oyla HDP’nin daha önce çıkardığı 5 sandalyeye kendi logosuyla 1 ekleme yapmayı hedefliyor.

‘HİBRİT’ YÖNTEM

Her seçim çevresi için yeni seçmen sayılarına göre simülasyonlar yapan partiler, ortakları ve kendileri açısından en uygun taktiği bulmayı hedefliyor. Türkiye’de bazı seçim bölgelerinin çok geniş olması da partileri zorluyor. Gelinen aşamada düşük oy oranlı partilerin en azından bazı bölgelerde liste ortaklaşmasına gitmesi zorunlu görünüyor.

Birçok parti, ülke genelinde ortak liste ve bazı bölgelerde ayrı liste çıkarılan “hibrit” yöntem üzerinde duruyor. Yüksek Seçim Kurulu, kura çekiminden sonra, ittifakların sıralaması ve partilerin ittifak içindeki sıralamasına göre ülke genelinde tek “birleşik oy pusulası” çıkaracak.

Partiler, şehir veya bölge bazında liste ortaklaşmasını seçmen yönlendirmesiyle uygulamaya çalışacak. YSK, ittifaktan vazgeçecek partilere protokol değişikliği için 7 Nisan saat 17.00’ye kadar süre tanıdı. İttifaktan çıkmayı daha kazançlı bulan partilerin 7 Nisan’a kadar vazgeçme hakları da bulunuyor.

PARÇALI YARIŞIN RİSKİ

İttifak ortaklarının parçalı mücadeleye girmesi risk de taşıyor. Ayrı logolar altında yarışan ortaklar, D’Hondt’un algoritmasına takılıp hedeflediği sandalyeye ulaşamayabilir.

Örneğin 10 milletvekili çıkaran 1 milyon seçmenli bölge İstanbul’da, 2018’deki seçim sonucuna göre dağıtıldığında 62 bin seçmenin altındaki parti milletvekili çıkaramaz. Bu seçim çevresinde 4 partili bir ittifakta 3 parti ayrı adaylarla yarışıp her biri 50-60 bin bandında oy alırsa hiçbiri milletvekili çıkaramayabilir

Ama bu 3 parti en büyük partinin logosu altında ortak liste verirse üst sıralardan birer milletvekili alabilir.

KİM KİMDEN ALIR?

Bu örnek 2018 seçiminde 410 bin seçmenli Sivas’a uyarlandığında Cumhur İttifakı açısından da kayıp olasılığı doğuyor. 2018’de bu şehirde MHP 77 bin oyla bir milletvekili kazandı. CHP de 67 bin oyla bir sandalye alırken, 28 bin oyu olan İYİ Parti milletvekili çıkaramadı.

2018’de BBP Genel Başkanı Mustafa Destici Ankara’dan aday olmuştu. Sivas’ta MHP ve BBP ayrı listelerle yarışması durumunda birkaç binlik oy farkları vekil dağılımını etkileyebilir. Aynı durum, Sivas’ta potansiyeli olup Millet İttifakı’nda yarışan sağ partilerin alacakları oylar için de geçerli. Saadet, DEVA, Gelecek gibi partiler bu şehirden ayrı liste çıkarırsa oy geçişkenliğinin İYİ Parti’den mi yoksa MHP, AK Parti tabanından mı olup olmayacağına göre vekil sayısı değişebilecek.